26 Haziran 2018 Salı

DEMOKRASİ

Feys anılarımdan bir kuple. Biri dürüstlük yüceltiliyor ama kimse dürüstçe söylenenleri duymak istemiyor demiş. Başka birisi de açık söyleyeyim ben Arap ve Kürtleri sevmiyorum kardeşim demiş. Ondan başka biri de kötünün ırkı olmaz, çocuğun onlardan biriyle evlense evlatlıktan mı reddeceksin demiş. Demokrasi şart diye de eklemiş :) Peki ben ne diyorum, eğer ki bahsettiğimiz öyle yalan dolan değil gerçek bir demokrasi ise. Buyrun sohpete,

Bir görüşü ya da hissi sav olarak ele alıp onu çürütmek için uç bir örnek verilmesini pek doğru bulmuyorum. Bu çürütmeye yeterli değil, sadece üzerine düşünülmesi gereken bir ihtimal. Mesela Kürt ya da Arap sevmeme hadisesini bütüncül değerlendirilmesine bakalım. Elbette bunusöyleyen kişiler birey olarak bu ırklara mensup insanlardan peşinen hoşlanmıyor değiller aslında. böyle bir tepki gliştirmek aslında hayvanibir dürtü. Zira çok basit bir kodlama olur bu. Tıpkı sokak köpeğini bir çöpçü döverse bütün çöpçülere düşman olan sokak köpeği gibi olmak gibi fakat ortada şöyle bir gerçeklik de var insan da gerçekten bir hayvan. Sadece frontol lob aktivitesi gelişmiş olduğu için amigdala'dan gelen uyarıları daha detaylı değerlendirip davranışlarını daha fazla kontrol edebiliyor. Yani daha kompleks bir sinir sistemine sahip sadece. Şimdideniliyor ki kötünün ırkı olmaz. Peki ırkların kötü kültürlerini nereye koyacağız? Bu kültürler gökten inmedi bir takım insanlar bu kültürlere çeşitli zamanlarda katkı sundu devamında da bunların soyundan gelenler bu kültür kodlarını benimsedi ve devam ettirdi. Arap ve Kürt kültürüne bakalım bir. Tipik Orta Doğu kültürü bunlar. Aslında biz Türklerin öz kültürüyle çok fazla zıtlıklar barındırıyorlar. Yani demek oluyor ki Arap ve Kürt denilince belli bir grubun bir parçası akla geliyor ve bizim insan olarak kafamızdaki veriler de diyor ki bu sana ters kültür kodları yani senin yaşam tarzın tehlikede. Bu çok mu mantıksız yahut ne kadar mantıksız? birey bazında ele alırak herhangi biri kendi toplumunun kültürü ile alakasız olabilir. Bu muhtemelen genetik bir farklılıktan kaynaklanır. Unutmayın ki sinir sisteminin ana çatısı yaklaşık 25 yılda oluşuyor. Hatta 60'lı yaşlara kadar nöron üretiliyor hala ama snaps üteyilmediği ve bu nöronlar da ana çatıda önemli bir fonksiyona sahip lmadığı için alakasız. O yüzden bazı ülkelerde reşit olma yaşı 21.Daha bile fazla olmalı diyen var. Neyse konudan uzaklaşmayalım.Bu çatının nasıl oluşturulacağı DNA'larda yazıyor zaten. Elbete içini algılarımızla edindiğimiz her türlü datayla dolduruyoruz ve o dataları süzüp işleyip elde ettiğimiz çıktıları da not alıyoruz. Fakat mekanik olarak bunu nasıl yapacağımız belli. Toplumsal davranış biçimleri aldatıcı olabiliyor yani bir kişi New York'ta oralı gibi davranıyor diye onu oralı sanmamak lazım. Zaten böyle suni metropellerde sosyalleşme hiçbir kültür kodunu temsil etmiyor. Son derece geçici yapay suni kültür kodları bunlar. Velhasıl bir kişi öyle veya böyle kendi kültür kodları ile kopuk yaşıyorsa her şeyden önce ait olamama sıkıntısı çekecektir çünkü insan sosyal bir hayvandır. Bu duyguyu aşması zeka ve yeteneği ile alakalı. diyelim ki bunuu da aştı ve siz bu insanla birlikte oldunuz. Ne bekliyorsunuz? Ailesinden tmamen soyutlanmasını mı? Yahut birlikte çocuk yapacaksınız. Bakalım hangi karakter çıkacak karşınıza. Elbette her birliktelik ve çocuk ypma kararı büyük kararlardır çünkü bir insanın hayatını ister istemez etkileyecek bağlardır bunlar. Ve zaten bu meselelerde bir çok sorunla karşılaşmak kaçınılmaz. Çünkü insan eksiktir her şeyden önce. Bir de üstüne sosyal ve kodsal sorunları eklemek ister mi insan? O yüzden insanlar başka kültürlerden insanlarla aile bağı kurmaktan kaçınır yahut bu kaçınmanın üstüne gitmek için fazlasıyla özenebilir de. Demek istediğim şu. İnsanların duygu, düşünce ve eğilimlerini slogan sözlerle yollarından çevirmek mmümkün değil. Bu tercih ırkçılıktır, kötünün ırkı yoktur gibi cümleler bilhassa günaydın der gibi sıklıkla öylesine söylendiğinden anlam boşalmasına maruz kalmıştır. Fakat tabi her insan hayatını istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir o yüzden macera da arayabilir garantici de olabilir. Ve tabi ki bırakın canlıları cansızlar dahil hiçbir şeyi değer bakımından tasnif edecek bir bilgiye algı olarak sahip değiliz. Sadece bir tek beynimiz ve ona göre de bir dünya algımız var. Ama bu beyni de bize dini referans gösterip yahut ideolojiyi olmadı herhangi bir kültür kodunu referans gösterip sabitlememizi bekleyemez hiç kimse.Burada iyi niyet kötü niyet de önemli değil. Demokrasi diyorsak önce birbirimize kod dayatmayı bırakacağız ve sonra ne düşünüyorsak ne hissediyorsak samimiyetle ve düzgün bir şekilde açık açık ifade edeceğiz. Sonra da bunun üzerine konuşup uzlaşma yolu arayacağız. Bir insan dünyanın en uç, en saçma şeyini söylese dahi üzerine kafa yorup neden böyle diyor diyeceğiz öyle hemencecik bu yobazlık, bu ırkçılık, bu liboşluk bu Araplık bilmem ne diye kestirip atmayacağız. İşte demokrasi böylesine zor bir yoldur o yüzden benim hiç işim olmaz onunla:)

İlaveten, demokratik bir sistemde ideal seçim kimsenin verdiği oyu saklama gereği duymadığı bir ortamda yapılıır. Bu ortamın sağlanamadığı koşullar zaten demokratik devlet koşulları değildir. Böyle bir ortamda şeffaflık had safhada olduğundan hile de mümkün olmaz. O günler gelmedikçe kimse demokratik bir devlette yaşıyorum demesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)