7 Haziran 2020 Pazar

GÜZELLER GÜZELİ DİLİMİZ TÜRKÇE

Youtube yorumlarında aşağıdaki yazıya rastladım. Bu yazının dilimizin ne kadar da pratik zekaya dayalı zengin fonksiyonlara sahip bir matematiği olduğunu çok güzel anlattığını düşündüm. Bana göre dilin ana işlevi düzgün iletişimi sağlamasıdır gerisi biraz gösteriş biraz can sıkıntısından bir şeyler uydurma o bu. Elbette her dili detaylı bir şekilde bilmiyorum ama çok konuşulan dillerin genel mantığını gözden geçirmiş biri olarak diyebilirim ki dilimiz beş yıldız on numara pırlanta gibi bir dildir :) Aşağıda da hangi videoda bu yorumun yapıldığını görebilirsiniz.


Cümleleri oluşturan öğelerin (özne, nesne, yüklem, vb…) sıralaması da rastgele değildir. Türk dilindeki cümleler, şiddeti giderek artan diziler halindedir. Bütün vurgu en sonda yer alan yüklem (fiil) üzerindedir. Diğer öğelerin önemi, yükleme olan yakınlık/uzaklık konumları ile belirlenir. Yükleme yakınlaşıldıkça önem artar. Gene matematiksel olarak ele almak gerekirse, cümleyi oluşturan her bir öğenin toplam öğe sayısı kadar haneden oluşan bir matematik değere sahip olduğu varsayılabilir. “Dün Ahmet camı kırdı” cümlesi 4 öğeden oluşmaktadır; o halde her öğe 4 haneli bir değere sahip olacak, ilk öğe en düşük, son öğe ise en yüksek değeri taşıyacaktır. CÜMLE --- MAT. DEĞERİ: 0001 --- MAT. DEĞERİ: 0011 --- MAT. DEĞERİ: 0111 --- MAT. DEĞERİ: 1111 1 __________ Dün __________________ Ahmet __________________ camı ______________ kırdı. 2 __________ Dün __________________ camı ___________________ Ahmet _____________ kırdı. 3 _________ Ahmet ________________ dün _____________________ camı ______________ kırdı. 4 _________ Ahmet ________________ camı ____________________ dün _______________ kırdı. 5 _________ Camı __________________ dün ____________________ Ahmet _____________ kırdı. 6 _________ Camı __________________ Ahmet __________________ dün _______________ kırdı. Tablodaki cümleler tek, tek ele alındıklarında: 1. cümle: Dün Ahmet bir iş yaptı ve bu camı kırmakla sonuçlandı (sakar Ahmet). 2. cümle: Dün kırılan camı başkası değil Ahmet kırdı (suçlu Ahmet!). 3. cümle: Ahmet’in dünkü işi camı kırmak oldu (Ahmet'in dün yaptığı en önemli iş camı kırmak, yaramaz Ahmet). 4. cümle: Ahmet camı herhangi bir zaman değil, dün kırdı (Ahmet başka zaman camı kırsa bu kadar kızmayacaklardı). 5. cümle: Cam düne kadar sağlamdı, kırılmasının suçlusu ise Ahmet. 6. cümle: Camı Ahmet zaten kıracaktı, bunu dün yaptı. Cümleyi oluşturan öğeler kesinlikle aynı kalırken (cam hep ‘i-ı’ haliyle ‘camı’ olarak kaldı; fiil hep 3. tekil şahıs, di’li geçmiş zamanda çekildi, vb.) sadece yerlerinin değişmesi cümlelerin anlamlarını da değiştirdi. Her cümlede 0011, 0001’den daha fazla, 0111 bu ikisinden daha fazla, 1111 ise hepsinden daha fazla önem taşıdı. Anlamı belirleyen de zaten her bir öğenin matematik değeri oldu.
Kelimelerin güçsüz anlamlar taşıdığı zayıf dillerde, zaman belirtecinin (dün) yeri değiştirilerek elde edilebilecek 2 çeşitlemenin dışında diğer anlamları vermek için kip değiştirmek (edilgen kip – passive mode kullanmak) veya araya açıklayıcı başka kelimeler eklemek gerekir. Türk dilinde her kelime güçlü bir anlam taşıdığı için, her Türk bir cümlenin diğerinden farkını derhal anlar. Zayıf dilleri konuşan yabancılar bu durumu anlayamadıklarından dolayı güçlü bir dil olan Türk dilini konuşmakta ve kelimelerin cümleye kattığı anlamı öğrenmekte zorluk yaşarlar. Ancak bu zorluğu aşabilen ve matematikten anlayan aklı başında kişiler, Türkçe'yi öğrendikçe, kendi dillerinden çok daha gelişmiş bir dille karşı karşıya olduklarını görür ve Türk diline olan hayranlıkları daha da artar.
"Türklerin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi” akıl almaz derecesinde güçlü oluyor. Türk dilinde ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçe’deki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime “keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı” diyorum. Eminim o zaman çağdaş dil bilim ezbere dayalı gelişemeyen İngilizce’ye göre değil, sonsuz gelişme kapasitesine sahip Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu…" Türkçe Hakkındaki Görüşlerim kısaca bunlar (Johan Vandewalle)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)