27 Nisan 2020 Pazartesi

COVID-19 OLMASAM DA BANA DA BİR ŞEYLER OLDU ANLATAYIM



Farenjit deyip geçmeyin size de çıkabilir :/ Görüldüğü üzere akciğeri sarmamış da olabiliyor. Bu arada ben de bu ayın başında hastaneye gittim akciğer ve kan temiz çıkınca PCR testi filan yapmadılar antibiyotik verdiler yolladılar ha peşisıra tomografiye girdiğim başka birinde akciğer problemli çıktı fakat buzlanma yok diye onu da antibiyotik verip yolladılar PCR testi filan yapmadılar.

Bu da unuttuğum için kolyemli görüntü. Diyen çıkmaz tahminim ama hadi be sallıyorsun diyen olursa tarih de görülüyor. Kolye neyse ki ayıptır sölemesi altın ama yedik radyasyonu tabi O_o



Bu da hiçbişiciğin yok raporu.



Kanda da Hemogramda ve diğer baktıkları bir kaç şeyde kayda değer bir şey çıkmadı.

O arkadaş da inş iyileşmiştir güzelcene 3 saat sonuç beklerken yoldaşlık yaptıktı bu arada acilin girişinde bekledik o halde acilin kapıları sonuna kadar açıktı ve içerisi buz gibiydi tek bir ufo takmışlar tepeye o da memurların olduğu tarafa yakın acildeki tek tük insan tabi hemen oraya toplaşmış ve sosyal mesafe dostum sosyal mesafe?! O gün sonrasında sıkı giyinip gitmiş olduğum halde bir de boynum ve sırtım tutuldu tabi ki aktroller görse devlet sana tomografi çekmiş nankör filan der de bebeğim hadi ben neyse yanımdaki insanda zatürre başlangıcı ya da zatürre var bir de düşün diğer gelenleri yani beklemek o bu değil sorun elbet ama ne kadar doğruydu bu insanları buzhanede 3 saat bekletmek? E orada beklemeseydin diyen olabilir şüpheli şahıslar olduğumuzdan olsa gerek göz önünden kaybolma sakın burada bekle dediler bize O_o Hatta kuzenimle ceple konuşuyordum konuşa konuşa biraz uzaklaştım oradan güvenlik geldi peşimden bir şey demedi ama yani öyle zorla tutma gibi bir şey olduğunu sanmıyorum ama bir psikolojik baskı yok değil. Bende Mart başı bronşit gibi ama tam da öyle olmayan tuhaf bir şeyle başladı sonra sinüzit ve faranjite evrildi. Daha önce bunlardan muzdarip olan biri olarak uzun süre geçmeyince doğal olarak antibiyotik almaya kastım ama telefonla aradığım eczaneler reçetesiz antibiyotik veremeyiz deyince mecbur KBB'den randevu aldım. Hastanede benden başka randevulu hasta yoktu insanlar korkudan hastaneye gitmiyor. KBB uzmanı da korona kliniğindeymiş aradılar geldi. İlaçlarını yazacam ama illa git acile kontrolden geç dedi baya bir ısrar etti akciğerini eline alırsın ha filan dedi bense dedim oldumsa bile aradan geçmiş 1 ay(Her şey 5 Martta başladıydı) ama iyi dedim gideyim neyse BT çektiler kan aldılar neticede hem ciğer hem kan temiz çıkınca antibiyotik, boğaz fısfısı, parol verip yolladılar ve fakat 52. gün itibariyle hala tam iyileşmiş değilim. Bu süre içinde bu ayın başında(3 Nisan) yakınımdaki hastane ve eczaneye gitmek haricinde dışarı çıkmışlığım yok(alışverişlerimiMigros sanal market, getir ve bakkaldan yaptım hepsi kapıya bırakıp gitti) bunda sorun yok zaten dışarısı meraklısı biri değilim malum. İçtiğim onca antibiyotik, kullandığım onca fısfıs, pastil, vitaminler, içtiğim tonlarca bitkisel çay sonrasında buğuseptil kaynatmaya ve Akit okuyucusu gibi sarımsak yiyip soğan koklamaya filan başladım. Kısmet artık :/

Dilerseniz süreci baştan anlatayım. Dilemezseniz de anlatıyorum bakın görün insan neler deniyor sonunda olay soğan sarımsağa bağlanıyor.

Bilen bilir ben zaten mecbur kalmadıkça konforlu yuvamdan zinhar dışarı adım aan biri değilim zaten corona mevzusunu da baştan beri takip ettiğimden hiç hiç evden çıkmayan biriydim lakin gel gör ki bürokrasi seni çağırıyor ve bir kısım işleri halletmek için evden 3 Mart'ta çıktımdı ve hazır çıkmışken işlerimi halledeyim diye ayağı yanık it gibi oradan oraya gezdimdi. Tabi her türlü tedbirimi kendimce almıştım çünkü bir gıdım bile inanmadım Türkiye'de hiç vaka yok geyiklerine ama bir şeyler olmuş olabilir olmamış da olabilir çünkü ben bizzat kendim zaten sağlık bakımından çürük bir tipim hele mevsim dönüşlerinde hepten çökebiliyorum. Olaylar tarihle itibariyle şöyle gelişti.

6 Mart 2020: Sabah nefes alamaz bir halde böğrüme ayı oturmuşçasına bir ağrı ile uyandım hemen kalkıp lavaboda yüzümü bol suyu çarptıra çarptıra yıkadım. Bu sayede nefesin açıldı ve normale döndüm. O gün ve ertesi gün ek bir şey olmadı.

8 Mart 2020: Nefes alma problemi hafiften başladı. Bronşlarımda da hafif ağrı vardı. Dedim bronşit oluyorum herhalde zira daha önce de oldum defalarca ama bronştaki ağrı mantıklıyken alakasız nefes alamamayı pek anlamadım çünkü ortada çok ciddi bir şey yokken bu nefes problemi anlamsız geldi.

9 Mart 2020: Önceki durumum devam etti gün içinde ama olay gece koptu. Gece geç saatte yattıktan hemen sonra kuru öksürük ve ateşle uyandım. Öksürük sabaha kadar devam etti nefes almamda bir sıkıntı vardı ama daha çok öksürük mahvetti beni hiç uyuyamadım. Ateş gitti geldi ama hiç terlemedim. Çok zor bir geceydi.

