17 Şubat 2008 Pazar

mor ve delisi




Eurovision fanataği (ya illa bişiyin fanatiği olacaz ya ben de bula bula eurovision yarışmasını buldum) olan bendenizi heyecanlandıran bir haberdi yarışma için Mor ve ötesi'nin düşünülmesi. Çünkü kendileri arabamın torpidosunda yaşayan albümlerden bir kısmına sahipler. Her ne kadar taklit bunlar, şöle böle şeyler söylense de haklarında müzik güzel, ses iyi, sözler şahane olduktan sonra bana ne "hani bunun ilk sahibi" mevzusundan.

Velhasıl kendilerinin hangi şarkıyla katılacağı da belli oldu. Şarkının adı "Deli". Youtube'da aratınca buluveriyorsunuz.

Şimdi şarkı güzel. Kaliteli lafını hiç sevmem ama onu da kullanayım maksat iletişim olsun, gönüller coşsun. Bana sorarsanız bazı kısımlar hariç hatta şahane bile diyebiliriz. Yarışmadaki şansına gelince tüm diğer adayları görmeden bişiy denemez ama bir kısmını izledim oldukça şanslı. Birinciliğe de oynar. Hatta "Mor ve ötesi"'nin yutdışına açılmasına da olanak sağlar. Zaten müzisyen dediğin müziğini parkta da çalar stadda da. Maksat müziğinle kendini ifade ise, insanlara seslenmekse Eurovision gibi bir fırsat zor çıkar. Kendine, yaptığı müziğe güvenen adam gider çalar orda. Laf olsun die kanalları gezinen kasabasındaki Norveç'li balıkçıya bile ulaşabiliyorsun. Daha ne? Ha geyik olsun die de çıkabilirsin. Seçim senin. Mühim olan ne sunmak istediğin.

Sözlere bakacak olursak her zamanki gibi manidar dokundurmalara rastlayabiliriz. Tabi ne demek istediklerini kendileri söylemedikçe atıp tutmak istemem. Ama bana güzel geldi, dolu laflar olarak yerleşti zihnime. Lakin Trt nasıl oldu da bu grupla aslında risk aldı bilemiyorum. Zira Harun Bey açıklamaları ile malum bir zat. Basınla konuşurken kime verir veriştirir, ne der bilinmez. Bir sürü mikrofon uzatılacak kendisine. Belki de sözleşme dahilinde çok da konuşamaz bilemem.

Sözlerimi bu güzel şarkının sözleriyle son verior buradan "deli"'ye, ve tüm morun ötesine geçmiş delilere "12" tam puan veriyorum.

"Aranıyor sahibi ruhumun
Tam yerine mi düştüm
Direniyor faili tutkunun
Kızmış ve küçülmüş

Aranıyor sahibi ruhumun
Tam yerine mi düştüm
Direniyor direniyor direniyor

Beni büyütün, ağlatmayın
Sevginiz nerde övündüğünüz
Beni büyütün, ağlatmayın
Sahte düşlerle oyalamayın

Bir akıllı bir yarım deli
Dört yanım akıllı bir yanım deli
Herkes akıllı bir ben deli
Bir ben deli bir ben deli

Beni büyütün, ağlatmayın
Sevginiz nerde övündüğünüz
Beni büyütün, ağlatmayın
Sahte düşlerle oyalamayın"

Texas Holdem Poker




Facebook çılgınlığı hızla devam ediyor. Tabi artık akvaryumlar, quizler, çiçek ve yımırta yollamalar kesmiyor. Olayın suyu çıktı. Netekim şu an bir arkadaşımın evcil hayvan listesinde "hunny bunny" adlı bir tavşan olarak hayatımı idame ettiriyorum. Soran da yok "sizi alıp satacak arkadaşlarınız, bi mahsuru yok di mi?" diye (ahah ben her şeyi ciddiye alıyorum kardeşim! alla alla:p). Neyseah.

