25 Temmuz 2018 Çarşamba

DÜŞÜN ARTIK TÜRKLÜĞÜN YAKASINDAN

He canım islamiyetten önce yüzlerce yıl vampir gibi ruhsuz gezdik. Kahpe düzenbazların oyunlarına hizmet edecekseniz buyurun edin ama Türklüğün yakasından bir düşün artık. Yoksa öyle bir silkeleyeceğiz ki çirkin çirkin laflar eden dilim kopaydı da söylemeyeydim diyeceksiniz.

24 Temmuz 2018 Salı

İNSANLIKTAN ÇIKMAYA BAHANE ARAYANLAR



Ateşin bol olsun komşu diyen yaratıklara tez zamanda bol yıldırımlı, bol yangınlı yarınlar diliyorum. Hadi tanımadığın insanın korkusunu, acısını beyinsiz olduğundan sokma aklınla kavrayamadın giden doğaya, yanarak ölen hayvanlarda mı içini sızlamadı be hey deyyus? Aşağılık psikopatlıklarınıza ve sadistliklerinize politikayla, tarihle kılıf aramayın. Sizler sadece zavallı ezik yaratıklarsınız hepsi bu. Zaten o konularla da alakanız yok. Cehaletiniz dünyadan bihaber geberip gitmenize kadar yok olmayacak belli.

21 Temmuz 2018 Cumartesi

EGOYLA BEYNİ UYUŞTURMAK

Evet bugün sosyal medyada takıldım yine ve tekrar ve tekrar aynı şeyleri gördüm; Kendi kuyruk acıları üzerinden(bu kuyruk acılarının çoğu NATO vs. eliyle suni olarak oluşturulmuş, tabi ki bunlar gerçek kuyruk acısı ama düşman sanılanla gerçek düşman farklı. Hedefler saptırılmış.) dünyayı okumlayanlar ki bunların bir kısmı sanal bir kuyruk acısından muzdaripler yani kuyruk acıları bile yok ama varmış gibi hissettiriliyor bunlara, intikamı alındı/alınacak diye aslında kendi ekmeğini kovalayan intikamcıyı kahraman bellemeler yine aynı kafayla aslında kendisinden nefret eden kitleyle aslında sadece nefret eden kitlenin işine geldiği halde onunla dayanışmalar. Ve tabi ki herkesin birbirini algınızla oynuyorlar diye itham ederken aslında kendilerinin algılarının çoktan boku yemiş olması.

Birinin tedavi olabilmesi için önce kendindeki sorunu kabul etmesi gerekir. İnsanlara salak ve cahil değilsiniz oyun ettiler kandınız o kadar diyerek onları tedavi edemezsin. Önce sorunu kabul edecekler. Psikolojik sorunları olanlar da edecek. Algının sağlığı bu kabullere bağlı o yüzden benim gibi onaylanmaya bağımlı olmayan kişilerin zekasından korkmayın. Hatta evet bununla da savaşın ama kendi zekanızla da savaşmalısınız. Şeffaflıktan da korkmayın. Laf söyleyip kaçmak yok öyle. Karşıyı da sonuna kadar dinleyeceksin. Karşındaki aptal saptal fikirleri papağan gibi tekrarlama alışkanlığına sahip değilse, fikir paylaşmakla alakası olmayıp sırf yıkıcı olmak adına hakaret etmiyorsa vakit ayırıp laf anlatıyoesa dinleyeceksin. Sansür kolaycılığına kaçan herkes sokma akıllarına hapsolur.

Tartışmaları fikir paylaşımına odaklanmadan kalibre yarışı sanan, kendi ve karşısındakinin varoluşundan bağımsız düşünemeyen(elbette sen şu şu konumdasın yahut şu çıkış noktasından dolayı sağlıklı düşünemiyor olabilirsin gibi iddialara ileri sürülebilinir ama bunda da bir gerçeği arayış amacı olmalı. Gerçekler ben buldum sen sus diyerek değil birlkte aranarak bulunabilinir. En azından en kötü ihtimal gerçeğe yaklaşılabilinir).