10 Mart 2020 - 14 Mart 2020: İşte bu kabusun zirve noktası olduğu dönem. Sürekli ateşlenme sonrasında sırılsıklam ter dökme. Gecede 4-5 kere kıyafetimi değiştirmek zorunda kalıyordum çünkü üzerimdeki her şey sırılsıklamdı. En fenası da kuru öksürük bitmişti ama kesinlikle nefes alamıyordum. Öyle bir nefes alamama hali ki solunum yollarında hissedilen bir tıkanıklık yok ama aldığın nefes hiçbir işe yaramıyor. Hani derler ya can veremeyesin öyle bir şey. Gündüzleri idare ediyordum bir şekilde ama gece bilhassa saat 1'den sonra olay kopuyordu. O saatlerde bağışıklık sistemi tüm gücüyle devreye giriyor malum. Ateşi aslında pek doğru olmasa da evde sadece Theraflu ve asprin olduğundan onlarla düşürmeye çalıştım ama vücudum hiç sallamadı diyebilirim. Nefes alma işi için başka ilaç olmadığından Vicks ve naneli sakız ve şekerlerle ve o soğukta giyinip şapka takıp kafayı pencereden uzatmak suretiyle ve koridorda yürüyerek(dik olmanız iyi) halletmeye çalıştım. Papatya çayı kaynatıp koklama gibi şeyler de denedim ama bunlar gerçekten o halimde komik denemelerdi resmen. Elbette yılların tiryakisi olan bendeniz çat diye sigarayı bıraktı 10 Mart gecesi zira zaten nefes almak imkansız gibiydi. Bir de Mebucain'i anmadan geçemeyeceğim elimde çok fazla sayıda olmadığından idareli kullandım ama bayılacak gibi olduğumda bunu içip kafamı pencereden uzattığım resmen hayat öpücüğü verdi bana. Zaten yüksek ateş ve az oksijenden kafam da baya bi leyla oldu mebucaine'e tapmaya filan başladım o ara :) Bir de o sırada bilmiyordum ama en iyi nefes alma pozisyonumu keşfedip öyle yatmaya çalıştım. Bu pozisyon aslında bilinen bir pozisyonmuş adı prone. Yatarken akciğeri maksimum kapasitede kullanmanızı sağlayan bir yatış.




Şimdi denebilir ki niye acile gitmedin vs. Öncelikle o tarihte sadece yurtdışına gidenler ya da onların temaslıları dikkate alınıyordu zaten. Bir de benim normalde vücudum 34 küsür derece. Bu konuyu izah edemiyorum sağlık çalışanlarına. Çalıştığım işyerlerindeki hekimlere de izah edemezdim sonra ispatlardım velhasıl işyeri hekimi şahitlerim var ayrıca otoimmun rahatsızlığıma bakan doktorlar da biliyor ama adamları mı aratayım yani ateş kısmını izah edemiyorum baktıkları en önemli şey de ateş. 3 Nisan'da acile gittiğimde de nabız 128, dakikada nefes alış 24 idi bunlar zaten saçma değerler ama ateşim 36,7 idi ki bu benim için 40 filan ama anlatamıyorsun. Bu durum beni hipotermiye sokmuyor çünkü bünye alışık. Nadiren vücut yanlışlıkla gündüz melatonin ürettiği için olabilen bir durum bir de genç kalıyormuşsunuz bir ihtimal. Yani geçen seneye kadar genç görünüyordum yaşıma göre ama bu sene pek sanmıyorum. E gece kaç kat kıyafet değiştiriyorum her gün zor bela da olsa nevresimlerimi çarşaflarımı yastığımın kılıfını değiştiriyorum orada nerede o imkanlar duşa girmek istesen ki sanki beni hemen yatıracaklar muhtemelen serum verip belki iki de hava basıp eve yollayacaklar ne bileyim. Tabi bağışıklık sistemim saçma sapan olduğu için de olabilir bu olanlar ya da belki de domuz gribi gibi bir şeydir neticede son yıllarda çoğu insan çok hasta oluyor ve iyileşmek bilmiyor. Ayrıca kafam da leyla yani giyiniyorum çantamı hazırlıyorum sonra diyorum oraya gidene kadar bayılırsam yolda, ambülans çağırsam acaba gereksiz mi meşgul ederim, insanlara saçmayayım virüsü ya da belki de sadece bronşitim gidip de kapmayayım şu an zaten hastayım falan filan vazgeçiyorum ama baya pantul kazak montla kapıdan çok döndüm.


Bunlar da her evde olması gereken temel hayati göstergelerin bir kısmına bakan aletler. Tansiyon aleti, ateş ölçer ve nabız ölçerli oksimetre. Oksimetre bende yoktu baktım nefes işi düzelmiyor internetten sipariş verdim. En zor günlerde elimde yoktu ama nispeten iyi olduğum günlerde 89'u gördüm bol bol. Bu aletler tabi yanılma paylı gerçi benimki FDA onaylı filan güya ama diyelim yanıldı ve gerçekte 92 o da kötü. 93'ün altı kötü 89'da organlara zarar başlıyor ve ben en kötü halimde kaça düştü bilmiyorum ama epey düştü tahminim. Bir de 89 deyip aslında 86 olma ihtimali var ki o da hiç olmasın tabi :/ Bir de mesela tırnaklarınız üstüne bastırdığınız bir yöntem var normalde tırnağınızın altında kanı görüyorsunuz onun üstüne parmakla bastırıp beşe kadar saydığınızda tekrar kanlanma süresi sizin kanlanmanızın durumunu gösteriyor. Benim bir ara ne beşe kadar saymak normalde de bastırsan da bildiğin bembeyazdı ama morarma olmadı. Ara ara tansiyonum da çok düştü hatta gecenin bir vakti kahve filan içtim bayılmayayım diye. Ateşim zaten malum saçma sapan. Ama ürkütücü olan hiç düşmeyen ateştir yani ara ara yüksek ateş ve ani terleme(vücut kendini soğutuyor bunu yaparak) o kadar da kötü bir şey değil zaten bağışıklık sistemi çalışıyor hatta bu bir şeyler ters gitmezse iyileşiyor olman demek fakat ateşin diyelim 2-3 saat boyunca düşmüyorsa sıkıntı büyük. Bende gecede 4-5 kere ateş yükselmesi oldu terleyerek düştü ama sürekli düşmeyen ateş olmadı.