Tabi Facebook'taki en önemli manyaklıklardan biri de içimizdeki kumarbazı ortaya çıkaran bi adet poker application'ı.

Ben genelde kumar sevmeyen biri olarak Blackjack uygulamasını yüklemek sureti ile laf olsun diye olaya bir girdim. Ufaktan bu işten keyif alınca "Du bi pokere de bakalım" dedik. Deyiş o deyiş. Ne mesai yaptık hesaplayamam o derece.

Efenim bu zımbırtıya bi takılıyorsunuz ki bu konuda yalnız değilim binlerce mağdurla aynı kaderi paylaşıyorum, ondan sonra gece rüyanızda bile oynamaya başlıyorsunuz. Ve yıllardır yuvaları filan dağılan, kumarhane kapılarında heder olan adamları anlamaya başlıyorsunuz. Hayır para gerçek olsa oynamam diye düşünüyorum. Ama garanti de veremiyorum. Çoluğun çocuğun süt parasını aparıp kendimi en yakın poker masasına atabilirim. Bilemem.

Kesinlikle bütün chiplerini kaybetmenin çok bir anlamı yok. Sadece başlangıç için size verilen 40 chip'i alıp koşarak küçük blind'li (blind= pot, ante) masalarda yerinizi kapıyorsunuz. Pehlivansınız o masalarda. Mümkünatı yok ölmüyor içinizdeki poker aşkı. Misal bendeniz son iki günde 460k'yi (460.000 dolar gibi bişi düşünüoruz bunu) sıfırladıktan sonra yaptığım ilk iş bu oldu. Tabi gerçekte bu parayı kaybettikten sonra muhtemelen kendimi dine filan verebilir, tevbe ederdim felam ahahahh.....

Burada tabi bir süre sonra belli bir çevre de ediniliyor. Bir sürü server ve masa var ve binlerce kişi online oluyor ama aynı insanlara denk geldikçe (düşünün mesaiyi. Böyle bir yerde denk geliyorum aynı kişilere) yahut muhabbeti koyulaştırdıkça birileriyle poker kankisi filan oluyorsunuz. Bazıları ellerini birbirine söyleyip teşkilatlanıyor veya aynı masaya doluşup kendilerinden olmayanın üstüne oynuyor filan. Hoş değil ama yapan çok. Her ülkeden çıkabiliyor bunlar. Ama en güzel şeylerden biri de birbirine politik, etnik vs. olarak çok ters olan ülkelerde yaşayanların gayet insancıl bir şekilde oyun oynadığı ve muhabbet ettiğini görebilmek. Tabi arada zırtopozluklar ve sanal kavgalar da olmuyor değil. Bu konuda yine türkleri ve yunanistanlıları listenin tepesinde görmek mümkün.

Bu arada genel olarak Türkler pokere de epey sarmış ki her masada min. 1 Türke rastlamak mümkün. Hatta diğer ülkelerden kişiler türkçe'yi kapmış. El aldığınızda "tebrikler" filan yazıyorlar. Türkçe'yi de öğrettik facebook mucizesi sayesinde :)

Velhasıl bu merete sarmadan önce iyi bi düşünmek lazım. Bilhassa yıldızları aldıkça ki kazancınıza göre yıldız veriyorlar ve aynı zamanda ünvan (benimki "shark" misal, beş yıldızınki bu. Beşten fazla yıldız yok zate) ve daha büyük blind'li masalarda oynamaya başladıkça bağımlılık da artıyor. Oysa para gerçek değil dolayısıyla büyük para kaybettiğinizde aslında chipinizden üç sıfır atılıyor ve bir şey değişmiyor. Ama tabi bir de liste mevzusu var. Tabela yapmak istenler filan.


İlgili diğer bilgiler, oyunun kuralları, ünvanlar vs. hepiciği bu sitede. Başka siteler de var ama kankişkolar filan edinilir mi ya da böyle kavga, geyik, atraksiyon vs. yaşanır mı oralarda bilemiyorum. Herkese hayırlı river'lar efenim.