Egolarla beyninizi uyuşturmayın. Kamuya açık alanda emek verip fikir beyan etme alışkanlığından verim alınmak isteniyorsa bunlar üzerine kafa yorulması gerekiyor. Yoksa ha lüks arabanın önünde yahut yeni aldığın bilmem ne marka çanta ile poz vermişsin ha böyle çene yarıştırmışsın. Hiçbir farkı yok.

19 Temmuz 2018 Perşembe

Triangle 2009

Nasıl oldu da ben bu filmi atlamışım dediğim filmlerden efenim. Bu türü seviyorsanız kaçırmamalısınız. Ne türü derseniz orası da karışık ama ben baya beğendim. Başka ne desem ipucu olacak o yüzden sadece izleyin efenim.


18 Temmuz 2018 Çarşamba

ASKER MİLLET ORDU DEVLET SÖYLEMLERİNE ALERJİSİ OLANLAR

Efenim bugün sosyal mecrada yine her zaman olduğu gibi "seviyeli" bir tartışmanın içine daldım. Mevzu şuradan çıkmış ;


Şöyle bir yorum yapılmış,


Ay ben muhteşem elit ve entelektüel espriyi göremedim tam,kaçırmamam lazım bunu diyorsanız sağdaki fotoğraf şu,


Gül gül öldüyseniz seviyeli yorumlarımı yazmaya başlıyorum.

Öncelikle eser sahibine şu yorumumu ilettim, "Bahsettiği asker millet olmamızın avantajını her devletin isteyeceği bunun bitiyor oluşu. Sizlik mevzu değil alınmayın."O da "medenice" bana sordu. "Asker millet olmanın diğer devletler tarafından kıskanılan avantajları nelerdir mesela?". Tırnak içine alıyorum çünkü bu tipoloji ile iletişimde samimiyetsizlik diz boyu oluyor ekseri malum. Yani meraktan, yeni bir bakış açısı arayışından filan sormuyor. biliyorsunuz hepsi birer retorik üstadı yahut artık hangi hayal aleminde ise. Elbette diğer türlü iletişimlerden daha pratik. Bir de bunların çomardan farksız olanları var malum. Feminaziler onlar bunlar. Her neyse, ben de dedim ki (elbette hep benim asaletimden, nezaketimden bu vakit ayırmalar ^.^ Yok la bir sürü kerizi kendileri nasıl avlandıysa avlamaya kasıyorlar biz de notlarımızı, şerhlerimizi düşüyoruz işte).

Neyse yani bu ne gerek var demiş ben de dedim ki "Her daim kadın erkek hazır ordu. Her işgal tehlikesinde hazır bir savunma? Sizlik değil ya bunlar siz brokoli takılın."

Bu da bana "didaktik bir dille"(asdhfjgkhhs...hofs:/) "basit bir mantık yürütelim: "dünyada olası işgallere karşı ülkesini savunabilecek pek çok ordu var ve türkiye hariç büyük çoğunluğu "asker millet" değil. ergo: asker millet olmak o kadar da önemli bir şey değil." demiş. ayrıca asker millet akreditasyonuna nasıl sahip olunuyor? tarih yoluyla dersek, tarihinde kendi toprağı için savaşmış her millete asker millet demek gerekmez mi? hangisinin asker millet, hangisinin sivil millet olduğuna nasıl karar veriyoruz?" dedi.

Ben de "Tamam sen o orduların seni kurtarmasını bekle diyorum zaten, o yüzden senin konuyla alakan yok." dedim. "Sizden savaşçı filan çıkmayacağı belli zaten. Aklı başında hiçbir komutan sizin gibileri ordusuna almaz, yük olursunuz." diye de ekledim.

O da "konuyla alakamın olmaması (ki ona da sen hükmettin) asker millet konseptiyle ilgili argümanları duymak istemediğim anlamına gelmiyor. beni en başından muhatap almanla da çelişiyor." dedi.

