29 Haziran 2018 Cuma

KENDİNİ ALLAH SANAN AKP DİNİ MENSUPLARINA

Bugünlerde sıklıkla görüyoruz AKP dini mensupları onun dini yalan dolan içki içiyor bir kere falan filan oturmuşlar hesap kitap yapıp ceza kesiyorlar kafalarına gre. Bu arada içki içmek > bütün günahlar + şirkler. Yani çalabilirsin, insan öldürebilirsin, hak yiyebilirsin vs. Ama içki içmek efendime söyleyeyim türban takmam yahut dövme yaptırmak bunların hepsi insanlığı mahvediyor Allah'a karşı mahçup ediyor hepimizi. Kafalarında böyle sadece şekle şemale bakan bir Allah ve böyle bir din var. Bu ne dini bilmiyoruz ben AKP dini diyorum şahsen.

Yine Facebook'ta halkla içiçe girmiş bulundum. Birileri Kamer Genç'ten bahsediyor o olsa pabuç bırakmazdı olan bitene minvalinde bir şeyler söylüyor. AKP dini mensubu olan biri de gelmiş o şu an cehennemde size yardım edemez diyor. Biri de buna nereden biliyorsun cehennemde olacağını , kendinin gitmeyeceğinden emin misin demiş. Bu zat diyor ki cehennemin tapusu sizin üzerinizde bizi almazlar oraya diyor. Eğer Araf suresinden haberdar olsaydı bu zat şu an kimsenin cehennemde olmadığını, arafta beklediklerini bilecekti. Ahiret günü gelip de hep beraber dirildiğinde herkes ki hayvanlar da dahil buna o vakit hesaplar ele tutuşturulacak ve dağılıma çıkılacak :)


                                                                                                                                                                 
Efenim bu kişiyle bir müddet ben de hasbihal ettim lakin kendisi tabi ki beklenildiği üzre umutsuz vaka. Orada zikrettiklerimi de buraya not alayım dedim. Zira olur ya mesela gençtir, henüz beyni din satan çıkar odakları tarafından pelte edilmemiştir, madem de güya inanıyordur inatla denk gelir de okur. Bu sayede orada burada insanlara salça olurken inandığı dinde günahtan günaha, şirkten şirke koşmaz da hem kendi huzurlu olur hem de toplumun huzurunu bozmaz. Dinden bahis açmak Allah'ın adını ağzınıza sakız yapmakla olmaz. Önce dininden habrdar olacaksın. Kenat mahalle Allah'çıklarından da din öğrenilmez. Çağ artık internet çağı. Aç Kuran çevirisi oku biraz. Tek çeviride de kalma.Bir satırlık cümleyi 3 paragraf yazan var. Cümleler uzamış parantez içinde ne anlatmak istediği anlatılımış ki yapılan yorumun konuyla alakası bile yok.. Otur anlamaya çalış. Eskiden insanların okuma yazması yoktu, yeterli sayıda Kuran yoktu. O zamanlar başkasının ağzından çıkan laflara mecburdu insanlar. Şimdi öyle değil. Kuran'da da Kuran'dan başka bir şeye ihtiyacınızın olmadığı defalarca zikredilmiş.

Kuran'ı hatmetmek de size bir şey kazandırmaz. Önemli olan anlamak. Yine eskiden savaşlar vardı insanlar birbirlerinin ibadethanelerini ve kutsal mekanlarını yakıp yıkarak üstünlük ilan eder burası benim alanım oldu bana itaat edeceksiniz derdi. O yüzden pek çok hafız olurdu(Elbette savaşlar yine var ve yine kutsal sayılan yerlere saldırılıyor fakat çapı alanı şimdilik sınırlı görünüyor). Benim ailemde de 14 hafız varmış biri de dedem. 14 yaşında hafız olmuş. Çünkü Balkanlar'dasın, sabah akşam savaş var. Eldeki Kuran'ı kaptırdın mı daha da Kuran bulana kadar havalara bakacaksın. Fakat günümüz şartları değişti. Şekillere hapsolup kalıyorsunuz. Özden bihabersiniz.

AKP dinini bir kenara bırakır da islama bakarsak; öncelikle insanların açıkta işledikleri günahları görebilirsin ama gizlide ettikleri tövbeleri bilemezsin. Onu Allah bilir ister affeder ister etmez. İkinci olarak bugün müslüman olmayan kişi yarın iman edebilir güzel ameller işler senden bile makbul olur. Sen onları dinden soğutarak onları Allah'tan uzaklaştırdığın için o sürede işledikleri günahlar senin vebalin olur. Senin onları güzel adabınla ikna emen ve işte islam yolu beni böyle yaptı demen lazım. Nahl 82, "Ey Muhammed! Eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen açık bir tebliğden ibarettir." Hele ki yaptığını söylediğin çirkinlikleri Allah'a atfetme zira Kuran'ı okursan arada bir şöyle der; Araf 28 "Çirkin bir iş işledikleri vakit, "Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: "Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?". Üçüncüsü Lokman 26 :"Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır." yani cehennemi bize tapuladığını söylemen de nasıl desem cehennemlik bir şey.

Şimdi bunlara dediler ki işte bizi baskılamak için böyle diyorlar o yüzden artık biz uyandık pabuç bırakmayacağız bunlara hadi kin güdün ve saldırın, karılarını kızlarını cariye yapın(zaten bu cinsellik bunların paradan da çok taptıkları bir şey malum). Yine islamdan birazcık anlasalardı öfkenin, kin gütmenin şeytanın insana vesvese vermesinden kaynaklandığını, Allah'la güçlü bağlar kuran insanların iç huzurunun olacağını bilirlerdi. Sizler kendinizi hiçbir konuda geliştirmediniz. Kıldığınız namaz tuttuğunuz oruç borç değil. Allah sizin namazınıza orucunuza ihtiyaç mı duyacak da alacak diye yazsın deftere. Bunları siz kendinizi geliştirin, iradenizi sağlam tutun diye pratik niyetine görev vermiş. Bunu da yine ayetlerde belirtmiş. Sizin için hayırlı olur, size faydası olur denmiş bu konulardan bahsedilirken. Ama siz obsesif bir halde şekle hapsolduğunuzdan şunu yaptım, bunu yaptım, ben makbul insanım o değil bu değil şaşırdınız kendinizi hepten günden güne. Kendinizi iyiliğe güzelliğe ikna edemediğiniz için başkalarını da edemediniz haliyle. Yani pabuç bırakmanızı gerektirecek bir şey yoktu ortada. Cahil, kötü ve başarısızdınız. Hala da cahil kötü başarısızsınız sadece eline silahları alan maymunlarsınız ki o silahlar de size göstermelik verildi. Bu çapsızlıkla neyi elde edebileceğinizi sanıyorsunuz? Baksanıza dininizi bile bir ateist anlatıyor size. Bu kadar da düşkün bir haldesiniz işte :/

Son olarak :

Nahl 116 "Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah'a karşı yalan uydurmak için, "Şu helâldir", "Şu haramdır" demeyin. Şüphesiz, Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler."

Hadi eyvallah.











