21 Nisan 2007 Cumartesi

Manderlay




İç baydırmaktan taviz vermeyen, kimilerince usta diye nitelendirilen, nacizane fikrim hepimizi delirtmeye çalışan dahi yönetmen Lars Von Trier'in bu filmini kakalamadan duramayacaktım. Velhasıl bu satırları yazmaktayım.

Efenim Trier malumunuz genelde kadın ve iyi olan karakterlerinin başına gelmedik işler bırakmaz filmlerinde.

Zannedersem dünyaya "iyi biri olursanız, üstelik bu iyiliğinizi aktivasyona da çevirirseniz hele bir de kadınsanız, yersiniz naneyi" mesajları vermeye çalışmakta.

Peki bu iyilerin karşılarına ne gibi engeller çıkmakta. Kötüler elbet ha bir de ancak Türk filmlerinde rastlayabileceğimizi zannettiğimiz talihsizlikler.

Aslında insanlıkların cahillikleri, aptallıkları, delilikleri ve bencillikleri yüzünden hep iyilerin başına bir şeyler geliyor lakin yönetmen dönüp de "bakınız aslında hiç haketmemişti" demek yerine "ahan da olacağı buydu" deyip finali koyuyor gözümüzün önüne.

Bunu yiyen çok lakin adamın anlattığı şu kötüler ve aptallar çok. Ve fakat pek de akla mantığa ermeyen sorgulama neticelerine rağmen, bu uç hikayeler ve anlatım tarzının ileri derecede bayık olmasına rağmen yaratıcılığa diyecek bir şey bulmak güç.

Manderlay elbette en az Dogville kadar korkunç bir film. Ama bu sefer sonunu getirebildim baygınlık geçirmeden.

Hikaye kışkırtıcı, sorgulamalar ise aslında klişe şeyler üzerine yeni bir söylem getirmemekle birlikte maalesef hala bazı şeyleri aşamamış bir dünya için gerekli.

Adalet anlayışının, zekasının, mantığının pek çok kişi için göreceli hale getirilmeye çalışılmasını ve bu işin teorisiyle pratiğinin arasında ne kadar uçurum olduğunu göstermeye çalışmalar ve bazen de aslında pratik çözümlerin idealize edilmiş görüşlerden daha faydalı olduğunu anlatmaya çalışmaya debelenme diye özeliyebiliriz filmi.

Süper değişik şeyler yapıyor bu adam diye yeni yetme bir zihniyetle değil de sorgulamalara odaklanılarak izlendiğinde felsefe kitabı tadını veren bu filmi biraz sıkılarak da olsa izlesin bence insanlar. Kötüler ve "yeminimi bozdum" iyileri elbette "ahan da yaa, bak işte böyle insanlar" diyecektir. İyiler her zamanki gibi "ya sabır" moduna girecektir. Yani hiçbir şey değişmeyecektir. Ama adam debelenip çekip duruyor bir şeyler işte. O değil de ben oyuncuların emeğine acıyorum. Gerçekten inanılmaz performans sergiliyorlar. Keşke bir şeyleri değiştirebilecek işlerde bu kadar para ve emek harcansa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)