Ben de "Argümanları diğer twit'te sundum. Muhatabım olmanın sebebi konu ile alakalı yorumunun niteiğini sana tebliğ etmem." dedim. Diğer twit bu arada bu; Zinciri kopardı bir ara çünkü. Dedim ki "Asker millet artık savaşçılık evrilerek genine ve kültürüne yazılmış olandır. Hepsi savaştı da nasıl savaştılar mesela?" ve ekledim "Tek asker millet değiliz ama en köklü ve bunu günümüze kadar taşıyanların başındayız. Sonra siz doğdunuz maalesef :(". O da dedi ki; savaşçılığın gene yazılmasıyla ilgili bilimsel bir araştırma var mı? varsa diğer milletlerin genlerine de yazılması gerekmez mi? evrimsel süreç "savaştın da nasıl savaştın?" deyip tercih mi yapıyor?" Ben de dedim ki "Kaç ya da savaşta bol kaçıp az savaşanla çok savaşıp az kaçanın hayatta kalan soyları bir olmuyor haliyle.Fakat seçilim azaldıkça doğal olarak farklı dönemlerin farklı genomları hortluyor kolaylıkla. Sıkıntı burdan :/" . O da bütün bu savlara cevap olarak; "argümanları sundun fakat kendin gibi düşünmeyen birine karşı ikna edici olamadın. yorumun niteliğini tebliğ etmek için benimle muhatap olduysan yorumun kendisiyle de muhatap olmuşsun demektir ki, bu da beni senin gözünde konuyla alakasız biri yapmaz."

Görüldüğü üzre baştan beri haybeye yazdığımın farkında olmasam giden zamana acırım lakin amacım bunların av olarak gördüğü hedeflerindekilere not düşmek.

Kendisine son olarak; "Konuyla alakan yok demek seni konuyla ilintili yapmıyor tabi ki :/ İkna edemem, DNA'ını hack'lemem lazım ancak o zaman. Düşünce tekniğin yanlış, algoritmalar zayıf, bilgi eksikliği ileri seviyede. Ben napayım buna iki dakikada?" dedim.

Sonra benzeşi bir başkası bir kitap tavsiye etti, tabi ki progandalarına ortak olmayacağım ve kitaptan bahsetmeyceğim. Ona da Türkiye'deki güncel politikaların Türkleri benliklerinden soğutmak üzere şekillendiğini, tıpkı islamda olduğu gibi sapmaların ve yanlış angajelerlin manipülasyon amaçlı pompalandığını belirttim. Sonsuz kendini onaylama süreci çok doyurucu olabilir ama karşı görüşlere de açık olun biraz şeklinde bir tavsiye de verdim.

Başka birinin yorumuna istinaden şunu da şöyledim eklemek isterim; Bu insan modelleri de böyle, bunlara yapacak bir şey yok. Bizler onları anlayabiliriz ama onların bizi anlama imkanı yok maalesef. Bu söylemi biraz açacak olursam, sistemler birbiriyle konuşamayacak ölçüde farklılaşmış. Bizim anlama sebebimiz her ne kadar aksini iddia etseler de karakterlerinin de yapısıyla oluşturdukları mantıklarının aşırı sade ve dahası aşırı düz olması. Aslında tam olarak kendi mantıkları bile değil ama benimseyip yaymaya çalışırken gösterdikleri heves bu detayı önemsizleştiriyor. Yani kafayı kuma gömmek ya da kaçıp saklanırım hesabı yapmak öyle çok karmaşık değil. Gerçekte yaptıkları şey bu, kendilerini teskin etmeye çalışıyorlar. Kaçmayı biz de yerine ve zamanına göre yaparız. Gücümüz yetmediğinde ormanlara saklanır ve güç toplayarak tekrar saldırırız(elbette tarihe gönderme orman mı bıraktılar?). Lakin savaşçı ruhlu olmak, savaşmayı hayatın bir parçası olarak görmek ve bunu gördüğünde, bu kaçınılmaz olduğunda bu gerçeği yok saymamak, düşmanın üzerine gitmek, işte o başka bir karakter. Bu karakterin türlü çeşit detayları var. Sizler güya özgür olmak isteyen ve bunun sizin ayağınıza getirilmesi talebinde bulunanlarsınız. Böyle bir şeyin mümkün olabileceği bir dünyada yaşamıyoruz elbette. Bu da kafayı kuma gömmek vs. Bizlerse özgür olmak için gerekirse dünyayı yok edebilecek kapasitedeyiz. İşte bahsettiğim farklar böyle böyle şeyler.