28 Haziran 2018 Perşembe

İRADE

Westworld 2.sezon finalinde de bahsi geçti. Bir de şöyle bir geyik gördüm. Neden bu konuda sallamıyorum dedim başladım yazmaya. Buyurunuz,



İyi ve kötü kavramları bizim uydurduğumuz kavramlar olarak ele alınırsa insanlığın soyu tükendiğinde bunlar da otomatikman kendini sıfırlayacaktır demek oluyor. Fakat soyumuz tükendikten sonra da bir hamamböceği başka bir hamamböceğinin kalbini kıracak :( Asıl soru, irade var mı?

Peki irade nedir? Çoklu seçeneklerden seçenek seçmek yahut hiç seçim yapmamak serbestisini özgürce kullanmaktır özünde. Bu kimyasal reaksiyonlar algıyla veri stoklayarak ve onları işleyerek seçenek oluşturup oluşturulan karaktere bu seçenekleri sunup, seçme şansı veriyor mu?

Beyinsel fonksiyonlarda bir sıkıntı yoksa yapıyor tüm bu işlemleri. Demek dış dünyadan bizi engelleyen bir etki yoksa(zorla uyuşturcu enjekte edilmesi vs.) kendi içimizde oluşan karakterimizin bir iradesi var. Bu karakter bize doğuştan verildiyse bizim karakterimiz mi? Ha kendin inşa etmişsin ha hazıra konmuşsun bir karakterin var ve bunu törpülemek ya da çayıra salmak özgürlüğün de var. Bu karakterin bir iradesi var. Bu irade sınırlı mı? Evet sınırları geniş olmakla birlikte sınırlı bir irade. Full paket özgür irade için epey cücük varlıklarız zaten.

Daha sonra örnekler, ispat denemeleri filan geliştiririm belki yazıyı. Şöyle dursun bakalım burada.


Şu girdi en beğenilen listesine girmiş,

https://eksisozluk.com/entry/119278189

Bütün her şeyi arkamızda bırakıp köprüden atlayıp kendimizi boğazın serin sularına bırakabiliyorsak evet özgür irademiz vardır. Başkaları sizi hücrelere tıkabilir de iş ki zihninizde kendinizi bir hücreye kapatmayın.

27 Haziran 2018 Çarşamba

MHP MUAMMASI

Yine sardım siyasete. Daha önce seçimi yorumladığımda şöyle dediydim.


"Yaşar Okuyan MHP barajı geçecek oy alırsa orada burada anırırım gibi amiyane bir takım iddialarda bulunmuş lakin; Yaşar Okuyan tecrübeli bir politikacı olarak insanların sığırlık seviyesini doğru öngörememiş. Burada asıl aşırı sapmış tahminlemeye değil sığırlık seviyesine bakacaksın. Hiçbir seçim çalışması yapmadan nasıl oldu lan bu böyle diyeceksin. Ama düşünmek zul bunlara. Beyinleri kıt. Hiçbir matematik bunu açıklayamıyor. Buna CHP'den memnun olmayıp İYİ Parti'ye kayanlar olduğu gibi AKP kadrosundan da memnun olmayıp MHP'ye kayanlar olabilir açıklaması da dahil. Zira var böyle bir kitle mecliste İyi Parti cumhurbaşkanlığında İnce dediler belli ki. Fakat gece boyunca gördük ki her parti inip çıkarken MHP açılan her sandıkta sabit bir oyla başlayıp sabit bir oyla geceyi kapattı. Ve bunların neredeyse tamamı da cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan demiş? Ya devasa bir hile dönüyor yahut bu tercihi yapanları gerçekten kumandayla yöneten bir sistem var. Bildiğin butonlara filan basıyorlar."
http://mariadebonne.blogspot.com/2018/06/2018-seciminin-ardindan.html

Elimde data yok tabi ama iddia edilen doğudaki MHP oy artışını açıklayan şey OHAL takviye güçleri ve aileleri olamaz zira sayı yeterli görünmüyor artı bunlar neden komple MHP'li? Tabi ki seçim sonucunun veri tabanı elimde değil tam analiz sunamam, kasmak da istemiyorum lakin sıklıkla şöyle bir savla gelmişler; diyorlar ki AKP 301'i bulmak yerine neden MHP'yi koalisyona soksun. İşte bebeğim onların kararını herhalde ki Kasımpaşalı bir eski İETT şöförü vermiyor. Ona kalsa hepimiz şu an derin çukurlarda üst üste yatıyor olurduk. Kemiğimiz bile kalmamıştı fakat oyunun kurucuları böyle saçmalıklardan kar edemiyor işte. Ne dedi Bahçeli? Bize kilit bir görev verildi. He canım halk verdi. Aman neyse oylarda hile yapıldı deyip über keriz halkımızı aklamayacağım dedimdi yine dayanamadım. Olmadı.

Hayır yani döne döne aynı oyunlarla ana hattı belli bir uzun vadeli plan uygulanıyor ülkeye. Bunu görmemek için kör olmak lazım ama sonra vay efendim siz de çok komplecisiniz bilmem ne. Sen yine İnce twit attı rakıyı açtırdı de yine, yahut Tayyip dünya lideri zaten de göklerden gelen kararla geldi de veya Kürtler ezilen halk tımam mı tabi ki halkı patlatacak öğretmeni infaz edecek de veya darbe bildirisi okumuş NATO komteninin kurduğu ve Atsız gibi hardcore Türkçü birini tabutluğa gönderenin partisi de über milliyetçi ondan halkta kredisi çok de . Bunları deme demiyoruz. Ama malsınız işte. O konuda geri adım atılmasını beklemeyin zira biz geri adım atsak da siz yine malsınız zaten. Ha bütün bunların farkındayım iddiasında olanları da görüyorum, iki dakka sonra yine aynı teraneleri döne döne eda ediyorlar. Balık hafızalı mısınız ya la?

26 Haziran 2018 Salı

DEMOKRASİ

Feys anılarımdan bir kuple. Biri dürüstlük yüceltiliyor ama kimse dürüstçe söylenenleri duymak istemiyor demiş. Başka birisi de açık söyleyeyim ben Arap ve Kürtleri sevmiyorum kardeşim demiş. Ondan başka biri de kötünün ırkı olmaz, çocuğun onlardan biriyle evlense evlatlıktan mı reddeceksin demiş. Demokrasi şart diye de eklemiş :) Peki ben ne diyorum, eğer ki bahsettiğimiz öyle yalan dolan değil gerçek bir demokrasi ise. Buyrun sohpete,

