11 Kasım 2017 Cumartesi

KARA KULE


Hiç şüphesiz ben de Stephen King müptelası nesildenim.  Lakin kendisinin başına gelen ve zor bela atlattığı talihsiz trafik kazasından sonra ömrünü vakfettiği Kara Kule serisinin ilk kitabını yoğun sıkılma sebebiyle atlatamadığımdan serinin yabancısıyım. Sonra daha güzelleşiyor diyorlar hep ama ilk kısmı bir türlü geçemiyorum. O yüzden hikayeye pek hakim değilim ama hikayenin böyle bir şekilde sinemaya aktarılmaması gerektiğini bilecek kadar aşinalığım var.

Bu film kendini Marvel Comics'i ilk defa keşfetmiş gibi dibine kadar sömürmeye meyleden sinema endüstrisinin bir değişik yansıması. O hikayeleri ve karakterleri içlerini boşaltarak aptal kalabalığın(terörize edilmese ayıkacak ama yoğun bombardıman var) tüketimine hamburger gibi sunan  piyasa formülleri ile nasıl piç etmişlerse bunu da bildiğin piç etmişler.  Netice yemekten sonraki saate denk gelen tv dizisi saatinde çekirdekle laf olsun diye izlenecek bir film olmuş. 

Tabi bu arada olan Kara Kule fanlarına olmuş. Elbette bir kitap serisine hayatının anlamı gibi bakmaya meyil sağlıklı bir psikoloji değil. Fakat liboş dininin neredeyse IŞİD'leşmiş(zihin terörü de bir terör biçimidir) neferlerinin gizli amacı insanları zencilerden soğutmak olabilir. Mesela Western Bilimkurgu karakteri Roland'ı genç olsa Clint Eastwood canladırabilecekken bir bakıyorsun karşına aseksüel bir zenci koyuyorlar ve ahan da Roland bu diyorlar. Zencilerden soğudu tüm o fanlar ben söyliyim. Zenci olanlar dahil.

Evet yine bir film analizinde sizlere büyük resmi aktardım. Filmde bir numara yok zaten o yüzden verimli bir analiz oldu bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)