15 Mart'ta gece ateşlendim ve nefes sıkıntım vardı yine ama nispeten can veriyorum gibi bir halde değildim.

16 Mart 2020: Gece ateş ve nefes problemi azalarak devam ediyordu ama bu sefer de ishal oldum. Bu belki de çok nefessiz kaldığımdan organlarıma yeterince oksijen gitmediği için oldu bilemiyorum. Bir de bu süre içerisinde bir şey de yiyemedim doğru düzgün çünkü yeme isteğim yoktu ve yutmakta güçlük çekiyordum o yüzden sürekli içine ekmek doğranmış mercimek çorbası gibi şeyler içtim bundan da olmuş olabilir. Hatta bir ara boğazımı hissetmiyordum da çorbayı yutup yutmadığımı anlamak için boğazımı elimle kontrol ediyordum.

17 Mart 2020: İshal için evde lopermid vardı onu kullandığımdan biraz hafiflemişti ama bu sefer de böbreklerim ağrımaya başladı. Gece bir iki kere ateşlenme devam etti ama hafifti nefesim biraz daha iyiydi ama sorun yok da diyemezdim. Bu durum ayın 20'sine kadar devam etti.

20 Mart 2020 -21 Mart 2020: Bu sefer karnım 9 aylık hamile gibi şişti. Hiç abartmıyorum yok böyle bir şişlik ve hafif ishal de var ama kabız gibiyim de ne olduğum belli değil. Geceleri Buscopan Plus içip yüzüstü yatmaya devam ettim. Ateş baya azalmıştı nefes de fena değildi.

22 Mart 2020-24 Mart 2020: Bakınız burası çok enteresan aniden grip oldum baya baya nezleydim hafif ishalle birlikte 3 gün sürdü bu ama nispeten iyiyim diyebilirdim. Bu süreçte karnım indi ve sonunda ishal de tamamen kesildi.

25 Mart 2020: Karnım düzleşmiş ishal değilim gece ateş yok nefes iyi dedim ben iyileştim. Nihohaha dedi vücudum gece ve en başa döndü her şey. Defalarca ateş sürekli nefes alamama uykusuz bir gece daha yine de ertesi gün yine iyileşmiş gibiydim ve hatta inanılmaz ama 29 Mart'a kadar tekrar iyileştim sandım çünkü sorunların hepsi azalarak bitti mesela 28 Mart'ta dünyanın en sağlıklı insanlarından biriydim ama bitti mi? Bitmedi tabi. Ben yine de oha süper oldum deyip sigaraya başlamıştım bile oysa :/

29 Mart 2020 - 31 Mart 2020: Bronşit oldum ama bildiğim bronşit normal düz öksürmeli balgamlı ateşli bronşlar dolu diye nefes alamamalı.

1 Nisan-3 Nisan 2020: Faranjit ve sinüzit oldum. Normalde enfeksiyon genelde yukardan aşağı iner ama bu sefer aşağıdan yukarı çıktı. Klasik daha önce olduklarım gibi ama daha beterleri tabi. Boğazımda bir yumruk oluşuyordu geceleri sinüzitse hiçbir şey akmıyor tamamen tıkalı sinüsler. Ateş de var ama 5 kere üstümü değiştirmiyorum ama bronşitte de bunda da yine nefes problemi doğdu. Valla baya baya boğulma tiki geliyor insana. Su içerken ve yemek yerken inanılmaz ağır hareket ediyorum her an boğulacakmışım gibi geliyor artık. Bir şey geçirdim ve ikincil enfeksiyon herhalde geçmek de bilmiyor antibiyotik lazım eczane vermedi deyip o bu başta anlattığım noktaya vardım.

Koku ve tat kaybı bende de oldu ama hangi gün başladı hiç hatırlamıyorum bile o kadar önemsizdi ki diğer sorunlarımın yanında fakat ilk başta değil sonradan oldu ve aylarca düzelmedi bu durum. Koku almama bildiğiniz kolonyayı burnunuza tıkalasanız da hiç koku almama tabi herkeste böyle değildir hücre yıkımına bağlı ve fakat bende ne kadar hücre öldürdüyse demek tekrar koku almaya başlamam çok uzun zaman aldı. Tat almam daha çabuk gerçekleşti sanırım. Herkes koku ve tada takmış ama nefes alamayanlar için bunlar hiçbir şey.

Bu arada 1.dereceden aort yetmezliğim, otoimmun bir hastalığım(tam karar verilmedi önce FMF idi sonra iltihaplı eklem romatizması dendi ona da tedaviler yanıt vermeyince herhalde başka bir şey dediler o noktadan sonra bırakım artık neymiş) ve epilepsim var. ani uykusuzluk ateş filan çok fena. Bunları doktora da dedimdi. Belki de bağışıklığım kendine saldırmıştır yapmadığı şey değil kalbe saldıran neye saldırmaz bilemiyorum.