Yazıyı dedim dedi şeklinde hazırlamam tamamen üşengeçlikten. Düzenlemeye üşendim. Neyse bu klişe saldırılar her daim karşımıza çıkacak. Ve görüldüğü üzere siz ne söylerseniz söyleyin sadece ezberlerini tekrar edecekler, çoban matına kasacaklar siz yemediğinizde de hemen beni ikna edemedin bye diyecekler. Fakat benim milletim böyle yapmayacak. Her daim düşünecek, sorgulayacak, fikrini, bilgisini güncelleyecek, beynini emanete bırakmayacak, onuotomatik pilota bağlamayacak hep direkiyonda kendi oturacak. Ezberlere sarılmayacak bunlar gibi. Eğer böyle yaparsanız siz de bunlar gibi bakıma ve kurtarılmaya muhtaç süs bitkisi gibi yaşarsınız. Ha böyle de yaşarım diyorsanız işte bunlar heb seçilimin ortadan kalkmasından :/

Ha bedelli mevzusuna gelirsek, ya şu zamanda askerlik gerçekten kim için ne yapıyorsun tam bir muamma fakat yani temel eğitimi böyle deli gibi reddetmek de artık dibini mi dövdürüyon da açığa çıksın istemiyorsun olayı gibilerden resmen :/ Tabi bunların bir kısmı uyanıklıkla seferberlikte beni çağırmasınlar kastırmacası yapabiliyor olabilir. Ben bunlara cidden bir şey demiyorum zaten bunların askerlikle alakası olmamalı kesinlikle. Ha düşmanı asker etmişin ha bunu. Bunlardaki sıkıntı büyük. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim tabi ki. Parası olan parayla parası olmayan kanıyla öder vatan borcunu kafası Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Hangi Anayasa öyle bir şey kaldı mı derseniz ona bir şey diyemem tabi. Kimisi de diyor ki 15bin TL para mı algı yapmayın. Sen iş bulama, açlıktan sürüm sürüm sürün bir, bebeğini soğukta saç kurutma makinesiyle ısıtmaya çalış, başarama git kendini as ondan sonra para mı bu dersin.  Elbette bana kadınsın atıyor tutuyorsun diyorlar. Demezler mi? Kadın erkek hepimiz temel eğitim almalıyız biraz da arazide takılmalıyız. Ortamı görmeliyiz en azından. Ha profesyonel ordu da gerekli elbet. Ama böyle zırladıkça bunlar valla içim darlanıyor la. Yanlış yüzyıl bu :/



12 Temmuz 2018 Perşembe

ŞU ŞUCUYMUŞ BU BUCUYMUŞ SALLAMIYORUM ONU KAFASI


Şöyle bir şey paylaşılmış efenim yorumlarda da deniyor ki bu kişi Ekmel'e oy vermeyen vatan hainidir, Akşener umuttur bilme ne diyen bir tipmiş zaten istihbaratçıymış, Fetö'cüymüş ocuymuş bucuymuş... 