Bir görüşü ya da hissi sav olarak ele alıp onu çürütmek için uç bir örnek verilmesini pek doğru bulmuyorum. Bu çürütmeye yeterli değil, sadece üzerine düşünülmesi gereken bir ihtimal. Mesela Kürt ya da Arap sevmeme hadisesini bütüncül değerlendirilmesine bakalım. Elbette bunusöyleyen kişiler birey olarak bu ırklara mensup insanlardan peşinen hoşlanmıyor değiller aslında. böyle bir tepki gliştirmek aslında hayvanibir dürtü. Zira çok basit bir kodlama olur bu. Tıpkı sokak köpeğini bir çöpçü döverse bütün çöpçülere düşman olan sokak köpeği gibi olmak gibi fakat ortada şöyle bir gerçeklik de var insan da gerçekten bir hayvan. Sadece frontol lob aktivitesi gelişmiş olduğu için amigdala'dan gelen uyarıları daha detaylı değerlendirip davranışlarını daha fazla kontrol edebiliyor. Yani daha kompleks bir sinir sistemine sahip sadece. Şimdideniliyor ki kötünün ırkı olmaz. Peki ırkların kötü kültürlerini nereye koyacağız? Bu kültürler gökten inmedi bir takım insanlar bu kültürlere çeşitli zamanlarda katkı sundu devamında da bunların soyundan gelenler bu kültür kodlarını benimsedi ve devam ettirdi. Arap ve Kürt kültürüne bakalım bir. Tipik Orta Doğu kültürü bunlar. Aslında biz Türklerin öz kültürüyle çok fazla zıtlıklar barındırıyorlar. Yani demek oluyor ki Arap ve Kürt denilince belli bir grubun bir parçası akla geliyor ve bizim insan olarak kafamızdaki veriler de diyor ki bu sana ters kültür kodları yani senin yaşam tarzın tehlikede. Bu çok mu mantıksız yahut ne kadar mantıksız? birey bazında ele alırak herhangi biri kendi toplumunun kültürü ile alakasız olabilir. Bu muhtemelen genetik bir farklılıktan kaynaklanır. Unutmayın ki sinir sisteminin ana çatısı yaklaşık 25 yılda oluşuyor. Hatta 60'lı yaşlara kadar nöron üretiliyor hala ama snaps üteyilmediği ve bu nöronlar da ana çatıda önemli bir fonksiyona sahip lmadığı için alakasız. O yüzden bazı ülkelerde reşit olma yaşı 21.Daha bile fazla olmalı diyen var. Neyse konudan uzaklaşmayalım.Bu çatının nasıl oluşturulacağı DNA'larda yazıyor zaten. Elbete içini algılarımızla edindiğimiz her türlü datayla dolduruyoruz ve o dataları süzüp işleyip elde ettiğimiz çıktıları da not alıyoruz. Fakat mekanik olarak bunu nasıl yapacağımız belli. Toplumsal davranış biçimleri aldatıcı olabiliyor yani bir kişi New York'ta oralı gibi davranıyor diye onu oralı sanmamak lazım. Zaten böyle suni metropellerde sosyalleşme hiçbir kültür kodunu temsil etmiyor. Son derece geçici yapay suni kültür kodları bunlar. Velhasıl bir kişi öyle veya böyle kendi kültür kodları ile kopuk yaşıyorsa her şeyden önce ait olamama sıkıntısı çekecektir çünkü insan sosyal bir hayvandır. Bu duyguyu aşması zeka ve yeteneği ile alakalı. diyelim ki bunuu da aştı ve siz bu insanla birlikte oldunuz. Ne bekliyorsunuz? Ailesinden tmamen soyutlanmasını mı? Yahut birlikte çocuk yapacaksınız. Bakalım hangi karakter çıkacak karşınıza. Elbette her birliktelik ve çocuk ypma kararı büyük kararlardır çünkü bir insanın hayatını ister istemez etkileyecek bağlardır bunlar. Ve zaten bu meselelerde bir çok sorunla karşılaşmak kaçınılmaz. Çünkü insan eksiktir her şeyden önce. Bir de üstüne sosyal ve kodsal sorunları eklemek ister mi insan? O yüzden insanlar başka kültürlerden insanlarla aile bağı kurmaktan kaçınır yahut bu kaçınmanın üstüne gitmek için fazlasıyla özenebilir de. Demek istediğim şu. İnsanların duygu, düşünce ve eğilimlerini slogan sözlerle yollarından çevirmek mmümkün değil. Bu tercih ırkçılıktır, kötünün ırkı yoktur gibi cümleler bilhassa günaydın der gibi sıklıkla öylesine söylendiğinden anlam boşalmasına maruz kalmıştır. Fakat tabi her insan hayatını istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir o yüzden macera da arayabilir garantici de olabilir. Ve tabi ki bırakın canlıları cansızlar dahil hiçbir şeyi değer bakımından tasnif edecek bir bilgiye algı olarak sahip değiliz. Sadece bir tek beynimiz ve ona göre de bir dünya algımız var. Ama bu beyni de bize dini referans gösterip yahut ideolojiyi olmadı herhangi bir kültür kodunu referans gösterip sabitlememizi bekleyemez hiç kimse.Burada iyi niyet kötü niyet de önemli değil. Demokrasi diyorsak önce birbirimize kod dayatmayı bırakacağız ve sonra ne düşünüyorsak ne hissediyorsak samimiyetle ve düzgün bir şekilde açık açık ifade edeceğiz. Sonra da bunun üzerine konuşup uzlaşma yolu arayacağız. Bir insan dünyanın en uç, en saçma şeyini söylese dahi üzerine kafa yorup neden böyle diyor diyeceğiz öyle hemencecik bu yobazlık, bu ırkçılık, bu liboşluk bu Araplık bilmem ne diye kestirip atmayacağız. İşte demokrasi böylesine zor bir yoldur o yüzden benim hiç işim olmaz onunla:)

İlaveten, demokratik bir sistemde ideal seçim kimsenin verdiği oyu saklama gereği duymadığı bir ortamda yapılıır. Bu ortamın sağlanamadığı koşullar zaten demokratik devlet koşulları değildir. Böyle bir ortamda şeffaflık had safhada olduğundan hile de mümkün olmaz. O günler gelmedikçe kimse demokratik bir devlette yaşıyorum demesin.

25 Haziran 2018 Pazartesi

2018 SEÇİMİNİN ARDINDAN

Uzunca bir süre politika hakkında yazmayacağım sanırım. Bu bir tahmin yoksa kendimi politik diyete soktuğumdan değil. Kendimi sıkmakla, disipline etmekle işim olmaz zira irade konusunda sıkıntı çeken bir tarafım olmadığı gibi kendine eziyet etmek gibi hobileri de saçma buluyorum(BENİ TANIYIN ARTIK :p). Olay şu; Türkiye'de ve dünyada politika üzerine düşünmek ve konuşmak gerçekten hepten boş ve can sıkıcı işler oldu.

Açık söyleyeyim ıslakmış, kuruymuş, mühürlüymüş, müşahitmiş, gözlemciymiş anlamam. Bu ülkenin hiçbir kurumuna güvenmediğim gibi siyasi partilerin kale gibi yapılar olduğunu da sanmıyorum. Her yer ele geçirilmişken benim içime asla sinmez seçim sonuçları.


İnce vakasına bakacak olursak;

Ben İnce'ye oy vermedim. Zaten yazılarımda da kendisinin CHP'den tasfiye edilmek üzere oyuna getirilmiş bir oyalamaç olduğunu iddia etmiştim. Bana göre de elbette Erdoğan'ın tercih edeceği bir adaydı. Çünkü daha önce zayıf çatı adayı denemesi yapılmış, toplum bu yürürlükte olan yalan dolan demokrasiye ikna olmamıştı. İnce'nin şahsını da güven vermeyen klişe bir politikacı olarak görmüşümdür yıllarca. Hırslı, yüksek egolu, ağzı laf yapan ama karakter bakımından zayıf biri izlenimi verdi hep bana. Şahsi kanaatlerimin gerçekleri yansıtıp yansıtmadığını bilemeyeceğim ama bilerek parlatılıp sözde demokrasi kanıtı gibi sunulan bu siyasi figürü muhalifler olarak koza çevirebilirdik. Kendin oyun kuramıyorsan başkasının oyununu alıp lehe çevirmek bir savaş sanatı işidir. Gördük ki o sanattan anlamayan bir halkla karşı karşıyayız. Tarihte gördüğümüz Türklerle uyumsuz bir Türk olduğunu iddia eden kitle var. Bazen artık ben de kendimden şüphe ediyorum ciddi ciddi. Bakalım ne demiş İnce hezimet sonrası ve insanlar neler demiş, ben ne diyorum,

Öncelikle bütün gece sessizliğini ve gizliliğini koruyup ertesi gün açıklama yaptı. Açıklamayı bulursunuz internetten. Gördük ki ezberden car car saatlerce konuşan adam eli titreyerek elindeki kağıdı okudu. İçerik de Kılıçdaroğlu konuşmalarından çok da farklı değil. İster şizo deyin ister kafayı çizmiş bu ülke dizayn edilmiş, işgal altında bir ülke. Siyasiler de sömürge siyasileri. Boş.