Doktor bana binlik Augmentin verdi sabah akşam. Tabi bana bu kadar verdiğini bilmiyorum bir kutu benim neyime çare. Antibiyotik midemi mahvetti bu sefer faranjitim zaten de nefessizlikten ağız da açık olduğundan reflü ile birlikte baya yara gibi oldu. Oysa sabahları Nexium almaya başlamıştım hemen ama canı sağolsun midem o benim onu da öyle kabul ettik artık. Arada tiroid bezim de şişti hala bir şişlik var ne ayak öğreneceğiz bir ara inş umarım hastalık uzun sürdüğü içindir ve kendiliğinden iner. Vücudum Parol de sallayan bir meret değil maalesef. Bir de Tantum Verde vermiş tabi bu sadece boğaz için olandı burna bir şey vermemiş oysa burundan bronşa yollar komple bayram trafiği olmuş. Tabi ben bizzat kendim naneli ballı limonlu pastillerimi aldım ki burada Strepsils bal ve limona da teşekkürler bence sen son derece mantıklı bir şeysin ki bu bir öneri değil elbet zira herkesin bünyesi başka başka ve hekimlere de sorunuz eğer ki bir yerlerden prim bonus filan almıyorlarsa en doğrusunu önerirler! Fısfıslarımı aldım. Başbelası Otrivine'i de aldım ki almayın kardeşim bağımlılık yapıyor. 5. günü bıraktım mecburen ağlayarak vedalaştım. 3-4 gün sonrası onsuz yaşayamam moduna giriyorsunuz ve kullansanız da başlangıçtan daha beter oluyorsunuz hatta ameliyatlık bile olabilirsiniz(bkz. rebound konjesyon) bunu bütün veteran alerjik bünyeler kronik sinüzitliler filan bilir hep yine doktorunuza danışın tabi ama sinüzit için risonel daha iyi bir seçenek muhtemelen. Vitaminlerden b ve c kompleksi kullandım(öneri değil ama bemiks c kullandım) bir de kalsiyum sandoz içtim ama o biraz keyfi sanırım. Demir hapı reçetesiz veriliyor mu bilmiyorum sanki vermezler gibi geldi ama biliyorsunuz d vitamini ve demir ölçtürülmeden kullanılmaz ama neyse ondan içmedim. Fakat bilhassa demir eksikse iyileşmek zorlaşıyor ki ben daha önce anemi de olmuş bir insanım şimdi de öylemişimdir belki her neyse. Tabi sürekli ılık su içtim. Çayıydı çorbasıydı zaten mecbur içiyorsunuz boğazınızı yumuşatmak için ama ılık su kesinlikle gerekli. Çay içtim deyip ihmale gelmez suyu da içeceksin. Sinüzit başladığında deniz tuzu ile hazırladığım suyu başlarda burnuma enjekte edemedim çünkü bir gıdım ilerleyemeden aynen çıktı az bir kısmı da beynime bir yere gitti o da geri çıkamayıp mahvetti beni. Ama şimdilerde yapabiliyorum. Öksürük şurubu da kullandım solunum yolunu açan özelliği var bronşları açıyor ama aynı bronşları kastırabiliyor da dikkat ve bazı başka ilaçlarla kullanılması da sıkıntı olabiliyor. Buğuseptil işine de girdim ek olarak sinüs masajları da yapıyorum nette anlatılıyor aşağıya bazı Youtube link'leri de ekliyorum. Vicks sürme koklama o zaten ezelden beri. Kaynatıp buharın koklama da var daha ne olsun vicks kalb ben ama çözüm oldu mu dersen yeani. Hatta burnumun içine Ekşi'de okuduğum bir öneri üzerine göz antibiyotiği olan Tobrased sürdüm. Her ikisine de mercimek kadar sürdüm. Evet bildiğiniz serçe parmağımla langır lungur gittiği yere kadar sokalayıp sürdüm çünkim kuru çünkim acıyor çünkim antibiyotik lazım oraya da! Hiç çekinmeyin yeri gelir papatya çayınızı koklayın için dibinde kalanı parmağınızla sokalayın nemlendirin oraları hep. Bir de burnunuzu zorlayarak hımkırıp çıkarmaya çalışmayın ideal olanı genzinizden akıp midenize gidip orada mide asitleri ile enfeksiyonun bertaraf edilmesi. Burada önemli olan hava yoluna gitmemesi ona dikkat edin ve zorla hımkırmak tahriş ediyor ve durum daha da kötüye gidebiliyor. Bütün bunları yaptım da ne oldu derseniz evet hala hastayım çünkü tam iyileşemedim. Dün gece soğan kırıp başucuma koydum nefesi açsın deyü yoksa Otrivine hemen çekmecede ve kesinlikle tehlikeli. Her gün sarımsak yiyorum doğal antibiyotik diyorlar değilse de napayım artık. 52. gün itibariyle hala tam düzelmedim demiş miydim? Neyse düzeliriz inş sağlıklı günler dilerim herkese. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Bilhassa bir nefes gibi.

29 Nisan editi: Sanırım bağışıklık sistemim tiroidime saldırıyor umarım abartmaz da beni gömçürmeden iş tatlıya bağlanır. İnsanlığın ihtiyaç listesinde yer alması gereken bir diğer şey de insanın bağışıklık sistemini sıfırlayıp tamamen kodların suni bir şekilde yüklendiği bir sistem oturtmak böylece gelsin virüs gitsin bakteri yahut çeşit çeşit hastalık ve dizginlenemeyip kendi vücuduna saldıran o bağışıklık sistemine sen dur hele bir deme gücü.

07.05.2020:

Dün ve bugün yaşadığım hastane maceralarımı azcık özet geçmek istedim. Birincisi antibiyotik alabilme sevdası yüzünden yine corona şüphelisi görülüp yine aynı döngüden geçip yine akciğerimde buzlanma olmadığı gerekçesiyle PCR testim yapılmadı. Yahu dedim ben bu döngüyü bir ay önce de yaşadım yapmayın etmeyin dediler o bir ay önce aradan bir ay geçmiş yine bakalım dedim ben evden çıkmıyorum iki aydır bir hastaneye geliyorum onda da şifa alamadan dönüyorum bilmem ne dinletemedim. Zorla beni corona ile enfekte etmek istediklerinden şüpheleniyorum ki o kısmı çoktan geçmiş olma ihtimalim yüksek. Burada şunu da özellikle belirtmek isterim ne BT çekilirken ne röntgende aletler hiçbir şekilde dezenfekte edilmiyor. Kan alınan bölümde oturduğun yere poşet sermişler o da hiç değiştirilmiyor. Biri giriyor biri çıkıyor sıfır önlem. Yani hasta değilsen bile virüs kapman için bütün şartlar hazır. Tabi ki mesele bu değil mesele iş yapıyorum görünmek derdin de döner sermaye midir nedir bilemem. Kusura kalmayın ama ortalıkta insan göremedik sonra bir baktık kliniğin önünde poz veriyorlar boy boy gazeteciler mi gelmiş yoksa propaganda broşürüne mi basılacak fotolar artık neyse. Bu arada ne kadar insan varsa hepsini aynı gerekçeyle geri yolladılar bir kişiden bile sürüntü aldıklarını görmedim. Ama bugün bir sürüntü alma mevzusuna şahit oldum ki o kadar saçma sapan oldu ki bu. Efenim ben bir türlü bu döngüden çıkamadığım ve bir türlü doğru düzgün muayene edilip tetkik edilmediğim ve tedavi düzenlenemeyip o altın elmam antibiyotiğe ulaşamadığımdan çünkü malum reçetesiz verilmiyor yoksa ben tedavimi düzenlerim kardeşim bu halk ne içiceğini biliyor salın halkı! Neyse işte maalesef yetkili bir doktor kartımı kullanmak zorunda kaldım. Bu sebepten ultrason çekileceğimden kapıda beklerken ultrason yapılan odanın yan tarafında da sürüntü alınan bir oda olduğunu gördüm. Geçen corona kliniğinden gelip benlen 5 metre mesafeden iletişim kuran KBB doktoru bir başka doktor olduğunu öğrendiğim -zira doktor bilmem kimden sürüntü alacağım getirin malzemeleri diye seslendi yani doktor vurgusu çok önemliyse burada demek- birinden sürüntü aldı. Malzeme gelene kadar diğer doktor buna dedi ki iyi ki o akşam yemeğe gelmemişsin masadaki 10 doktordan 6'sı covid-19 oldu asdfgghjkl. Ya bu da ondan gelmiş yani gülüyorum kardeşim siz doktorsunuz niye bir arada mıçmıç takılıyorsunuz hepiniz aşırı şüpheli şahıssınız amacınız sağlık sistemini çökertmek mi? KBB'ci de dedi ki gelmedim ama bak sen geldin bana bulaştıracaksın şimdi dedi. Benim KBB'ci gelir mi ya adam sosyal mesafe adına beni neredeyse odasının dışına yolladı. Aferin ona ama bizi kim muayene edecek sıkıntı orada. Neysecime ezcümle muayene tetkik o bu göğüs hastalıkları uzmanı dedi ki geçirdiğin ağır enfeksiyon sonucu sinüzit ve faranjit kronikleşmiş daha aylarca da sürebilirmiş al sana kapsamlı tedavi ilaçlar onlar bunlar vs. Epilepsim de hesaba katılarak ona göre bir tedavi programı verdi. E ben bunu dedimdi zaten baştan beri ama bir kutu antibiyotikle olacak iş mi kandaki enfeksiyon artmış geçen seferkine göre. Triodime de baktılar bişi çıkmadı neyse ki guatr o bu da yok. Bir de hastane boş yine ama sokaklar tıklım tıklım. Hiçbir yasağı sallayan yok sokaklarda gençler yaşlılar lay lay. Polisler bizim buradaki sahilde yürüyen bisiklete binenleri kovalıyorlar tam bir komedi. Bakınız randevular dolu görünüyor randevu alamıyorsun hatta kapıdan gelene doktorun bugün muayenesi yok klinikte diyorlar bilmem ne. Şöyle diyeyim ekserisi odalarında oturuyorlar. Kapılarının önü boş. Diyorlar ki randevu alınıyormuş ama gelen yokmuş. Yahu bu millet toplu taşımada orada burada kucak kucağa hastaneden ne kadar korkuyor olabilirler? Fesatça şöyle düşünüyorum o randevuları halk doldurmuyor gibisime geliyor. Bir takım randevularla kapatılıyor saatler ama kim yapıyor nasıl yapıyor derseniz daha da fazla itham etmem doğrudan demem ama takdir edersiniz ki bu çok kolay bir iş :/ Bu zamanda hasta olan herkese bol sabır bol sağlık bol şans. VIP değilseniz hiçkimsesiniz. VIP iseniz coronalı teması ve hastalanma belirtisi yahut akciğerinizde buzlanma olmadan da işleminiz tamam :/ Benim tek derdim tekrar antibiyotik alabilmekti başardım mutluyum ^.^