Memlekette kimin ne halt olduğu belli değil zaten de ben şahsen Ekmel'e de oy verdim Akşener'e de. Ekmel'in ne halt olduğu neredeyse alnında yazıyordu ama dedik yer misin yemez misin önümüze bu konmuş, en azından bu sümüklü Arap diğeri gibi çomarları efsunlayamaz ha seçtirmezler zaten de sen yine de boş geçme. Akşener de alternatif bir merkez muhalefet demektir ki bu 16 senedir oynanan al külahı ver takkeyi iktidar muhalefet oyununu bozar mı acaba denemesi. Ha seçenekler arasında hiçbir şey denemeyip evde öyle mal gibi olan biteni izlemek vardı, bir de yıldırımlar yaratan ahfadın torunu olmak. Bu iki uç noktada ortalama işlerle tüm bu oylamaçlardan bir çıkış yolu yontmaya çalıştık yani. Şu saatten sonra şu bilmem neciymiş bu bilmem neciymiş bunların bir önemi yok zaten. Kendi aklı olan insan onun bunun ağzına bakmayacağına göre lafı kimin söylediğini de önemsemez. Tahirk mi kasıyor yoksa düz muhalif mi bunlar önemsiz. Şu saatten sonra izlenecek yol belli ve bu yolda korkaklara yer yok. Ha o zaman ben sineyim diyen sinecek. Zaten çoğunluk epeydir sinik her geçen gün sayıları artıyor. Lafla ne olacak diyenlere de şunu söyleyeyim o laflar olmasa çoktan Tayyo 4.0 TC'ye uyumlandıydınız bu kafalarla. Laf söyleyenler Türklük ateşini, Kurtuluş Savaşı ruhunu çelimsiz bir çabayla ayakta tumaya çalışıyor. Üzülerek görüyoruz ki bunda da başarılı olamıyoruz maalesef.

DAHA HALA HALKA TEPEDEN BAKTINIZ BÖYLE OLDU DİYEN HIYARLARA

Efenim biri şöyle bir paylaşımda bulunmuş,

Tabi yine vay efendim zaten yıllarca tepeden baktınız böyle oldu, böyle yaparak pasifleşip kenara çekiliyorsunuz kimliksizleşiyorsunuz bilmem ne yorumları...

Asıl kimliksizleştirme operasyonlarını reddedip benim kimliğim var, kimliğimden memnunum, siz sürünün bilahare görüşürüz çekmek bu. Ayriyeten tepeden bakmacılık diye tanımladığınız olay gayet ortada olan net bir gerçeklik. Biz tepeden bakıyoruz çünkü bu primatlar kazılan çukurlara düşüp yere çömelmiş vaziyette ve ben süperim tamam mı diyor. Zavallılığını kibirle kompanse etmeye çalışıyor. Biz elimizi uzatıyoruz, bak bokun içinde yuvarlanıyorsun çık dışarı hava alırsın dimağın açılır belki diyoruz. yok diyor siz diyor cehennemliksiniz, ben diyor kafamda uydurduğum tanrının göz bebeğiyim sizler onun için aşağılık varlıklarsınız. Yani haspam bok çukurunun içinde yuvarlanırken seni beni hor görüyor küçümsüyor yoksa delirecek hepten. Velhasıl aslında kibir budur işte. Eziklik kaynaklı yerini, haddini, çapını bilmeme hali. Ezcümle oturup bok çukurunda yuvarlanıp debelenmelerini izleyeceğiz. Bu esnada yağmurlu günde su vermeyeceğiz ondan sonrası kısmet. Dün de bu yaşandı dedik aynısı olacak dinletemedik yarın da aynı şekilde Kürt tealicileri, İngiliz muhipleri ve diğer türlü çeşit her kim varsa; bu ülkeyi emperyallerden kanı pahasına alıp, zümrelerin elinden kurtarıp eşit vatandaşlık verip, sağlık ve eğitim için dağın başında gençliğini heba etmiş bütün o insanlara yapılan vefasızlık, nankörlük hallerine müptela olan, kendi çukurunu kazan, bizi de o çukura çekmeye çalışan ettiğini bulacak. Eğer bulamazlarsa anlayacağız ki biz de neredeyse o vefasızlar, o nankörler kadar çapsız insanlarmışız. Tabi ki bunca yıl umut esintileri ile oyalanıp çıkmaz sokağa sürüklenen bizlerden de öyle çok ümitli değilim. Ama unutulmasın tarihte çürük nesiller hep olmuştur. Bazen yüzlerce yıl sürünmüşüzdür yine de öyle bir gün gelir bir nesil verimli olur bu şerefsizlerin torunları ebesinin amını tersten görür. Bu sizin için bir şey ifade etmeyebilir.Ben öldükten sonrası nuh tufanı diyebilirsiniz. Ama Türk Milleti için çok şey demektir. Bizler çürük bir nesil olsak da tarihe notumuzu düşüyoruz her fırsatta. Bu notlar bir gün dikkate alınacak. O gün bizim başaramadığımızı başaran nesiller olacak. Kurtuluş Savaşı nesli böyle bir nesildir.

