29 Ağustos 2018 Çarşamba

TEŞKİLAT-I MAHSUSA PALAVRALARI



Bu yüzük uydurma, Teşkilat-ı Mahsusa hikayeleri de tamamen İngiliz Yahudi masalları. Bunu diğer kuklaları liboş ve solcuların bu örgüt Ermeni ve Rum katletti hikayesini aşırı sahiplenmelerinden de anlıyoruz. Ha bu yalanlarla gaza gelen mallar kullanılıyor onu da görüyoruz tabi.

Teşkilat-ı Mahsusa zamanın ordu teşkilatında resmi görevli bir birim. Şimdiki karşılığı jandarma istihbarata tekabül eder en fazla. Görevleri ortalığı karıştırmak, insanları birbirine kışkırtmak, onları katletmek vs değil tabi. Bir devletin varlığının teminatı halkının huzurudur. Her kim hangi görevle bu tip işler yapıyorsa biliniz ki o kişi bilerek veya bilmeyerek ilgili devleti yıpratmak ve çökertmekle görevli biridir. İstihbarat her devlette olur ama ajan provokatörlük bildiğin düşman marifetidir. Biz Türkler bu aşağı yöntemi hiçbir zaman kullanmadık.

Bu palavrayı o kadar büyütmüşler ki efendim Müslüman Kardeşler eskiden Osmanlı sınırlarına dahil şimdi Türkiye sınırlarından hariç bölgelerdeki Teşkilat-ı Mahsusa'nın devamıymış da hatta bunlar belli ailelermiş yani bir aşiretçilik de itelemişler araya bilmem ne. Malum Mısır, Suriye ve Türkiye'de aynı adlı (Adalet ve Kalkınma) partiler var vs. Görüyoruz ki bu palavralara ciddi ciddi inanmış bazı ezik cahil mallar kendini bir şey oldum sanıyor, bunlar gerçek kişiler ve fakat tabi ki hizmet ettikleri planlar da ortada.

Türkler tarih boyunca pek çok gerizekalı düşmanla mücadele etti. Bizim için düşmanın akıllısı yeğdir çünkü hiçbir gerçek savaşçı aptallarla böyle vakit kaybetmek istemez. Bundan çok sıkkınlık duyduğumuzu biliyor olmalılar ki ne kadar gerizekalı varsa bir bir örgütleyip üzerimize üzerimize salıyorlar zira bizimle er meydanında mücadele edecek bir kapasiteleri de yok zaten. Bunu bizi kıskanıyorlar kafasıyla söylemiyorum zaten kıskanacakları da herhalde aklı sikinde çomarlar değil olsa olsa gerçek Türkler olabilir fakat en fazla tarihimizi kıskanırlar, günümüzde halimiz ortada. Ha bir de potansiyel geleceğimizden tırsarlar zira istatistikler gösteriyor ki görece uzun sessizlik dönemlerinden sonra ortalığın tozunu attıran bir milletiz de. 

Ama bunlar için dün de günümüzde de asıl mesele sömürebildiğin kadar sömür politikası. İşte bu politikaya şimdiye kadar dur diyemedik. Çünkü bizi biz yapan bütün değerlerimizi bir bir kötüleyip bunları kullanmamız için elimizi kolumuzu bağladılar. Ben de zaman zaman ümidimi yititrir gibi olsam da umutsuzluk biz Türklerde genetik olarak mümkün olmuyor. İnsan salayım ya dünya da böyleymiş rehavetine kapılayım dese de bir şey dürtüp duruyor. O dürtüşlerin sonu da Ortaçağ'ı 21. yüzyıla taşımakla neticelebilinir. Velhasıl biz bel altı çalışmakla, sinsi sinsi uzun vadeli komplolar planlamakla uğraşacak aşağı varlıklar değiliz. Balyozu kafanıza gömçürür geçeriz. Ve bir dakika bile durup da ben ne yaptım öyle ya diyeceğimizi sanmayın.  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)