28 Nisan 2007 Cumartesi

Azimle delemeyeceğini anladığın an




Depremler sayesinde dilimize pelesenk olmuş bir laf var "binanın temeli sağlam olacak arkadaş!". Atatürk de öyle bir sağlam temel atmış ki 84 yıldır gelen geçen tepiklio, azimle pisliyo, lakin sallana sullana daha hala onun koyduğu temel kuralların dışına çıkmadan varlığını sürdürüyor. Bu lafım "bu cumhuriyetin zamanı doldu" diyenlere istinaden edilmiş bir laf. Bu lafım cin olmadan adam çarpmaya kalkanlara bir laf.

Geçtiğimiz hafta hükümet sağdan soldan aldığı gaz, ve Bülent Arınç gibi "ben bu işe hayatımı koydum" diyen ve ömrü vefa etmez diye korkup ecele acele postalayan birinin de sonsuz katkılarıyla tarihi hatasını yaptı. Netice? Ya ne olacağdı. Ordu hükümeti muhatap bile almayıp direk cumhura seslenerek online ortamda bir takım mesajlar verdi. Bildiğiniz muhtıranın moderen hali.

Daha dün çocuklar gibi şen, meclisi oyun bahçesine çevirenler bu gün bir anda o gülücüklü, alaycı, nispetçi surat ifadelerini dolaba kaldırıp, her zaman yaptıkları gibi yeni bir surat ifadesi ve taklitçi bir zihniyetle, geri adım atsa düşeceğini bilerek "muhtıranı gördüm, yükseltiyorum" cevabı verdi.

Agalar uzun süredir uyarıldınız. Halk, muhalefet, ordu tarafından. Sizin bir şıklatmanızla ne isterseniz yapacak olan eğitimli seçmenlerinize, iş ortaklığı içinde olduğunuz patronlara, yabancı güç odaklarına güvendiniz. Ama anlamadığınız şey bu ülkede başkaları da var. Ve siz ihtiraslarınız, doymak bilmeyen egolarınız, güç bağımlılığınız ve donanımsızlığınız yüzünden onları sayamayacak kadar körleştiniz.

İşte o başkaları da sadece kendi halinde, kolayca avucunuzun içinde oynatacağınız, azınlık olarak gördüğünüz zavallıllar değiller. Üstelik o kişiler düşündüğünüz kadar umarsız da değil. Hatta bazılarının elindekilerini çatapat sanıyorsanız, ölmeyi de bayılmak sanıyorsunuz demektir.

Bu gün ülke hangi hal içerisinde ise hiçbir sorumluluğu üzerinize almayıp hep başkalarını suçladınız. Bu suçlular bazen kondüktör oldu, bazen meczuplar, bazen deniz baykal, bazen sizin binlerle ifade ettiğiniz ama milyonlarca olan ve meydanları dolduranlar. En son ordu suçlu oldu yaptıklarınızdan. Maşallah sizler püripaktınız hep. Beyaz zenciydiniz. Sizin türban sorununuz vardı. Çok mazlumdunuz.

Geri adım atarsanız düşüceksiniz artık biliyorsunuz, yaralı bir kedi gibi saldırmaktan başka çareniz kalmadı. Ya herru ya merru. Hani ümidiniz çok biliyorum lakin burayı başka ülkelerle karıştırmayın. İspanya'da darbeci generaller görevden alınıyor filanla avunmayın. Arkanıza dönüp baktığınızda kimseyi de göremiyebilirsiniz şaşırmayın.

Geçmişte de bunlar yaşandı. Biz demokrasi sınavından sürekli çakan bir milletiz. Belli ki hazmedemiyoruz. Zaten kelle sayan içine bakmayan sistem hemen her biri aydınlanmış fertlerle anca işleyecek bir sistemdir.Hani aydınlanmadan bahsediyorsam salt elitizmden bahsediyor değilim. Aydınlanma dediğin kime nasip oluyor belli değil. Bakıyorsun adam üç üniversite bitirmiş kafasında bir mum yanmamış, bakıyorsun adam köyünden çıkmamış alimin önde gideni.

Velhasıl demek istediğim şudur ki elbet olan yine halka olacak. Şu bir gerçek halkın büyük bir kısmı hangi sistemi kursan o sistemde yaşamaya uyum sağlar. Sosyalist bir devlet veya şeriat düzeni farketmez onlar için. Bu kesim birey olarak varlığının farkında olup kendi istediği hayat düzenini hayal edemeyenlerden oluşur. Oyunlar da hep bu kesim üzerinde oynanır. Piyon olarak görülür bu kişiler. Ben istiyorum ki her biri kendinin şahı olsun, veziri olsun. İşte bu tip insanlar her sistemde o aşamaya gelemezler. Dolayısıyla onların kullanıma açık tercih hakları kötü ellere geçmemeli. Bakınız burada açıkça ben bilirim, benim dediğim doğrudurcuların savaşı devreye girer. Kimi iyi niyetlidir bunların kimi rantçı. Bu ayrıma iyi bakmak lazım. Bu ayrımda ben fransız ihtilalinde jakobenlere destek veren bir anarşistin reenkarnesi gibi hissediyorum kendimi. Ve diyorum ki her zaman bir çözüm vardır ama illa yok istemem diyorsanız onun da bir çözümü vardır.

1 yorum:

  1. AKP'nin Oldu Bitti Girişimine TSK'dan Uyarı

    Yarın yine yürüyoruz meydanlara... Murathan Mungan'ın da dediği gibi:

    ". . .
    Geçse de yolumuz bozkırlardan
    Deniz'lere çıkar sokaklar
    . . ."

    YanıtlaSil

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)