8 Temmuz 2018 Pazar

KEMALİZM TARTIŞMALARI

Kemalizmi ben de kabul etmiyorum zira izm aslında bir ideolojiyi temsilen kullanılır. Oysa Atatürk'ün kullandığı argümanlar ve yönetimsel anlayışlar yeni bir ideolojiden çok geleneksel Türk devlet anlayışının ve Türk yaşam biçiminin modernleştirilmesi. Yani Atatürk büyük bir fikir insanı olsa da tarihimizi Atatürk'le başlatmayı onun da tercih edeceği bir şey olduğunu sanmıyorum. Kendisi büyük bir önder, hatırlatıcı, yönetici ve her şeyden önce her Türk liderde olması gereken vasıfları fazlasıyla karşılayan bir Türk.

Atatürk'ün söylediği her şey dikkate alınmalıdır çünkü o bize aslında kim olduğumuzu, neler başarabileceğimizi ve bunu nasıl yapabileceğimizi hatırlatır, gösterir ve öğretir. Kemalizm kalıbına sıkıştırılması sanki 20 yy'da pek moda olan şu akım bu akım gibi dar bir alana hapsedilmesi demektir. Bu bizim için iyi, güzel bir şey değil. Bu Atatürk'ü yücelten bir şey de değil aksine onu dar kalıplara indirgeyen bir anlayış. Atatürk evrenseldir. Belli bir zaman dilimine hapsolmayacak kadar görkemlidir. Türk tarihinin Türkler yaşadıkça unutulmayacak bir kilometre taşıdır. Tarihimizden aldığı ilhamlar ve eşsiz karakterinin deneyimleriyle öyle oturduğu yerden teoriler üretip onu bunu heveslendiren ve zamana dayanıklı olmayan görüşlerden bağımsız bir bakış açısının yolunu yordamını yaşayarak öğretmiştir bizlere. Fikirleri inanılmaz değerli olmakla birlikte her şeyden önce eylem insanıdır çünkü Türkler böyledir.

Diyorlar ki Halil İnalcık ya da İlber Ortaylı da Kemalizm diyorlarmış. eskiden beri deniliyormuş. Halil İnalcık ve İlber Ortaylı gibi tarihçiler işlerinin ehli olmakla birlikte daha önce de burada belirtmiştim lütfen Kırım tatarlarını biraz bir inceleyin. Bunların Osmanlı ile bağları, Yahudilikle bağları ve cumhuriyet tarihinde aldıkları rollere bir bakın. Atatürkçülük lafı da ayrı bir garabet. Biz Atatürk'ün izinden giden Türkleriz. Olayımız bu.

