24 Mayıs 2018 Perşembe

BİLİMSİZ FELSEFE

Youtube'daki bir geyikten yola çıkarak bu yazıyı yazmaya karar verdim ama daha şimdiden sıkıldığıma göre kısa bir yazı olacak.

Efenim bilmem kim(referans vermek istemiyorum varoluşçu filozof bilmem kim diyelim ona) bilinç için onu demiş de insanın varlığını şöyle tanımlamış da bilmem ne yine kopmuş gitmiş entellerimiz dantellerimiz.

Öncelikle günümüzde geldiğimiz bilim seviyesinde bilinç artık felsefenin değil doğrudan bilimin konusu. Yani felsefe bir soru sorup yanıt arıyor hep, mesela diyor ki biz neden varız. Bu soruyu kendine soran biri de cevap veriyor; varız çünkü biri bizi dizayn etmiş olabilir, çünkü biz de bir şeyler dizayn ediyoruz mesela kilden heykel yapıyoruz ama nefes almıyorlar demek nefes üfleyen biri olabilir bilmem ne. Diyeceksiniz bu felsefe değil din. Çıkış noktası felsefe idi sonra dogmalaştı sonra ebemizi züktü.

Mesela bir soru daha soruluyor deniyor ki biz nasıl bir yerde yaşıyoruz la böyle. Cevap şöyle bir şey olabiliyor; işte boğanın boynuzlarının üstündeyiz, boğa kafasını sallıyor deprem oluyor yani buna da felsefe diyemeyeceğim bu artık götten sallamanın bokunu çıkarmak ama felsefe tarihi de pek matah olmayan pek çok sallama ile dolu zaten. Sonra sonra bu saçmalıklar yavaş yavaş elemine ediliyor.Nasıl ediliyor? Birileri dünyadan uzaklaşıp dünyanın fotoğrafını çekiyor ve boğa da yok tepsi de yok vs. Yani bilgi ve birikim arttıkça daha geniş düşünebilme sayesinde.

Mesela aynı feylesof insan kendini inşa eder diyor. Bugün bu böyledir yahut böyle olabilir denilirken DNA'yı nereye koyuyorsunuz mesela? DNA da işin içinde zaten dersen iradeyi nereye koyuyorsunuz mesela?

Yani adamlar zamanında güzel güzel düşünmüş taşınmış da düşüncelerin zaman içinde güncellenmesi gerekiyor ve hatta çoğu zaman terk edilmesi. Pek çok güncel düşünce geliştiriliyor ama birileri sürekli bir kitap okudum hayatım değişti noktasında takılı kaldıkça o güncellemeler de yalan oluyor haliyle.

İlgili platformda asıl konu da şuydu; söylem ile eylemi uyuşmayan insanlara bunu söylediğimizde savlarını safsata ile çürütmeye çalışıyormuşuz efenim. Bunun ad hominem olduğunu filan da söylediler hatta :/ Elbette felsefecilere böyle söylüyorsun ama fiiliyatta ne yapıyorsun demek anlamsız zira bunlar soyut takılıyor yani topluma normlar ya da sistemler dayatmıyor yahut eşyanın tabiatına aykırı olur bunu yapmaları. Ama misal bir imamın söylediğini yap yaptığını yapma lafı son derece anlamsız zira bu imamlar bir sosyal sistem pazarlıyor hatta dayatıyor ama pazarladığı şeyi kendi tercih etmiyor, tüketmiyor. Dolayısıyla hedef kitlenin sen keriz silkelemeye mi çalışıyorsun demesi gayet doğal bir tepki. Aynı şeyi ideoloji pazarlayıcıları ya da yaşam tarzı pazarlayıcıları eş dost komşu akrabaya da uyarlayabilirsiniz. Yani soyut şeyler hakkında zihinsel egzersiz yapanlarla somut şeyler hakkında normlar üreten ve bunları pazarlamak isteyenlerin, bunları dayatanların farklı değerlendirilmesi mantığa uygun.

Demek ki neymiş? Felsefe dogmalaşmamak için bilimle birlikte ilerlemeliymiş. Bilimden önde koşsa dahi bilim ona yetiştiğinde durup datalarını güncellemeli ve atmaya tutmaya bu yeni baz üzerinden devam etmeliymiş. Çünkü yaşamakta olduğumuz hayatı gerçekten kavramak istiyorsak elimizdeki tek sağlıklı yöntem sadece ve sadece bilimmiş.

Baya yazdım ya la(bir kısmını yazdığı yorumdan kopyaladı).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)