Ekmeleddin'de konsolide olan oy oranını alıp bunu bir başarı diğerlerininkini de başarısızlık olarak sunması zaten klişe siyasetçi ikiyüzlülüğü. Halka umut vermek değil bu. Hezimete rağmen siyasi kariyerini sağlamlaştırma debelenmesi. Yiyen yiyor tabi her zamanki gibi.


Hepimizi keriz yerine koyup bir ucuz tiyatro çeviriyorlar. Bunu ellerini kollarını bağladıkları için mi yapıyorlar yoksa tıynetleri mi bu bilemiyoruz ama netice bizim için değişmiyor. Kendi ülkemizde rehin kaldık, yediemine bırakılan sığırlarız. Olan bu.

He canım Kılıçdaroğlu çok tatliş Muharrem çok minnoş onlar parti başkanı olsun, kadrolu cumhurbaşkanı adayı olsun ülkenin ebesi sikilsin çünkü ay pembiş pembiş tipler bunlar yahu? Önümüze konulan senaryodaki keriz rolünü kabul etmiyorum. Bunları yiyenin de midesine oturuyor zaten.

Bu ülkede neden ben başarısız oldum o zaman bırakayım da başkası denesin kültürü yok? Kılıçdaroğlu yapıştı parti başkanlığına sen de kadrolu Cumhurbaşkanı adayı olarak 20 yıl girersin artık seçimlere. Yalan dolan sömürge ülkesi dizayn seçimlerinde başarılar! Ha belki de beğendiler oynadığı rolü CHP başkanlığını lütfederler. Zira dertleri çift kutuplu ABD tipi başkanlık sistemi. Al sana mal liboş lider rolü için ideal aday. Bu kadar İnce muhabbeti yeter. Ben hakkını söke söke alan savaşçı lider istiyordum. İkinci bir kampana değil.

Yaşar Okuyan MHP barajı geçecek oy alırsa orada burada anırırım gibi amiyane bir takım iddialarda bulunmuş lakin; Yaşar Okuyan tecrübeli bir politikacı olarak insanların sığırlık seviyesini doğru öngörememiş. Burada asıl aşırı sapmış tahminlemeye değil sığırlık seviyesine bakacaksın. Hiçbir seçim çalışması yapmadan nasıl oldu lan bu böyle diyeceksin. Ama düşünmek zul bunlara. Beyinleri kıt. Hiçbir matematik bunu açıklayamıyor. Buna CHP'den memnun olmayıp İYİ Parti'ye kayanlar olduğu gibi AKP kadrosundan da memnun olmayıp MHP'ye kayanlar olabilir açıklaması da dahil. Zira var böyle bir kitle mecliste İyi Parti cumhurbaşkanlığında İnce dediler belli ki. Fakat gece boyunca gördük ki her parti inip çıkarken MHP açılan her sandıkta sabit bir oyla başlayıp sabit bir oyla geceyi kapattı. Ve bunların neredeyse tamamı da cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan demiş? Ya devasa bir hile dönüyor yahut bu tercihi yapanları gerçekten kumandayla yöneten bir sistem var. Bildiğin butonlara filan basıyorlar.

İyi Parti demişken. Ben oyumu cumhurbaşkanlığında Meral Akşener'e verdim. Gerek tutumu, gerek parlamenter sisteme dönüş ısrarı, gerek halkın tamamını rasyonel bir şekilde analiz edip onların ihtiyaçlarına kafa yormuş ve teoride çözüm üretmiş olması, gerek azmi ve inadı, gerek kuruluş ilkelerine bağlı kalan ve Atatürk ve Türklükten vazgeçmeyen belki de piyasadaki son siyasetçi olması beni bu karara itti. Bir de Balkan Türkü bir kadın olması elbette. Kusura bakmayın ama bizim en paçozumuz bile herhangi bir primata en az yüz basar. Bu ırkçılık değil kodculuk :) Her türlü zorluğa rağmen bana göre yapabileceğinin maksimumunu yaptı. Kendisine teşekkür ediyorum oyumu da helal ediyorum.

Mecliste de desteğim İyi Parti'den yanaydı. Bu sadece Meral Akşener kaynaklı. Onun güçlü bir lider olması için çünkü liderliği şekil veren bir liderlik. Üstelik bunu despotlukla da değil ikna ile yapıyor. Neticede diğer partilerin hepsi yıllardır ne yapıyor, kimlerle düşüyor kalkıyor belli. Tabi İstanbul 1. bölge oyum eski MHP'li bir kısım kılı adamlara gitti. Bunun ne bana ne ülkeme bir faydası olacağını maalesef hiç ama hiç sanmıyorum :(

Kimler kimlerle düşüp kalkıyor bak görüyor musun muhabbeti yaptım diye HDP'ye stratejik oy verenlere laf çakıyorum sanmasın kimse. MHP ile birlikte 400 vekilliği kapıp her sabah uyandığında kafasına göre uydurduğu bir maddeyi Anayasa'ya yazmaya kalkışan bir yaşlımpaşa sadece bizler için değil onun sponsorları için de istenen bir şey değil. Burada bir çıkar örtüşmesi var. Bunu mecburen almak kalıyor bizlere. Yoksa HDP'nin içinde ajanıydı PKK kontenjanıydı Türkiye Cumhuriyeti ve Türk düşmanı gırla.Yok böyle bir şey diyen yalancı yahut aşırı ahmaktır. Aynılarından CHP'de de var evet. Ama bu saydığım özelliklerin çok daha beterleri AKP ve MHP'de tabi ki. Fakat öyle veya böyle bu işgalin mümessillerinin çıkarları zaman zaman ters düşüyor ve birbirlerinin paylarına ve güçlerine göz koyuyorlar. Vahşi doğaları böyle ve denge için bazen isteksiz tercihler yapmak zorunda kalıyoruz. Ben de KAsım seçiminde MHP baraj altında kalmasın diye oy bastım. Hayatımda ilk oyumu da HADEP'e atmışımdır. NATO oyunları ile halkımın birbirine düşman edildiğini daha yeni reşit olduğum, ilk oy atma hakkımı elde ettiğim seçimde farkındaydım. İstedim ki sorunlar meclise taşınsın, orada hep beraber çözelim. Bir daha samimiyetle inanmasam dahi umutla denediğim bu oyuna hiç düşmedim tabi. Bugün stratejik oy verenlerin çoğununda düşmediğinden emin olabilirsiniz. Ya matematiksel bir hesap kovalıyorlar ya da hala naif hayalleri var. Sonuçta deneyimsiz yeni nesiller geliyor sürekli yahut deneyimlerinden asla bir şey öğrenemeyen sonsuz ergenler var. Her zaman ciddi ciddi kandıracakları birilerini bulabiliyorlar. Aptallar, cahiller, egomanyaklar... Bu eleştirileri getirenler şunu unutmamalıdır ki bu ülkenin en zeki ve eğitimli kişileri şansını çeşitli şekillerde zorlarken en aşağı tabaka hiç düşünmeden dümdüz gidiyor ve açıkça kullanılıyor... Yani sen kimsin de akıl vermeye, davranış düzeltmeye kasıyorsun ey çomar! Akıllısı olmadığın konuda kendisi dahi ilan ederek, bilmediğin konuda kendini alim ilan ederek, ağzına Allah'ı sakız ederek ahlaklı olduğunu sanarak varacağın tek bir yer var adamsanmamak. Önce sen kendini adamsa, araştır oku, anla, öğren sonra ahkama başla ama yine de aptal yine de cahil olduğunu bilerek. Hepimiz zaten öyleyiz. Önemli olan bunun farkında olabilmek.

