1 Ağustos 2010 Pazar

Maria ölmüş

Maria ölmüş diyorlar. Beklemiyormuş böyle biteceğini.Hazmedemediği bir küçük tokatı anımsamış gitmeden. Hatta yanında götürmüş o tokadı.

Maria ölmüş diyorlar. Çiğnemeden yutmuş hayatı, öğütmeden kusmuş.Kısaltmış saçlarının her bir telini. Sonra tenine yapıştırmış onları. Böylece görünmez olmuş. Dokunulmaz olmuş. Kaybolmuş.

Maria ölmüş diyorlar. Bir cadıyla ters düşmüş.Renklerden konuşuyorlarmış. Sonra Maria durup dururken cadıya "Sen yalancısın üstelik kötüsün" demiş. Cadı lanetlemiş bunu. "Konuşsun ama kimse duymasın, ağlasın ama gözyaşları akmasın, anlasın ama hemen unutsun" yazmış bir çaputa asmış bir caminin avlusundaki ağaca. Maria yorulmuş ve hemen orada ölmüş.

Maria ölmüş diyorlar. Bahçesinde domates yetiştirecekti. Kuşları çiftleştirip şarkı söyleyecekti. Yazık.

Maria ölmüş diyorlar. Oysa demin gördüm ben onu. Pembe rujundan ve kırmızı ojelerinden tanıdım.

Maria ölmüş diyorlar. Bence yalan söylüyorlar.