28 Haziran 2008 Cumartesi

hayal kurma ve hayallerini paylaşma suçu

Aslında düşünce suçu ve hatta düşünceyi ifade suçundan daha da komik bir suç var. hayal kurma ve hayallerini paylaşma. Hatta bu bazen düşünce suçu kapsamında ele alınıyor.

İnsanlar hep var olma biçimleriyle suçlandı. Bu biçimler hep törpülendi, şekillendirildi haddini bilmeyen umursamazlar tarafından. Benim de böyle yapmaya çalıştığımı zannediyor kimileri. Ben "işte bu benim" diyen bir katile bile itiraz etmem kardeşim. Yeter ki ne olduğuna sen karar ver ve neysen kendini ortaya koy (Ama sübyancılar ve hayvanlara eziyet eden bir de şu kadınlara tecavüz edip parçalara ayıran manyaklara karşı alerjim var. Bu da bu konuda her ne yaparsak yapalım bu adamların bunun dışında bir şey olamayacağını bilmenin verdiği rahatsızlık. Bu tip şeylerin dışında dünyada her ne suç işleniyorsa bilin ki biz de o suça ortağız. Eğer şu an bir çocuğun kolu bacağı kopmuşsa bir savaşta sen de işte hiç bir şey yapmamanın, "hayır" yahut "dur" dememenin suçuyla vebaliyle yüklüsündür)

Kendi olabilmek kendini ifadeden geçer. Susturulmaya boyun eğen adamdan bir "kişi" var etmek mümkün değil. Ama bunun şöyle de bir sakıncası var. Kendi olmaya göz koymamış kişilerin birer kuklaya dönüştürülmesi. Bu sakınca nerden kaynaklanıyor? Bu sakınca hani birilerinin köle olmak için özgürlük istediği o yerde buna karşıt fikirler sunacak insanların aynı fırsatı yakalayamamasından kaynaklanıyor.

Eğer bir kısım kişiye, toplumsal kötü alışkanlıklardan kaynaklanan huylarını kutsallaştırma yetkisi verirsen ve diğer taraftan buna itiraz eden kişileri sussturursan işte o zaman senin karşına insan sureti bürünmüş kukla ordularıyla çıkarlar.

Bu gün cahillik, aptallık ve saflığın sömürüsü yasalarla koruma altına alınmıştır. Oysa hukukun ideali bunu yapanı caydırmaya yönelik düzenlemeler olmalı sanki.

Bu ülkede hayaller yasak kardeşim. Öldükten sonra hayatının bir şekilde devam ettiğine inanabilirsin ve hatta iilaki inanacaksın ama o hayatın şekli şemali sana kalmamış. Sudan nefret etsen de dere orada olacak bi kere!

Porno yıldızı olmayı hayal edemezsin misal. Kara çarşafsız sokağa çıkamazken, sevgili edinmek yasakken ve hatta imam onaysız seks ölüm sebebiyken sen nere porno nere.

Bir gün çıplak bir gün burka ile gezmeyi isteyebilirsin. Bir gün sıcak bir gün soğuktur belki veya sırf canın öyle istemiştir. Ama olabilir mi böyle bir şey? O kuku, o memeler, o göt, o saç kaç gram haberin var mı? Sen o kadar gramsın işte onlar için ve sen onlara boyun eğdiğin sürece benim gözümde o kadar gram da değilsin.

Ve bunları ben ulusal yayın yapan bir kanalda söyleyemem. Ve bunları ben çarşıda pazarda megafonla halka bildiremem. Bu hem suçtur, hem günahtır onlar için. Oysa bu sadece aptallıktır aslında. O kulaklara binlerce yıldır kimler neler söyledi. Onların ağzı bile o kulaklara göre değildi. Ama yine de tek bir idealist politikacı, tek bir meczup idealist politikacı, tek bir idealist, zeki ve kendinden başkalarını da düşünen meczup politikacı bile çıkıp kıvırtmadan, dini istismar kartına başvurmadan açıkça, net bir şekilde "kardeeeşim manyak mısınız siz bu pisliklere kanıyorsunuz, işinize baksanıza, hayatınıza sahip çıksanıza ulan" diyemez mi be.

Hayal kurmak bedava. Hayal kurmak güzel. Hayallerine sahip çıkmak daha da güzel.

Benim bile hayallerim var.