Saadet Partisi'nin aldığı oydan da anlaşılacağı üzere AKP bu ülkede mütedeyyin insan bırakmamış bravo. Bu konuda söyleyecek başka da bir şey yok. Ben artık Sivas katillerinin de onların avukatlarının da nerede çöreklendiğini net olarak görüyorum. Saadet Partisi'nin siyasi ayağı yine ajan doludur, yedek iktidar adayıdır, provokasyon deposu olarak görülüyorlardır bilemem ama tabanının namusuna sahip çıktığını gördüm. Maalesef kalabalık değiller onlar da. Zaten hiçbir zaman kalabalık olmaz böyle kitleler.


Gelelim AKP meselesine;



Azıcık aklı olan çoluk çocuk sahibi AKP seçmeni dün gece savaş alanı olmuş bir ülkede yaşıyormuş gibi patlayan silahları duyunca ben ne yaptım demiştir bile. Ondan gayrisini hiçbir musibet ıslah etmez. Çileyi bunlara mani olmayı beceremeyerek biz çekeceğiz. Sınanan biziz yani :/

Seçim akşamı türlü tuhaf olaylardan sonra bir talimatla Türkiye'de sokaklar elleri hafif ve ağır silahlı insanlarla doldu. Evimin içi resmen barut kokuyordu. 155'iaradım kaç kere kapanmış. Kimseye ulaşamıyorsun 15 Temmuz gecesi gibi ki ben o gece tesadüfen o saatlerde düğünde havai fişek atıyorlar kuşlar korkuyor diye aramıştım ama bu sefer ciddi bir güvenlik riski vardır. İnanılmaz hızla araba kullanıyorlar, tırlar sahil yolunda vs. Hiç polis sireni duymadım tüm bu süre boyunca arada bir ambülans sireni vardı. Hiç bçyle bir şey yaşanmamış gibi bugüne geldik. Üzerine bile konuşulmadı. Düşünün bir ülkede IŞİD teröristi gibi tipler ellerinde silahlarla gezip rastgele ateş açıyorlar ve hiç öyle bir şey yaşanmamış gibi yapılıyor. Bu ülkenin bu haline göre geleceğinde bir hayır olabilir mi?

Seçimdeki usülsüzlükler ve hileler alenen ifşa ediliyor, videolar fotoğraflar yayınlanıyorr. Poblemi gösteriyorsun, problem yok ki diyor. Bak oy çuvallarını teslim etmekle görevliler hariç biri otobüsten inmeyip yandan kaynak yapmış elinde çuvalla diyorsun ya hala anlayamıyor ya da cevaben nasıl koduk ama diyor. İşte sokak ortasına sıçtıkları gibi ülkenin içine de sıçıyorlar böyle böyle. Emanete sahip çıkamadık Atatürk. Ülke maymunlar cehennemi.

Yazının başında bir yerlerde söylediğim gibi ; Kerizlenmemenin imkansız olduğu bir sistemde çiftlik hayvanı gibi yaşıyoruz. Yesen de yemesen de önüne konan saman. Öyle veya böyle bir noktadan sonra açlıktan ölmemek için başlıyorsun samanı yemeye. Diğer sığırlar hayatından memnun tabi. Bok koysan bok yer kodumunun şahsiyetsizleri.

Son olarak; Şu iyi olduğumuz için yeniliyoruz hep kafasına da sığınmayın artık. Korkak olduğumuz için yeniliyoruz arkadaşlar. Konuyla doğrudan alakalı gibi görünmese de yazıya başladığım gibi yazıyı yine kendimden bahsederek bitireyim. Westworld'den de anladığım kadarıyla kesinlikle insan değilim. Ha bu güzel haber mi? Değil tabi. Zira varoluşun hiçbir türlüsünde bir güzellik olamaz belli ki :(

Ben yine uzun uzun yazdım ama özet geçen geçmiş,









23 Haziran 2018 Cumartesi

SARI SAÇLIMIN BASIN SEKRETERİNİ AİLESİYLE RESTORANDAN KOVMUŞLAR



Beyaz Saray basın sekreteri Trump düşmanı restoran sahibi tarafından restorandan ailesi ile birlikte kovulmuş. Olayı afişe eden onlara hizmet veren garson, kadın da evet var öyle bir şey deyip onaylamış. Bakınız bu liboş görünümlü küresel sermayeci iblis tayfa sadece başka ülkelerde değil ABD'de düşmanlığı böyle tetikler. İktidar elindeyse oley değilse ya da sallantıdaysa bir bakarsın o ülkede bölünmeler, halk içinde birbirine düşmanlıklar, saldırganlıklar. Obama döneminde kim kimi restorandan attı? Zencilere uygulanan anlamsız polis şiddeti örnekleri bile istisnalar hariç inandırıcı değil. Bizdeki bak türbanı yasaklarlar tehdidi gibi bak zenciler çok sıkıntı çeker hatırlatmaları bunlar. Buyrunuz zenci katliamı haberi kaldı mı? Oysa seçimden önce seri bir şekilde yapılıyordu. bir sürü rezil başkan gelip geçmiştir ABD'yi Vietnam bataklığına sürükleyen o bu... Ama liboş erkler bu başkanlar arasında en çok Nixon'dan tiksinirler güya telekulak skandalı bilmem ne hala da bu konuda propaganda yapmaya devam ederşer.. Oysa Nixon Rusya ve Çin'le barışçıl politikalar geliştirmeye çalışan bir başkandı hatta ziyaretler bile yaptı. Barış demek sinek avlamak demek bunlar için. Trump'ı beğenirsin beğenmezsin vs. ama kaostan beslenenlerin aksine barış politikalarına sıcak bakıyor ve adım atıyor bu da melekliğinden değil elbet ülkesini düz ticaretle kalkındırmayı daha karlı buluyor.