Darlandım editi:
Her şey sadece öldü ölmedi meselesi değil bu hastalığın süreci bir nevi işkence oturun izleyin covid-19 geçirmiş genç yaşlı insanların neler yaşadıklarını. Gayet travmatik. Bunun yanı sıra bu süreç evde darlanan bunalıma girenlerden de öte başka hastalıklardan muzdarip insanların da hayatını işkenceye çevirdi bu akıllıca davranmama zamanında doğru düzgün tedbir almama hali ile sürüklendiğimiz kaos ortamı. Daha hala ekonomik sistemi derhal gıda ve ilaç üretimi endeksli temel ihtiyaçları düzgün tedbirler alarak üretme ortamına taşıyan bir yapıya geçmeyi reddediyorlar. Hala dertleri inşaat ve turizm yani bacasız tarımsız üretim. Bacasız bir nane yapamazsın sen hele ki şu şartlarda. İnsanları corona bahanesiyle doğru düzgün muayene ve tedavi etmiyorlar ama doğru düzgün test de yapılmıyor. Ortalıkta sadece bu virüs yok millet domuz gribinden ve diğer mevsimsel griplerden veya bakteri yahut virüslerden kırılıyor hastalıktan ama bu insanlara ne doğru düzgün test yaptılar ne şikayetleri dinlendi. Bakınız benle birlikte sırada bekleyen bir hanım vardı yemin ediyorum kocası telefonda ağladı noldu ne dediler test yaptılar mı diye. Onca saat bekletip filmde buzlanma yok deyip onu da yolladılar. Kadın diyor ki alerji mi bu ne bir şey söyleyin bana ona bakmıyoruz diyorlar yahu kadın diyor ki doktorlara ulaşıyorum buraya yolluyorlar kimse muayene etmiyor sürüntü alıp bir test yapmıyor 20 gündür nefes alamıyorum sallayan yok. Doktora da dedim hık mık edip bir dakikada geberip gideceğiz haberiniz olsun. Başlarım emir kuluna ekmek parasına bunlar fedakar cefakar filan değil bunlar ekmeğinin peşinde tipler. Hiç bana düşersin elimize ama bilmem ne demesinler. Ben senin eline düşmüyorum ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak senden sağlık hizmeti alıyorum senin görevin ve sorumluluğun bana sağlık hizmeti vermek. Ne kendilerinin ne hastaların haklarını savunmuyorlar yahu bizi düşünmüyorsunuz ananızı babanızı çoluğunuzu çocuğunuzu yeğeninizi de mi düşünmüyorsunuz ki bunlar tıp insanı olacak bir de yani böyle arabesk laflara da lüzum olmamalı. Dünyada da bu böyle. Bu virüsün mutasyonları gezdiği gibi başka başka virüsler de var belli ki. Mesela domuz gribi de daha hala güçlü. Şimdi o dönem kapandı nasılsa deniyor e mevsim geçişinden başka türlü türlü kronik ya da akut hastalıklar hortladı. Sağlık sistemimiz rezil bir durumda. Kadro var, tesis var, makine var ama hastaneye gidip de iyileştirilen olmadıktan sonra alın bir yerinize monte edin bu imkanları bence. Yahu iki aydır geberiyorum gösteriş için şu kadar insana böyle hizmet verdik ayağına boş beleş alet ettiler beni bile. Yani sinir krizi geçirmeme ramak kaldı defalarca. Sinüzitin faranijtin kronikleşmiş diye süründürüyorlar şimdi de yahu bi çek sinüslerin filmini o da yok akciğerimde bir şey yok dememe rağmen döne döne akciğer bt'si röntgeni çekiyorlar al sana gereksiz radyasyon al sana dikşın dikşın... Neden korona var ama korona bitti ama korona var? Nefes alamıyorum filan diyorum alıyorsundur diyorlar asdfgh. Oksimetre almışım ölçüyor ona mı inanayım aldığın diplomanın verdiği yetkiyle oturduğu yerden atan tutan sana mı? Daha da kanser hastaları o bu var onların hallerini görünce okuyunca duyunca hiç bir şey diyesim de kalmıyor ama diyecem elbet ABV alayınızın. Paragraf maragraf da yok beton gibi döşedim oh...

