8 Temmuz 2017 Cumartesi

ADALET YÜRÜYÜŞÜ VE EN SEVDİĞİM KONU DIŞ MİHRAKLAR

Hem söylenirim hem yazarım hem de yürürüm, bizim olayımız da bu şekil. Kısa da olsa belli bir mesafe yürüyüşe katıldım(Themis kabul etsin). Mola alanında takıldım. Tabi hemen izlenim anlatacağım sav savlayacağım haliyle O_o

Öncelikle bizim ülkemizde olan hiçbir şeyin halk iradesi ile gerçekleştiğini düşünmüyorum. Halkın itiraz hakkını kullanma iradesi var lakin bunun örgütlenmesi de malum mihrakların elinde ve tabi ki onlar da kendi çıkarları yahut hesapları doğrultusunda yapıyor bunu. İstedikleri kadar illuminatiydi reptilliandı sulandırmaya kassınlar üç kişi bir araya gelse ikisinin çeteleşip üçüncüyü sömürmeye çalıştığı bir dünyada tabi ki dünyadaki düzene şekil vermeye heves etmiş çeteleşmeler olacaktır. Senin mahallende de bu böyle işyerinde de ailende de. Her yer sürüleşmiş çete kaynıyor. Kurtlar ve kuzular, kendini kurt sanan kuzular, kuzu sanıp kurt olduğunu anlayanlar vs.

Ben bu mihrakların listesini filan vermiyorum çünkü hastalıklı ve ortalama tipler olsalar da öyle güçlü bir mirası ele geçirmişler ki elbette o mirasta kendilerini nasıl saklayacaklarına dair bilgi de vardır. Ve perdenin önünde de her zaman ahmaklar olur. Yöntemlerini okumak kim olduklarını bulmaktan çok daha kolay bir iş tabi.

Hangi kesimden olursanız olun(yahut olduğunuzu sanırsanız sanın) bu kişilerin ne dinleri ne ideolojileri ne de başkaca bir soyut ve toplumsal dayanak noktaları yok(ırkı bunlara dahil etmeyin). Bunlar için etki alanları önemli. Sizin ne düşündüğünüzü, ne hissettiğinizi, ne istediğinizi zerre kadar umursamıyorlar çünkü tabi ki psikopatlar. Eğitim durumunuz, entelektüel kapasiteniz, ahlaki konumlanmanız da çok umurlarında değil. Dünyada sürüler vardır ve sürülerin de alfaları. Alfayı ele geçirdin mi yahut o sürüye kendi alfanı koydun mu zaten sürüler senindir. Evet insan bir sürü hayvanıdır. Ve çok çeşitli alfalar vardır. Çomar alfası, entel alfası, savaşçı alfası vs. Her alfa her kitleye hitap etmez ama yeterince kitle toplaması sağlanırsa(bu bazen nicelik bazen niteliktir) diğerlerine zorbalık yapacak güce ulaşır.

O yüzden bunların karşı çıktığı popüler herhangi bir görüş yok. Neden olsun ki? İnsanlar farklı karakterlerdedir ve karakterlerine, mental kapasitelerine, psikolojilerine göre türlü meyiller gösterirler. Eskiden asimilasyona kasılırdı sonra anladılar ki asimilasyon hem zor hem de işe yarar değil. Çatışmadan doğan enerji misler gibiyken neden tek tip koyunları olsun? Her görüş eğilip bükülüp istenilen kıvama getirilebiliniyor. Özünde insanların hamken pişmesine yol gösteren öğeler barındıran dinler teröre, özünde dünya halklarını birleştirmek gibi amaçlar taşıyan bir ideoloji lokal milliyetçiliğe hatta ırkçılığa ve yine teröre dönüşebiliyor. Nasıl ki gıdamıza mutasyon tatbik ediyorlarsa fikirlerimize ve dolayısıyla aklımıza da bunu yapabiliyorlar.

Bugün birbirini dış mihraka hizmet etmekle suçlayan kitleler var. Aslında hepsinin içine çoktan sızılmış. Öyle olmasa Türkiye bu halde olmazdı.

ABD hayranı olarak yetiştirilmiş NATO askerleri yeri geldi Kürtlere bok yedirdi, yeri geldi türban ağlaşmaları için her türlü zemini hazırladı. Ne kadar çok mağduriyet o kadar çok aslında o kadar da önemsenmeyen kimliklere sıkı sıkıya tutunup bilenmek. Siyasi partilerdekilerin zaten kimlerden seçilip nerelerde yetiştirilip başımıza musallat edildikleri kanıtlarıyla ortada. Basın dediğimiz nane zaten ilk kaptırdıklarımızdan. Şirketler nasıl kuruluyor nasıl ortaklıklara dahiller ortada. Memurlar zaten rüşvet alın ya ne var onda diyen Özal döneminden beri bir türlü adam olmadı. E tabi ki sorular çalındı dağıtıldı neler neler.  Ha ondan önce çok mu adamlardı. Yeani. Fakat hiç bu kadar çok vatan haini memur olmamıştı herhalde. Özel olarak yargıdan bahsetmek bile istemiyorum öyle de içim acıyor. Şu an kişisel işlerim dolayısıyla da bizzat tecrübe ettiğim bir şey olarak diyebilirim ki yargı çökmüş demek bile iyimser bir tespit. Yargı diye bir şey kalmamış arkadaşlar.

Hep diyorum BBC, CNN, NYT vs. kimi pohpohluyorsa yahut gündeme getiriyorsa o vakit o mihrakların o kesimlerle bir işi vardır. O kesim bir pazarlığın konusudur. Açık söyleyeyim Gezi de böyle oldu Adalet Yürüyüşü de. Ve yine açık söyleyeyim orada güneşin altında yürüyen 70 yaşında insanlar da bu kişilerin hiç ama hiç umurunda değil. Bizler sadece pazarlık malzemesi kelleleriz. Genellikle sayımız, nadiren de niteliğimiz masada bir detay. Daha fazla da bir ederimiz yok.

Peki yürümeyecek miyiz? Neden yürümeyelim? Neden varlığımızı ilan etmeyelim? Hiç yürümesek, hiç protesto etmesek pazarlık konusu olmaya bile değmeyecek yığın olarak işaretlenip unutulacağız. İnsan kendini yok sayarsa diğerleri haydi haydi yok sayar.

Fakat bilinç önemli bir şey. Bilinç olmazsa oynatılan ayı gibi hamamda bayılma taklidi yapmaktan başka bir numaramız olmaz. Her şeyi bilerek, anlayarak ve zamanımızın gelmesini sabırla bekleyerek ve zamanımız geldiğinde de şaşırtıcı hamleyi yaparak bu döngüden çıkabiliriz. Çıkacak olan halk haddi bildirilecek olanlar da bu psikopatlar ve onların içi boş kuklaları. Öyle bir günün gelme ihtimali var. O ihtimal biz o olasılığa ihtimal verirsek gerçekleşebilir. Ben bu ihtimale kaybedeceğimi bilsem dahi ganyan basarım. Sözlerimi nereden olduğunu hatrlamadığım "bazen kaybedersin ama aslında kazanmışsındır" ezik repliği ile bitirmek isterim. Biz yine de kazanalım. Harbi harbi, kazanmak gibi kazanmak.  














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)