Buyrun liboş iblisliğine bir örnek daha verelim;




Peter Fonda Trump'ın 12 yaşındaki oğlu Barron annesinden alınıp kaçırılmalı ve pedofililerle dolu bir kafese kapatılmalı demiş. Al sana şerefsiz ikiyüzlü liboşluk al sana pizza-gate pedofili iddialarındaki haklılık payı. https://www.rt.com/usa/430330-peter-fonda-twitter-trump/

Liberalism is a mental disorder  https://voat.co/v/pizzagate

22 Haziran 2018 Cuma

SANAT NEDİR KİMİN İÇİNDİR?

Vab Gogh'un amcası Lahey'de sanat simsarlığı yapıyordu ve Van Gogh gençliğinde onun yanında çalışmıştı velhasıl köyde otururken sonradan anlaşılan biri değil, çok kasıyor ve network sayesinde bir şekilde giriyor olaya. Değerli sanat budur dayatması erklerin elinde fakat sanat ve sanatçı tanımı bu tip dayatmalardan bağımsız bana göre.

Arz edilen sanatın alıcısı benim, bende sanatsal bakış açısı yoksa yani algılarım bağımsız bir şekilde baktığı şeyin kendisindeki karşılığını yani etkisini değerlendiremiyorsa, başkasının bu çok değerli bir sanat eseri propagandasını yerim ama yemiyorsam sanatı değerlendirmek bana kalır sana kalır.

Sanatçının yaptığı şey dünyayı algılamak ve algıladıklarının düşündürdüğü, hissettirdiği şeyleri sanki bir dönüştürücü makine gibi dünyaya geri ifade etmek. Velhasıl sanat toplum için değil, birey için değil, sanatçının kendisi için yapılır. Toplum için sanat konusna girmek dahi istemiyorum o ya yapmış olmak için bir şeyi yapmaktır ya da propaganda vs. içerir. Bunlar kirli işlerdir bana göre. Sanatçı düşüncelerle savaşabilir ama onların katili yahut onlara ipotek koyan olmaz. Çünkü işi uğraşı bu değil aslen. Bunların sanatçı kimlikle alakası yok.

Sanat hayatı kusmaktır aslında. Bu bazen estetik ve özenli bir şekilde olur hatta naftir de çünkü sanatçı naif karakterlidir, bazen çok öylesine veya özensiz. Her sanatçı sanatına karakterini katar. Baktığımızda o karakteri görmemiz lazım. O yüzden bazı sanatçılar kendi tarzını yaratma konusunda takıntılıdır oysa tarz karakter değildir bu da bir yanılsama. Bu da beğenilme arzusu ile eş zamanlı, dünyaya imzasını atma hatta o imza sayesinde bir nevi ölümsüzlüğü yakalama. Elbette zengin birinin portresini yapmak durumunda kalan insan aslında zanaatçidir. Ama bu demek değildir ki o üretimde sanat olmayacak. Bazen at üstünde bir adam resmetmiştir ama at öyle bir bakar ki resmi yapan o adama içinden küfür etmiştir aslında. Bu bir ifadedir, bir mesajdır sanatçı yine dünya ile ilgili his, görüş bildirmektedir bunu yaparken söz sanatını değil resim sanatını kullanır başkası müziği diğeri fotoğrafı bir diğeri sinemayı kullanır.

Tabi ki en kadim sanatlar heykelcilik, resim(gözden fetih) , müzik(kulaktan fetih), söz(şiir, hikaye(göz/kulak). Diğer bütün sanatlar da bunlardan türetilmiştir. Temel renklerden başka renkleri türetmek gibi. Rol yapmak sanat mıdır mesela? Bu bir yorum serbest performans ise olabilir ama yönetmenin ısmarladığı bir performans ise değildir. O oyuncu da zanaatçı olmuştur. Bundan da gayri küçük bir çocuğun çöp adamlarla ailesini istediği gibi özgürce çizmesi bir sanat performansıdır. Zaten çocukken hemen herkes sanatçıdır, zamanla sosyal kabul dayatması yüzünden o yetilerini kaybederler :(

AL SANA EKONOMİ


Sokaktaki insanın gerçekliği budur kardeşim. Yok büyüme rakamları ile oynayıp sefalet endeksinde şampiyon olmamak için göz boyamalar bilmem neler onu bağlamaz. 2001 kriz yılıydı şimdi her şey çok süper deyip ondan sonra hep aynı seviyede işte diye savunma kasmışsınız. Al bakalım asgari ücretle ev geçinebilir mi? Daha giyecek yok, çoluk çocuk yok. Açlıktan ölmeden yaşamaya kasan 1 kişi var sadece. 2001'de memleketten gelirdi iaşe, şimdi? Temel gıda maddesi olarak soğan patatesi koymadım sonra soğan lobisi diye ağlıyorsunuz üzülüyorum ülkem insanının geldiği bu çıldırma noktasına artık. Ha bu açlık sınırında yaşayan asgari ücretle geçinen aileler iyi durumda daha da işsizler ordusu var.

Haziran 2018 itibariyle sefalet endeksi bakımından dünyanın en sefil 2. ülkesiyiz. Geçen yıl 5'e yükselmiştik. Büyüme oranının nasıl öyle çıktığını da bilen biliyor, ödeyemeyeceği borçla yalandan büyüme rakkamı anca vur kaççılara ve komisyon alanlara yarar. Bakınız Telekom satıldı Araplara bir süre yediler karı sonra aldıkları krediyi kilitlediler yerli bankalara defolup gittiler. Bunlar hep bu ülkenin sırtındaki kamburlar. İşsizlik oranları da nasıl hesaplanıyor malum. İnsanlar umutsuzluktan iş aramıyorum diyor ankette hop bu işsiz değil. Daha da ne çıkacak belli değilken hal bu... Böyle giderse daimi şampiyonluk garanti




https://www.dunya.com/kose-yazisi/mahfi-egilmezden-sefalet-endeksi/419878

Al sana 2016 OECD verilerine göre genç nüfusta istihdam edilmemiş eğitimde de olmayan insan oranlarındaki şampiyonluğumuz. TUİK uzun süredir doğru düzgün istatistiki veri yayınlamıyor. Eskiden yayınlanan pek çok data artık halkla paylaşılmıyor. Sayıştay iptal edilmişken TUİK ne zaten?


https://data.oecd.org/youthinac/youth-not-in-employment-education-or-training-neet.htm

Gelir dağılımındaki adaletsizliği bırak düzeltmeyi üstüne benzin döken iktidar borçlanmayı büyüme olarak takdim edip alayımızı borçlandırdı. El parasıyla nereye kadar sefa sürülür? Bankalar size güneşli günde şemsiye sattı şimdi yağmurlu günde o şemsiyeyi geri istiyor üste de borçlusun diyor.





Parayı betona asfalta gömdün mü o yatırımın getirisi ülkeyi döndürmez, uzun vadeli getiri tarımda, sanayide, turizmde diyoruz daha hala yol yaptılar. Asfalt ve çimento yemeye alışmaya başlayın o zaman.



Ama paran olmasa da Yavuz'un fahiş yapım fiyatını senelerce ödeyeceksin çünkü biz arkadaşlara uluslararası tahkim yolu açık olmak suretiyle öyle veya böyle çatır çatır ödeyecekler siz hiç merak etmeyin, bunların alayı keriz dedik.



Ondan sonra bas bas parayı, faizi arttır mecburen vs. derken enflasyondu, işsizlikti, likitide sıkışıklığıydı oydu buydu gir döngülere çıkama. Buyrun para arzı çılgınlığı.



https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?/evds/serieMarket/

Kenar mahalle esnafı çakallığıyla memleket yönetilemez dedikçe dinlemediler battık. Şimdi kucaktan
kucağa geziyoruz.