25 Haziran 2008 Çarşamba

hodjaefendy ile iştişareler

ebudollah güllaç efendy: hodjam bu gün yine çok aydın gördüm sizi. Maşallah ışık topu gibisiniz.
hodjaefendy: allah razı olsun ebuşum. maç ne olur dersin?

ebuş: valla hodjam okunmuş pirinçleri yutturduk çocuklara. Sipirutiel evren bütünlüğü ve sizin de metafiziksel etkiniz ile düşünsel izdüşümlerimiz ve dualardan da aldığımız gücü hesaba katarsak...
hodjaefendy: ebuşum bizbizeyiz kasma istersen.

ebuş: kusuruma bakma hodjam. Zate bizim karı da kaptırdı epey kendini verdi kitaba, sanata, çok afedersiniz ota boka. almış bi de entel gözlüğü evde bi havalar bi bilmemne.
hodjaefendy: bırak bırak. şimdilik böyle iyi. ilerde kafan atar alırsın 3 tane daha.

ebuş: yabancı kontenjanı var mı hodjam yoksa onlar da 4'e dahil mi?
hodjaefendy: yabancı dedin bak aklıma dün yazdığım şiir geldi. okiyim mi?

ebuş: aman ne büyük şeref, ne büyük saadet, yani na böyle kafası hariç 17 santim bi mutluluk. çıkarmadan sürüp giden hazz-ı sefa silsilesi.
hodjaefendy:

"bülbül yalnız
bülbül yaban elde
bülbül yabancı
bülbül ötemez tek bir güle
bir ötse saadet asrı gelir
bülbül deli
bülbül"

ebudollah bak nasıl duygulandım şimdi. böüğh böğüüüü ühühühühühü.....

ebudollah: hodjam yapmayın ben de ağlıyacam. hodjam sümüğüm akacak mendil yok yanımda.
hodjaefendy: git bu mezalime son ver ebu. bitsin bülbülün çilesi ühühü...

ebudollah: viagra iyi diyolar hodjam. 15 dakkada postalı çekmiş darbeci gibi dikeliyormuş.
hodjaefendy: kalbim var ebu. yorma beni. sen bi git. böğüühühüü...

23 Haziran 2008 Pazartesi

inancı gereği aptal olmak

Bazı insanlar "Çok acaipsin" filan diyor ama bilseler bu maymunlar cehenneminde günler nasıl da geçmiyor.

Bu aralar yapılan her türlü saçmalığın kılıfı hazır. "İnancım gereği". Ulan ne çeşit bir inanç senin gerizekalı olmanı emreder ve sen de aptal olmasan nasıl kabul eder, benimsersin bu buyruğu.

Aptallık gerçekten eğitimle çözümlenebilen bir sorun değil. Aptallık kıt beyin ve ruhsal bozukluklarla besleniyor. Ve evet bir çoban bir profesörden daha zeki olabiliyor.

Bilgi ve birikim ancak onu algılayan, hazmeden, harmanlayan bir zeka ve bu malzemeyi nasıl kullanacağını bilen akılla işe yarar. Ve zeki bir insan canı isterse bunları eliyle itebilir.Ve buna rağmen beş üniversite bitiren, on master yapan üstüne doktora ot bok ne varsa halleden adamdan daha mantıklı düşünebilir. Netekim o kadar eğitimden sonra beyni folloş olur o adamın.

Eğitim aptalları zeki yapmıyor. Sıkıntı burada. Kırmızı ışıkta geçmemeleri gerektiğini bile öğretemiyorsun aslında insanlara. Ancak Pavlov'un köpeği gibi şartlandıracaksın. İşte bu yüzden din simsarları şartlıyor ya bu aptalları, köpek ediyorlar.

Aptallığın, kıt zekanın kaynağı tabii ki genetik, genin de coğrafi etkenlerle şekillendiği gerçek. Kardeşim yeterin artık, bırakın günde 20 somun ekmek yemeği. Biliyorum para yok ama git sebze ye, meyve ye. Meyve pahallı deme meyve lem bu, ağacını dik, çok satın al ki arzı artsın fiyatı düşsün. Elma da pahallı mı be kardeşim.

Birileri sana aptal dedi bi vakit. Yüzde verdi. Hiç düşündün mü "O yüzdede ben de olabilir miyim?" diye. Kabul et ki sen aptalsın ve bunun farkına varmadığın sürece bu çakallar seni dolandıracak ve sen onların önüne domalırken heriflerin götü kalkacak, senin gibi mal olmayan bizlerin de götünü isteyecekler.

Korkarım ki bu insanlar bu heriflerin önüne domala domala zevk almaya başladılar. Ellerine şişe versen götlerine sokacaklar o kıvamdalar. Zaten göt deliğine sinir ağı örenin de muhteşem planları olan ulvi bir yaratıcı olduğu bir gerçek.