13.06.2020 editi:

Hala hastayım anasını satayım yine gittim doktora aldım antibiyotiğimi du bakali nolcek bu sefer :/

02.07.2020:

Evet yarın tam 4 ay olacak bilin bakalım ben hala neyim? Evet hastayım. Herhal gidiciyim yapacak bişi de yok anlaşılan :/

07.07.2020:

Bitimsiz sinüzit ve faranjit döneminde sigarayı bazen hiç içmedim bazen az içtim bazen de -biraz iyileşir gibi olunca- normalde içtiğim gibi içtim ve fakat son üç gündür hiç içmiyorum ve şunu anladım. Sigara içmemek hiç sorun değil fakat sigara içmeyi istememek çok büyük sorun, o bir türlü oldurulamayan bir şeymiş benim için :/

23.07.2020:

Ömrümün sonuna kadar farenjit olduğumu kabullendim artık. Bu tip kronik farenjit hastalarının ortak özellikleri şunlarmış; Kronik sinüzit, kronik reflü, sigara kullanımı, sürekli toz ve kimyasala maruz kalma. İlk üç cepte kalanlarda da alçı ile bi bişiler yapma e resim yaparken kullanılan boyalar da kimyasal. Bir de ağır bir viral enfeksiyon geçirdikten sonra başlarmış e o da tamam. Bütün şartları tutturunca tabi Allah da belamı vermiş haliylen :/ Bir de diyorlar ki kronik farenjit hastalarının yaşam kalitesi kalp ve diyabet hastalarından da kötüdür. Bende aort yetmezliği ve hipoglisemi de var. Tişikkirler tıbbi bilgi veren siteler, küfretseydiniz bari :/ Bir de şöyle moral vermişler efenim doktorlar doğru tedavi uygulasa da hasta da gereken özeni gösterse de kimi zamanlar bu tip hastalar ömürleri boyunca iyileşemezler. Adres vereyim siyanür yollayın bari? Daha ne hastalıklarım var. Yeditepe Üniversitesi'nden kadın bir profesör bana 60 ayrı hastalığı olan bir adam hakkında bir kitap tavsiye etmişti. Öyle hayata nasıl tutundum kitabı da değil bildiğin hastalıklarını filan anlatan bir kitap. Tıp camiası gerçekten inanılmaz empat tiplerle dolu O_o

29.08.2020:

Kendime boğaz/gırtlak reflüsü teşhisi koydum. Evet hala hastayım ve malum doktor görmek hastane o bu zor ve genellikle anlamsız işler oldu hepten. Aradaki sürede probiyotikli içecek ve yiyeceklerle antibiyotiklerin zararlılarla birlikte yok ettiği faydalı bakterileri yerine koymaya çalıştım. Yani zararlı bakterileri ne kadar yok ettiler o da meçhul ama sindirm sistemime bakılırsa faydalıları nakavt etmişler. Reflü diyetine benzer ama biraz daha sıkı bir diyet gerektiriyor bu boğaz reflüsü. Zaten atipik reflü neticesinde oluşan farnejit ve gırtlak reflüsü muhtemelen çünkü bende zaten reflü gastrit mide fıtığı ne ararsan vardı. Ağır bir gripal enfeksiyon sonrasında ortaya çıkıp gitmeyen bir illetmiş ekseriyetle velhasıl tabloya uyuyorum. Benzer sorununuz olursa aklınızda olsun diyetlere internetten bakabilirsiniz lif ağırlıklı beslenme yağdan kaçınma o bu. İlaveten Eczane çift etkili gaviscon tavsiye etti ağrı sızı konusunda gerçekten etkili boğazı ve mideyi şekle şemale sokma etkisi de var dedi eczacı. Bir de akol bazlı %30 oranlı propolis aldım. Alkol bazlı su bazlılardan çok daha iyi deniyor. Oranlar da önemli tabi. Günlük takviye olacaksa çok yüksek oran gerekmeyebilir ama benim gibi canınızdan bezme noktasına geldiyseniz %30 anca keser zannedersem. Bir de andız pekmezi aldım ardıç pekmezi de deniyor ardıç ağacı yemişlerinden yapılan bir pekmez. Propolis damlatılıp kullanıldığında bu da çift etkili olabiliyor. Bronş temizleme sindirim sistemi temizleme mikrop kırma ve daha pek çok etkisi var deniyor bu pekmezin. Açıkçası benim en son artık dişetlerim iltihaplanmıştı baya etkisini gördüğümü düşünüyorum propolis ve andız pekmezinin. Propolisi diş macunuma damlattım ve dişlerimi fırçaladım arada diş fırçası da dezenfekte oluyor. Bir de suya 3 damla propolis damlatıp yutmadan gargara damlattım nihayetinde 2-3 gün üçünde damağım zonklarken şimdi çok hafif belli belirsiz bir rahatsızlık veriyor arada o kadar. Propolis damlatılmış andız pekmezi de bilhassa boğazımda gece oluşan rahatsızlıkları hissetmemin önünü baya kesiyor. Ara ara söktürüyor da iltihabı. Tabi bunlar tedavi değil bu süreci atlatırken yardımcı olan unsurlar. Mide ilaçlarıma da devam ediyorum o ilaçlar yüzünden vitamin alamadığımdan vitamine de devam. Bakalım daha ne çeşit deneyimlerle çıkacağım karşınıza O_o

22.10.2020: 