Seçim vaadine bak sen. Beyler yapmayın böyle çok şımartıyorsunuz bizi.

20 Haziran 2018 Çarşamba

2018 MECLİS SEÇİMİ İL BAZINDA MİLLETVEKİLİ TAHMİNLERİM

Dünya işsizi bir insan olduğum için oturdum il il parti parti bir tahmin yapmaya çalıştım. Tahminimi Haziran 2015 genel seçimlerini baz alarak üstüne de ekonomik belirsizlik, tarım illerinin mevcut sıkıntılı durumları, yeni bir parti olan İYİ Parti'nin etkileri, baraj sorununu aşan Saadet Partisi'nin alabileceği oylar  ve artık ortalama zekaların daha da yutmadığı manipülasyonları gözeterek yaptım(Evet HDP barajı geçiyor varsayımı var). Biraz iyimser tahminler denilebilinir fakat kötü hali dahi mecliste güven oyu alacak 301 vekil sayısına taşımıyor Cumhur İttifakı'nı. E o zaman iyi haline bakalım içimiz açılsın bari :)



Velhasıl partilere göre baktığımızda vekil dağılımı şöyle oluyor;



İttifakları işin içine katarsak şöyle oluyor;



Görüldüğü üzere muhalefetten kimse satmazsa Cumhur İttifakı tek başına hükümet için güvenoyu alamıyor zira milletvekili sayısının yarısından bir fazlasına ihtiyacı var herkesin. Aslında Millet İttifakı da tek başına hükümet kuramayacak gibi fakat burada HDP faktörü devreye giriyor. Azınlık hükümetine dahil olmasa da güvenoyu oylamasında Millet İttifakı'nın lehine oy verebilirler. Bu senaryoya göre 28 oy vermeleri yetiyor. Tabi gidip Cumhur İttifakı'na 59 oy da verebilirler. Çok pis pazarlıklar dönecektir bu aşamada hiiiçç ööyle barış güvercini modları filan beklemeyin. Ben Millet İttifakı'nın yerinde olsam veririm Adalet Bakanlığı'nı HDP'ye yesinler birbirlerini hem bize iş de kalmaz bakarız ekonomiye ona buna :) 

Ha Cumbabalık işi ne olacak derseniz Millet İttifakı lehine meclis çoğunluğu sağlandığında cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise ve meclisi seçime götürmek isterse kendisi Anayasa'da yer alan bir kişi en fazla 2 kez cumhurbaşkanlığı yapabilir şartı yüzünden kendini emekliye ayırmış olur. Meclis çoğunluğu da meclisi seçime götürmem derse orada öyle oturur ister bütün işleri kilitleyen günah keçisi olup nefret odağı olur ister noter gibi takılır. Tabi en en güzel senaryoda böyle bir pürüz de olmaz o koltukta Millet İttifakı'ndan biri oturur biz de artık nihayet geleceğimize bakarız. Fertlerin değil topyekün bir milletin geleceği için hep birlikte çalışırız.



THE ERMENİ BOKLARINI STOKLAMAYA DEVAM EDİYOR

HDP'yi baraj altında bırakın talimatı PKK kontenjanı ve diğer virüsler tarafından hemen kabul görmüş anlaşılan. Bu ruh hastası yaratığı entel dantel diye iteledikleri ve kendini de entel dantel zanneden tüm beyinsizler bedel öder umarım. İnsanlık adaletle iyileşecek.


https://eksisozluk.com/19-haziran-2018-sevan-nisanyanin-yazisi--5694261

CAST AJANSLARINDAN SEÇİLEN LİDERCİKLER



https://eksisozluk.com/bana-sayin-cumhurbaskani-ya-da-efendim-diyeceksin--5694319?a=popular

Başlığı görünce malum şahıs sandım ama hep diyorum dünyada ne kadar vasıfsız varsa kukla lider yapılmış. Sanki cast ajanslarından seçilmiş gibi tiplemeler. Çocuk alenen çok sevdiğinden böyle hitap ediyor kasti bir davranış yok adam ortaya karizmasını koyacağına(demek o da yok) ben müdürüm, bana müdürüm diyeceksin, benim dediğimi yapacaksın tepinmesiyle tatava yapıyor. Bunu demek durumunda kalan hatta bunu demekten hoşlanan hiç kimsede liderlik vasfı yoktur. Zaten lider kendisi için bir kere bile ben liderim demeden herkese liderliğini gösterecek doğal yeteneklere haiz olandır. Liderlik sonradan öğrenilemez, liderlik kimseye hediye edilemez. Alfalık doğuştan vardır ya da yoktur. Yani yetkileri onun bunun hesabına uyuyor diye kukla olarak aldıysanız öyle veya böyle sıklıkla rezil olacaksınız demektir. Arkanıza baktığınızda da gördüğünüz tek şey her türlü propagandayı, reklamı, manipülasyonu yutan sadece anlık hisler ve gazlarla geçici olarak bir şeylere motive olmuş görünen beyinsizler ordusu olacaktır. Yani aslında bir ahmak alfası bile değilsinizdir. Ahmak alfasının dahi ucuz ve basit olsa dahi kendine ait bir dünya görüşü ve o konuya hakim olan başkalarına da hakimiyet sağlayan bir iç dünyası vardır. Sizin konumunuz Aleyna Tilki'den farklı bir alan seçmiş olan ama aslen ondan çok da farklı olmayan bir konumdur.

SURİYELİ İSTİLASI VE KENDİNİ MELEK SANAN BEYİNSİZ VİCDANSIZLAR



https://eksisozluk.com/suriyelilerin-aqua-park-istilasi--5693835?a=popular&p=1

Başlığı açan istila dedim ayıp oldu diye geri adım atmış ama hiç geri adım atacak bir şey yok. Kapılar sonuna kadar açılmış istila ve işgal başlamıştır.

Bu böyle olmaz deyince de herkes ırkçı herkes faşo amk?

İnsanlar diyor ki bir sürü hastalık, teröristi, suçlusu, kaçağı köçeği kontrolsüzce ülkeye girmiş, salmışlar çayıra kafaya göre geziyorlar. Benim askerim orada bunların götünü topluyor, benim gençlerim işsizlikten bırak havuzda keyif yapmayı evden çıkamıyor hala duyar kasıyorsunuz güya.

Ülkemizi köpek etmişler, geleceğimizin ebesine kaymışlar kendini melek zanneden zıçtımının bokları orada burada ötüp duruyor hala. Vicdansız ve beyinsiz olduğunuzun farkında bile değilsiniz.

19 Haziran 2018 Salı

BALKAN TÜRKLERİYLE SURİYELİ KIYASI YAPMAYA KASAN PROVAKATÖRLERE

Birileri Balkan Türklerine hakaret ediyor birileri de onlar Osmanlı iskan politikası ile giden sipahiler tımam mı diyor.

