9 Temmuz 2017 Pazar

SEVGİ SAYGI TEMEL DEĞER OLSUN AMA KİME GÖRE NEYE GÖRE?

Kimse kusura bakmasın ben asla "Ben böyle düşünüyorum bana saygı duyacaksın!" lafına itibar etmem. Bana da saygı duyulmasını talep etmem.

Hayatta en değer verdiğim duygu sevgi. Bana göre uğruna yaşanmaya değer tek asil duygu ama tabi asaletle üzerinizde taşıyabilirseniz. Saygısız sevgi olmaz ve sevebilmek için de özgür olmanız gerekir bu da ancak sizin onurlu bir yaşam yaşamanızla mümkün olabilir.

Kimseyi sevmeye veya saygı duymaya da zorlayamazsınız. Bunlar insanların özgür iradeleri ile tercih edebilecekleri gerçek hislerdir. Özgür irade de ancak ve ancak onurlu bir yaşam süren insanın elde edebileceği bir ayrıcalıktır. Ayrıcalık diyorum çünkü gerçekten sıkça rastladığımız bir şey değil bu.

Tercihlere müdahale edip etmemek ise tamamen başkalarının özgür iradelerini kullanma haklarına saygı duymakla alakalı yoksa o düşünceye, o fikre, o hayata saygı duymakla alakalı değil. Bu da asil bir saygı çeşidi değil çünkü kaynağı kendi özgür iradene saygıyı elde etme çabası. İçinde çıkar beklentisi olan hiçbir şeyde asalet yoktur. Ama hiçbir beklentin olmadan yaşamak da ahmaklıktan ibarettir. O yüzden bu konudaki dengeyi adaleti gözeterek tutturmaya çalışman gerekir. Konusu gelmişken şuna da değinmek isterim, Voltaire'e ait sanılan ama muhtemelen öyle olmayan bunun da bir önemi olamayan “Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm” lafı da aslında bununla ilgilidir ve aşırı bir tepkidir. Neden saygı duymadığım bir şey için öleyim ama mümkünse hep birlikte her şeyin söylenip her şeyin medenice mantık sınırları içerisinde tartışılabildiği ortamları inşa edelim. Açıkçası ben bunu samimiyetle ve bilinçle inşa etmeye çalışanların sadece destekçisiyim. Her şeyin yeri ve zamanı vardır bazen çok erken bazen çok geçtir. Lakin her dönem söylenmesi ve hatırlatılması gereken şeyler bunlar. Ama ben bir hatırlatıcı, bir idealist değilim. Ben çok düz bir savaşçıyım. Problemi görürüm, problemle savaşırım, yener veya yenilirim ve yoluma devam ederim. O yüzden benden zamanın ötesinde medeni davranışlar beklemek biraz şey :)

Hiçbir aşırılık mantıklı değildir ve mantıksız olan her şeyin neticesinde öngörülemeyen güzel şeyler olabileceği gibi kötü şeyler de olabilir. Bu konuda olasılık kötü şeylerden yanadır. İçinden geçtiğimiz dönem insanlığımızı yitirmeyecek ölçüde mantığa sığınmamız ve sadece gerçekliğe tutunmamız gereken bir dönem. İnsanlara güzel rüyalar vadedip onları kabuslara sürüklediler, yine. Dinlerinize yahut ideolojilerinize veya artık idealize ettiğiniz, totemleştirdiğiniz her ne varsa ona tutunup bir kurtarıcı beklemektense bir savaşçı gibi düşünmeye çalışmanızda fayda var. Çünkü dünya her zaman olduğu gibi büyük bir savaşta ve bu savaşın en alevli dönemlerinden geçtik geçiyoruz. Kurtarılmayı bekleyerek geçirdiğiniz her sürede kendinizi kurtarmaktan daha da uzaklaşıyorsunuz. Siz önce bir kendinizi kurtarmaya odaklanın da bir kurtarıcı gelirse gelir gelmezse de eyvallah çekebilecek gücünüz olur. Ve unutmayın, kaçarak hiçbir şeyden kurtulamazsınız. Her şeyden önce bir korkak olarak yaşamaya devam etmek var işin ucunda. Ve insan yırtıcı bir türdür, tavşan değildir. Çok uzun süre tavşan taklidi yapmak akıl sağlığınızı bozar zamanlar :/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)