Burada grip ve Covid benzerlikleri ve farklarını güzel bir şekilde sıralamış bu arkadaş emeğine sağlık zira şu an grip mevsiminin içindeyiz henüz bariz etkilerini görmedik çok çünkü malum mevsimler kaydı ve mesafesini koruyan maskesini takan insan sayısı nispeten fazla ama yakında bu ikilem çok can yakacak. Semptomları okurken ne kadar da benziyor deniliyor ama semptomlar aynı şekilde adlandırılsa da hissedilenler farklı olabiliyor. Bunu hem covid hastalarının internette aktardıklarından(ki bu çok çok iyi bir şey bazı gerizekalılar covid günlüğü yazıyorlar keh keh diye dalga geçiyor ama aslında konu ile alakalı çalışma yapanların oturup bunları okuması ve hastaları da kapının eşiğinde bekletip hemen kovalamak yerine onları dinlemesi not alması ilgili yerlere aktarması lazım zira bunlar labda elde edilebilecek bilgiler değil ya da sınırlı sayıda insanla çalışma yapıp evrensel çıkarım da yapamazsın. Şu an kliniklerde inanılmaz bilgi sunumu var ama ne hastanın canını ne dediklerini sallayan yok) hem de kendi olası tecrübelerimden biliyorum. Zira muhtemelen her ikisini de yakalandım ama sağlık sistemimiz her ikisinde de ne test yapacam be dediğinden yüzde yüz konuşamam yine de. Üst solunum yollarında yaşanan sıkıntının adı aynı nefes almada güçlük ama birinde bir tıkanıklığın olduğunu hissederken yani balgam sümük vs. covid'de sanki üst solunum yollarınız tertemizmiş de nedense nefes alamıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Bunun sebebi muhtemelen covid'in çok azılı bir seri hücre katili olması. Aynı şekilde gripte de tat ve koku azalır ama siz bir tıkanıklık olduğunu hissedersiniz zaten covid'de o da yok ve koku alamama derken iş ciddi ciddi hiç koku hiç tat alamamaya kadar varıyor. Bu da covid'in seri şekilde ilgili hücreleri öldürmesi ile alakalı zaten bir süre sonra sinüs ve boğaz temizlerken o kadar çok kabuk ve kuru pıhtı çıktı ki bilemiyorum gripten sonra böylesi yaşanır mı ben yaşamadım. Mesela yeme güçlüğü mevzusu evet gripte de hem iştahsızlık hem boğazda ağrı yüzünden yeme güçlüğü çekilir. Ama ben covid'de yutma güçlüğü çekerken boğazım ağrısa da yediğim lokmayı zor yutuyordum ve lokmanın nerede olduğunu elimi boğazıma koyup hissetmeye çalışıyordum hatta onu elimi boğazıma aürtüp sşsğı indirmeye kasıyordum. Acayip bir daralma kuruluk ve hissizlik vardı. Üst solunum yolları acerası herkeste bu şekilde ve bu kadar uzun sürmeyebilir zira virüs doğrudan dur ben aşağlarda takılayım da diyebilir daha sonra da inebilir. Bir de aşağıdaki marifetleri var. Yan ben mesela grip olduğumda karnımın 9 aylık hamile gibi şiştiğini hatırlamıyorum. Fakat bunlar vücudunuzdak diğer hastalıkların ya da eksikliklerin bağışıklık sisteminiz aşırı zorlandığı için ortaya çıkmasından da olabilir. O yüzden birincil göstergenin üst solunum yollarında yaşanan sıkıntının grip tecrübesinden farklı hissedilmesi olduğunu düşünüyorum bilhassa tat ve koku duygusunun tamamen kaybolması çok belirgin bir fark. Bir de eklem ve kas ağrıları gripten çok ayırdedilmeyebilir ama damarlarda hissedilen ağrı artı bir özellik. Bu da covid'in pıhtılaşma etkisinden kaynaklı muhtemelen. Zaten bir pıhtı olayı bariz bir şekilde var bilimdünyası bunu biraz geç kalarak detaylı inceledi herkes hemen zatürreye odaklandı oysa zatürre kadar tehlikeli hatta daha tehlikeli zira ani ölüme sebep olabilecek bir durum. Zatürre de yine bilindik zatürrelere benzer bir zatürre değil anladığım ama bende zatürre gelişmedi muhtemelen y ada hafifti çünkü bir ay sonra çekilen BT'de hasar gözlemlenmedi kendim o kadar temiz atlatmş olamazdım ağır bir şey olsa ama ben de sırtımda ağrılar ve batmalar hissettim. Herkes şunu anlamalı bu çok yeni ve hala bilinmezlerle dolu bir hastalık üstelik biz bazı şeyleri anlayamadan yeni bilinmezlere yol açacak mutasyonlar hızla devam ediyor. Mevsimsel griplerden de covid'den de mümkün olduğunca kaçınılmalı. Vücut biriyle mücadele edemezken hele bir de enfekte ettikleri aynı hücrede birleşip voltronı oluşturursa bir de yayılırsa neler olur meçhul. Hepitopu 3-4 ay daha bir disiplinli olmalı. Çünkü emin olun yalnızız :/ Bu arada baya bir düzeldimse de kronik farenjit tam bitmedi bende, sinüzit de. Koku ve tat epey bir geri geldi ama gelmeleri 8 ay sürdü O_o Bunlar benim bedenimin basiretsizlikleri diyelim herkeste olacak şey değil elbet. Bu arada burada yazmamışım sanırım ama 6-7 kilo vermiştim, uzun süre boyunca bol bol yememe rağmen geri almadım o kiloyu ama bu ay kilo almaya da başladım. Aman kimse kilo vermek için virüs kapayım demesin tabi ölme riski bir yana ne hasarlar kalıyor hala belli değil.

19.12.2020:


Kovidin bazı bünyelerde aylarca sürmesi ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bazılarının iddia ettiği gibi psikolojik filan değil hatta virüsün aylar sonra bile vücutta hala aktif olduğu tespit edilen vakalar da var. Bir çeşit özbağışıklık sistemi hastalığına sebep olduğu da düşünülen ihtimaller arasında. Kovide yakalananların 50'de birine tekabül ettiğine dair oranlar da bulunmuş bazı çalışmalarda. Genelde kadınlard ve 35 yaş üstü olanlarda rastlanıyormuş. Hastanın sağlık durumunun iyi olup olmaması ya da sigara içip içmemesi ile alakalı bir korelasyon yokmuş. Zıpkın gibi olsanız da ya da öyle olduğunuzu düşünseniz de bu başınıza gelebilirmiş. Bayılırım düşük ihtimalleri yakalamaya zaten.

https://eksisozluk.com/burun-tikanikligina-iyi-gelen-seyler--5799608?p=16

https://eksisozluk.com/tikali-burnu-ilacsiz-acma-yontemleri--3849034

https://eksisozluk.com/otrivine-bagimliligindan-kurtulma-yollari--1406147

https://www.youtube.com/watch?v=rBhJMKETUtQ&t=16s

https://www.youtube.com/watch?v=0aeJF8NJ7LM&feature=youtu.be

https://www.youtube.com/watch?v=ZV_CgGvrXvg

https://www.youtube.com/watch?v=vO3mKx2hNQQ

https://www.youtube.com/watch?v=7u5fObwCkbo

https://www.youtube.com/watch?v=EzSk5VXnAlw

https://www.youtube.com/watch?v=kdnRyB_BXAw&feature=youtu.be


9 yorum:

  1. Aşağı yukarı aynı emareler bende dd vardı. Agumentin bende hiç bir işe yaramadı. İlk vaka şubat sonu gibi. 2. Vaka bende mart 25 Acil doktoru sefazol 1000 mg 10 adet iğne yazdı. Alerji yapmazsa bayağı etkili bir iğne. 2. Defa olunca yine yazdırdım. Yine toparladı. Bilgin olsun diye yazayım dedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana bu sefer Ceftinex verdiler sanırım Sefazol ile aynı gruptan. 5. gündeyim hala hastayım ve fakat diyemem ki Augmentin gibi hiç ama hiç etki etmedi iltihabı yavaş yavaş(baya yavaş) çözüyor gibime geliyor ama bunun yanı sıra nazal yıkama kiti, alerjik rinit hapı(nefes almamı kolaylaştıracakmış diye) ve burun fısfısı da verdi ben ilaveten boğaz spreyi ara ara pastil de kullanıyorum. Ayrıca vicks kaynatma ve buğuseptil koklama yapıyorum arada zira nefes alamıyorum hala kafayı yiyecem. Baş ağrılarım da arttı. Nazal yıkamada ilk başta aşırı tıkalı diye yapamıyordum ama azmettim yavaş yavaş bir o delik bir bu delik açtım onları şimdi yapabiliyorum. Üst sinüslerden dışı kurumuş içi iltihap ve kan dolu kan pıhtıları filan geldi. Zannedersem onlardan çok var orada ve bunlar inanılmaz baş ağrısı yapıyor artık. Valla kafama göre demir hapına ve d vitaminine de başladım bemiks c alıyorum hala çünkü geçen sene de anemi oldumdu mevsim geçişi. Tekrar baktırmaya fırsatım olmadı dedim anemi olabilirim halsizim de ama bakan olmadı eğer demir eksikliğim varsa mümkün değil iyileşemem zaten. Pek iyileşecekmişim gibi de gelmiyor artık ya ümidim filan kalmadı ölene kadar böyle sürecek her halde kısmet, vademiz ne kadar kaldıysa artık :/

      Sil
  2. Büyük ihtimalle ceftinax da bir etki göstermeyecek. İğne etkili olur diye düşünüyorum. 2 veya 3 günden sonra hemen iyileşme etkisini gösteriyor. Sinizut için de papatya sıcak su ile teneffuz edebilirsiniz. Nazal Yıkama da etkili oluyor aslında. Bu sürecte pastil boğazları iyice hassaslaşmasına sebep oluyor. Düzelme yerine kötüleşme gösteriyor. Bir de coğu tedaviyi bir birine karıştırınca bir etki sağlamıyor diye düşünüyorum. Baş ağrısı için apronoxfort bende etkili oluyor. Boğaz için taze zencefil bal ile karıştırılıp bir çay kaşığı denenebilir. Taze zencefil ikiye ayrılarak üzerine akşamdan bal koyduğunuzda suyu çıkıyor. Bununla beraber balı tüketebilirsiniz aşırıya gitmemek lazım. Bir çay kaşığı. Yasaklar başlamadan bence devlet hastanesinden iğne tedavisine başlayabilirsiniz. İğneler daha sonra polikinlikte de vurulabilir. Penisilin de faranjit için etkili oluyor demişlerdi. Ben sefazol tavsiye edebilirim. İğneyi genelde özel hastaneler yazmıyor. Alerji durumunda müdahale zor olur diye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cetfinax umarım etki gösterir zira şu ortamda hele ki ulaşım aracı olmadan gidebildiğim tek devlet hastanesinde iğne filan yapacaklarını pek sanmıyorum hastaları çok salladıkları da yok zaten yıldım hastaneden büyük konuşmak istemem ama baktım ki gidiciyim bu sefer iyi madem napak diyecem herhalde O_o Papatya teneffüs etmek gibi girişimlerim de oluyor ayrıca ballı limonlu ıhlamur gibi şeyler de yapıyorum. Valla burnumun içine ay ağacı yağı bile tıkaladım aslında garip bir etkisi var sanki bazısı nazal yıkama suyuna damlatıyormuş gözüm dönünce onu da denerim gibime geliyor. Zencefil yıllardır söylenir ben de alırım denerim ama şimdiye dek bir faydasını görmüşlüğüm yok. Apranaxfort mide kanaması geçirtir bana ağrı için minoset içiyorum başka bir doktor tavsiye etti bilhassa faranjit ve sinüzitte etkiliymiş hakikaten özellikle yatmadan önce uyumaya da katkısı var sanırım ama olay zaman zaman kafamı öne ya da sağa veya sola hareket ettirememeye kadar varıyor malum gözler de etkileniyor. Ben de pek çok şeyi aynı anda tüketmenin iyileşmede olumsuz etkisi olduğunu düşünenlerdendim ama hiçbir gelişme olmayınca bütün tuşlara basıp şansımı deniyorum işte. İğne tavsiyesi için teşekkürler bi gözüm döndüğünde gider talep eder tepine tepine alırım iğne olma hakkımı belki :)

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Son durum nasıl. Etkisi oldumu ilaçların merak ettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla kendimi tamamen alternatif tıbba verdim :p Biraz iyi gibiydim ama havalar bozulunca yine başladı tıkanmalar baş ağrıları onlar bunlar. Sen düzeldin mi bari tamamen?

      Sil
    2. İğnelerden sonra tamamı ile toparladım ben. Alternatif tıp iyidir. :)

      Sil
    3. Bir kez daha anladım ki alternatif tıp çok yalan dolan bir iş. Tekrar çok kötü oldum bu sefer aynı döngüye girmemek için aile hekimine gittim MACROL 500 MG verdi. Gerçi aile hekimi KLACID 500 MG yazmış da eczane ikamesini verdi neyse aynı etken madde ama bu türevi diğeri orjinalmiş anladığım. Antibiyotik direnci gelişince penisilin ayarındaki bu ilacı veriyorlarmış. İlaç çok ağır ve yan etkileri çok diyenler var internette ama tok karnına içtim ve gün boyu bol su içtim şimdilik bir yan etki olmadı tabi daha 4. günüm gerçi güde iki tane içiyorum ama belli de olmaz. Şimdilik boğazım aşırı kötü olmasına rağmen boğazımı temizledi gibi duruyor ama sinüsler hala acayip şeylerle dolu tabi onlar da boğaza akıp sıkıntı yapıyor ara ara boğazda. Bu da olmazsa senin iğneyi soracam daha da olmadı sinüzit endoskopisi ameliyatı o bu bakınacam. Kist filan mı var ne bileyim hala tıkalı nefes alamıyorum doğru düzgün :/

      Sil

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)