Geçenlerde bir hanımkızımız çıktı dedi "Ben Humeyni'yi seviyorum, Atatürk'ü sevmiyorum". Hani dediler cehalet, dediler olmaz nasıl sevmez. Hatta hakkında suç duyurusu yapıldı ve "Atatürk'ü sevmiyorum" dedi diye dediler. İddiayı bilemiyorum ama Atatürk'ü sevmediğinden değil padişahın verdiği yetkiyi kötüye kullanıp kafasına göre laik bir ülke kurduğunu söylediğinden olsa gerek. Netekim Atatürk'e bir çırpıda vatan haini demeye getirdi gibi. Lakin tabi kimi sever, kimden hoşlanır, ne yer ne içer bize ne. Ben dolma fikirlerle konuşan (-ki demek istediğim özgün olsun fikirleri filan değil, bildiğin dolma ve fikirleri niye dolma bilemiyoruz. Yani şartlanma olur, maddi kazanım olur her şey olur) insanlarla konuşacak bir şey bulamıyorum. Yani herkes konuşan bir kitaptan hazetmiyebiliyor. Ne söylesem daha önce duyduğum binlerce saçmalığı yineleyeceği kesin. Önyargılı davranmayalım diyorsun ama sınırlarını kalın kalemlerle çizip kendini çerçeveye hapseden birine önyargılı yaklaşmasan, her şeyden önce o sana kızmalı. O zaten çizilmiş karikatür gibi karşında ve hiç komik değil aslında.

Güzel ülkemde bir de darbe karşıtı bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Yani demek bekliyorlar bir balyozun yolda olduğunu. Yani yedim bi bok ama bedelini ödemek istemiyorum modu yakalanmış gidiyor. Şimdi tabi solcu cenah da (artık kaç kişiler ve solu ne derece hazmetmişler. Yoksa onlar da dolma kafa mı bilemiyoruz) bu tayfaya destek olmuş ve geçmişte de olduğu gibi yumuşak karınları yüzünden piyon olmuş gidiyor (gelin ettiler sizi be gözüm hiç mi kafan basmıo veya işine gelmio sen de mi pastadan pay alıon)

Darbe olmasın. Tamam. Askerden, polisten, öle veya böle silahlıdan, eli copludan, biber gazı sıkacağından hazetmek elde değil. Yani halkı askerden ve askerlikten soğutmanın suç olmasını da ben sevmiyorum. Üzgünüm. Ve fakat bu adamlarla el ele, kol kola gezinmenin bahanesi bu mudur? Zate geçen gördüm Büyükanıt keyifle pasta filan kesiyor Tayyip ile. Yani yeni komutan gelene kadar rahat!

Ama kusura bakmayın hayat böyle kusursuz olsa hepiniz anarşist olurdunuz zate. Onunüçün devlet bir sistemdir. Devletin iskeletini rejimin açıklarıyla başka bir eksene kaydırmaya kalkarsan onun içindeki dinamiklerden tepki alırsın. Ve çok övündüğün pirince endeksli oy tabanının da yüzdesini daha da yükseltmeden, o taban kemikleşmeden ötersen senin kalemini kırar birileri. Sizler darbe karşıtı yürüyüş yapacağınıza omurgamızı doğrultmamıza izin vermeyen omurgasızlardan hesap soruverin bi zahmet. Devlet böyle olmasın şöle böle olsun diyorsanız da buyurun iki gıdım emek verin, fikir fikirleyin ve hatta devletsiz yaşamak mümkün bunu da şöyle bir gözden geçirin.

Velhasıl inancı gereği aptalca davranışlarda bulunanlar zaten aptaldırlar. Bu aptallardan komünist veya liberal yahut budist, sırılsıklam aşık hatta mormon filan yapabilirsiniz. Bu tamamen bu kadar aptalın yaşadığı bir dünyada üç kuruşluk kurnazlığa ve az biraz hayalgücüne sahip olmanızla alakalı başarı görünümlü fiyaskodur. İkna kabiliyetine dahi sahip olmanız gerekmez. Milyonlarca "hadi beni kandır" diye ünleyen ebleh seni bekliyor.

E peki ben aptal değil miyim? E var tabi biraz. Şartlandırılmışlıkla karışık kafa karışıklığı ve algı bozukluğu yok değil. Misal şirket kimlik kartımı iş yerindeki asansörün düğmesine bastırıp 13. kattaki ofisime ışınlanacağımı filan sanıyorum. Yani herkes kadar hayallerde yaşıyorum bazen. Ama en azından teknolojik gelişmelerle bu yaptığım saçmalık bir öngörü olarak ele alınabilir. Ve aptallıklarımın süresi genellikle 3 ila 5 saniye. Yani her şeye rağmen hala ben parlak gözüm sizlerse maymun.