7 Temmuz 2018 Cumartesi

HAY SİZİN 15 VEKİLİNİZE DE


Siyasi strateji üzerine analiz yapmasınlar da 15 vekille bir haksızlığın çözülmesinde normal bir destek için senelerce gebe kalsınlar CHP'ye öyle mi? Ya siz niye beyin yoksunluğunuzu fark edemeyecek ölçüde beyinsizsiniz ama laflar boy boy? 16 yıldır tüm stratejisini CHP'yi aşağlamak üzerine kuran bir partinin tabanından oy almak istiyorsan böyle bir ittifak kurmamalısın. %10 barajı da geçilirdi zaten hala barajı geçemezdiniz diyorlar. Adam diyor ki oyumuz daha çok olurdu yani baraj sorunumuz olmazdı? Malsınız mal. Bakınız şu yazımda(http://mariadebonne.blogspot.com/2018/04/koalisyona-hazir-misin-turkiye.html) ve daha pek çok kere CHP'nin İyi Parti ile koalisyon yapmaması gerektiğine değinmiştim. Çünkü bu büyük bir hata olacaktı oldu da. Nerede hata yaptık demiş ve yapmayaydık iyiydi demişler ve diğer seçimler için bunun mesajını seçmenlere vermişler. Sen verme zaten senin oyun CHP'de ya da bu partide emanet. Amaçları merkez ve merkez sağ seçmenini almak. Bu onlar için değil bizim için iyi bir şey. Yoksa oturur CHP vekili gibi süper emekliliği kapar, rantı kapar oh mis yeter ona. Böyle mi olsun?

2 Temmuz 2018 Pazartesi

İDAM İSTERÜK HORTLAMASI


Açıkçası bu tip bir dikkat çekme yöntemi içime sinmedi lakin; İdam cezasından da beter cezaların olduğu dönemlerde de tecavüz vardı. Burada iddia edildiği gibi görünen o ki bu tip cezalar caydırmaktan çok suçtan yırtma motivasyonunu arttırıyor. Elbette ağır ceza şart ama idam aslında siyasi bir istek ve bu trajik vakalar bahane ediliyor açıkça.

İdama karşı oluşum telafi edilemeyen bir ceza yöntemi olması ve bir ceza çeşidi olarak insan öldürmenin normalize edilmesi neticesinde kendini yargıç ilan edecek ruh hastası tiplerin motivasyonundaki artış ihtimali. Ayrıca siyasi hesaplardaki halkın infiali için de ideal bir yöntem olmakla birlikte ülkeyi Avrupa Biriliği gibi sistemlerden gittikçe uzaklaştırıyor. Avrupa Birliği sistemine dahil olalım demiyorum ama Avrupa Birliği'nin hukuk anlayışına özenmemiz huzurlu bir düzen için şart. Yoksa hümanist biri değilim, medeniyet de öyle çok düşkün olduğum bir mevzu değil ve evet insanları yeryüzünden silmek aslında öyle çok da büyük bir trajedi değil. İnsan olduğunuz için size öyle geliyor.

Pek çok örnek verilmiş en vurucusu da 5 günlük erin vatan hainliğinden ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum edilmesi. İdam geldiğinde illa ki genişletecekler alanı ve bu asker öldürülecek. Bunun akla yatkın bir açıklaması olabilir mi? Bir hata varsa telafi imkansızlaşıyor.

Daha da uzun uzun anlatmak istemiyorum. Bu kadar basit bir şeyi anlayamıyorsanız hamallık etmek anlamsız.

Tasallaşması sakıncalıha dersin ki yargç ebnim bu da bu dünyadan defolup gitmeli sıkacam kafasına buyur götün yiyorsa yap. Tutan yok zaten bu ülkede. Yasal düzen mi kaldı?

Ek: Bugün sokakta baktım da çocuğu olan insanlar baya bir strese girmiş. Ya çocukların ellerine yapışmışlar ya da gözlerini bir saniye ayıramıyorlar onların üzerlerinden. Böyle yaşanmaz. Böyle hayat, böyle toplum, böyle ülke olmaz. Hele ki halihazırda zaten sıklıkla yaşanan vakaları idam cezası için böyle göze sokarak lanse edip aslında bu konuda hiçbir şey yapmadıklarını düşündükçe insan çıldırıyor. Şu ana kadar ne adım attınız da bir sabah uyanıp hadım edelim yetmez idam edelim dediniz? Şerefsizliğin de bir sınırı olmalı ya. Kodumunun gerizekalı mafyalarında bile kural uyduruyorlar yalandan. Kendilerini bir iş yapıyorum ayağına avutsunlar diye. Bunlar avuntuya bile ihtiyaç duymayacak ölçüde katıksız şerefsiz.