Yine bazı şuursuz saldırılar ve cevaben romantik anlatımlarla karşı karşıyayız. Bu bilinçli bir politika doğrultusunda tarihin devamlılığı adına yapılan bir şey de olabiliyor bazen de yiğitliğe bok sürdürmemek için de olabiliyor. Efenim Osmanlı fetihlerine yardımcı olarak uç beyliklere giden savaşçı Türkler ve aileleri olayın romantize edilmiş halidir. İşin aslı Selçuklu'da da Osmanlı'da da bu iki devlete karşı ayaklanan ve Türklük inadından asla caymayan, dönüşmeyi kabullenmeyen beyliklerin savaşçılarının, ailelerinin ve bunların soylularının(bu hoş bir tabir değil ama neticede bu beyliklerin de yönetici aileleri ve yönetim kadroları vardır) parçalanarak sürülmesidir. Bilhassa yönetici ailelerin bir kısmı öldürülmüş kalanı Mısır'a Horasan'a Balkanlara sürülmüştür. Bilhassa Bulgaristan Deliorman bölgesi en tipik sürgün yerlerindendir çünkü oraya sürgünlerin tarihi çok eskidir aynı zamanda aynı bölgede zamanında kuzeyden gelen Türkler de vardır. Bunların alayı savaşçı kökenlidir . En çok Türk kökenli insan buradan gelmiştir ama Araplaşmış tarihini unutmuş dünyadan bihaberler yahut Türk olduğunu iddia eden soyu sopu belirsizler bu insanlara dil uzatmaktan imtina etmezler. Fakat yüz yüzeyken şansınızı çok zorlamayın derim zita pehlivanıydı güreşçisiydi delisiydi... normalde gücümüz kuvvetimiz bellidir bir de delirttiniz mi elimizde kalırsınız yani :):

Neyse bu sürgünlerle bu savaşçılar sınırlara sürülüp adeta düşmanın önüne atılmıştır ve bunlardan bir tampon bölge kurulmuştur. Şumnu bir ordu şehridir mesela ki benim %50'im buradan. Ha elbette Osmanlı ile uzlaşanlar da var yok değil. Uzun vadede herkes mecburen uzlaşmış da ama çok çok uzun vadede olanlar hepinizin malumu :):) Bizler Karamanoğlu soyundan geldiğimizi zaten nesilden nesile aktarmışız biliriz. Kayı boyu savaşçı boydur her Türk devletinde ordu bu boyun mensuplarının yönetimindedir, askeri de bunlardır(Osmanlının Kayı boyundan olduğu iddiası da bambaşka bir hikaye http://mariadebonne.blogspot.com/2017/10/kayi-meselesi.html )

Karamanoğlları 4 Avşar 1 Kayı boyundan müteşekkildir. Savaşçı Kayıların çoğu Balkanlara sürülmüştür. Avşarlar da Horasan ve Mısır'a ve daha başka yerlere Kıbrıs'a vs. Bu sürgünler aralıklı olarak sürekli devam eden sürgünler öyle iskan politikasıydı yea denilip geçilemeycek kadar acı hikayeler . Yurdundan edilip bölünen parçalanan çok aile var o yüzden bu sürülmeler çok karışık ve acı işler. Sırpları ordusuna katıp gelen batı destekli Osmanlı ile savaşıp yenilmişizdir zamanında. O Karamanoğlu ki 1277'de resmi dilin Türkçe olduğunu kanunla sabitlemiştir ama yıllarca Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diye dile yerleşik öğretilerle bu soydan gelenler aşağlanmıştır. Tarihe not düşenler yazmıştır ki o mağlubiyet sonrası Türklüğe çok mu meraklısınız alın sizlere Türklük denilerek kadınlarımız Sırplara tecavüz ettirilmiştir. O yıl bir çok çocuk doğmuş denilir ama tabi onlar da bizden olarak yaşamıştır. Ben bundan hiç utanmam, utanacak olan bizler değiliz. Bu utanılacak bir şey de değil ama üstü örtülür bunların hep.

Bir diğer balkan sürgünü yeri Selanik ve çevresidir. Burası da aynı şekilde ordu şehir olmuştur vs. Annem de Kavala'lı mesela. Hatta şimdi arşivleri de hiç ettiler ama yazılan pek çok akademik tez var buna göre sürgün yılları gittikleri yerden bakıldığında iki taraf da aynı yerden sürülmüş. Bu da bir kısmer işiyse demek :):) Daha da Yahudi aklına uyup hilafet ayağına bir başka Mısır Türk devleti ve orjinal adı Türkiye olmasına rağmen kölemen diye öğretilen devletler vs. Osmanlı'nın Türklüğe ettiğine bu dünyada hiçbir başka düşman etmedi. Bazılarımız olsun artık olan oldu der geçer. Bazılarımız ise yüzlerce yıl sonra Osmanlıyı bitirir Türk devleti kurar ona da Türkiye adını verir başkentini de büyük Türk önder Timur'un şanlı zaferini kazandığı Ankara yapar. Bundan ibret alan alır ibretini. Tarihi olan oldu yapacak bir şey yok diyenler değil her şeyi olması gerektiği hale sokacağım diyenler yazar.

Tüm bunları bir kin bir eziklik saikiyle yazmadım. Eğer Türklük iddianız varsa onun tarihini öğrenmeniz şart. Hayal aleminde yaşayarak Türk olunmaz. Hayal aleminde yaşayarak devlete sahip çıkılmaz. Kusursuz bir millet değiliz elbet ama bu kadar kusur da çok fazla. Her şeye rağmen Atatürk'ün kurduğu bir Türk Devleti'nde yaşamış olmanın mutluluğunu hiçbir şeye değişmem. Benim geleceğe dair pek ümidim yok. Bazen diyorum bizim çağımız geçmiş başka bir çağ başlıyor ve belki de bizim bir rolümüz yok bu karanlık çağda. Yine de ucundan da olsa büyük bir önderin yaktığı ışıkla aydınlanan aydınlık bir zamanın izinde yaşadım. Buna da şükür.

KÜÇÜK BİR İTİRAZA İSTİNADEN: Balkanlardan gelen Türklere saldıran şuursuz cahillerle aynı kefeye koymuş değilim bu onlar Osmanlı için savaşan iskanla gönderilmiş sipahiydi, kahramandı aslında vs. savını, lakin yanlış yerleşen söylemleri tekrar edip durmak da ama ben sizi savunuyorum iddiası ile telafi edilmiyor. Onlar Osmanlının değil Türk Milletinin kahramanları. Maalesef göçmenlere de bu resmi tarih gibi dayatılıyor ve aynı savı bir Balkan göçmenindan de duyabilirsiniz. Ben tarihini bilen şuurlu bir Türk olarak bana göre nerede yanlış gördüğüm bir bilgi varsa orada konuya müdahil olurum. İnsanımız da merak etsin araştırsın sonra yine ne isterse onu düşünsün. Böyle hap gibi yutmasın kimse kafaya göre anlatılan tarih bilgilerini. Benim her şeyden önce bu eziyetleri çeken atalarıma vicdan ve minnet borcum var. Niyetleri iyi olsun kötü olsun onların hayatlarını bilip bilmeden yalanla dolanla süsleyip başka türlü anlatanları susup dinleyecek değilim. Dünya hayatından hiç memnun kalmamış olsam da bu haklı ve zorlu mücadeleleri verip bayrağı bana kadar devretmiş tüm atalarım hak ettikleri saygıyı hak ettikleri gibi alsınlar diye elimden ve dilimden geleni yapacağım. Becersem de beceremesem de eyvallah.