12 Nisan 2007 Perşembe

darbe postallı mı olacak postalsız mı?



Memlekette neler neler olmuşun bir de ordu tarafından değerlendirilmesi açısından bu gün önemli bir basın toplantısına imza atıldı. İmza sahibi askeri cenahın tepesindeki kişi Yaşar Büyükanıt.

Toplantı sonrası genel izlenim tv'de nette takip ettiğimiz kadarıyla paşanın yumuşak, medeni, yasaya saygı çerçevesinde ılıman açıklamalar yaptığı şeklinde oldu.

Zannedersem bizim memlekette ıslak odunla kovalanmadan karşısındakinin ne dediğini anlamamak gibi bir gelenek var. Yani kelimeler her daim kifayetsiz, illa jest, mimik, bağırma, dayak filan olacak.

Adam ne diyecekti? Kibar konuştu iyi de aslında nerelere ne göndermeler yaptı farkedildi mi? Az kaldı darbe yapıp üzerine de kılıç kuşanıp kuzey ırak'a gidecek orda da karşısına artık ne çıkarsa devirip abd'ye bile savaş açacaktı.

Ha bir de çok medeni açıklamalar yaptı filan dedi bi kaç gazeteci. Spartalı sanki Yaşar Büyükanıt. Bu bile direk "biz sizi çok afedersiniz ayı sanırdık" alt metnine sahip bir açıklama heralde.

Yaşar Büyükanıt'ın sıklıkla anayasaya ve yasalara saygı çeçevesinde konuşması aslında "biz darbe filan yapmayız" değil "bakınız biz saygılıyız siz de ayağınızı denk alın" demek olmasın. Artı askeri darbenin de askeri hukuk çerçevesinde gayet legal bir ayağı da yok değil. Ha derseniz ki demokrasi şu bu, merak etmeyin zaten bu işleri genelde demokrasinin korunması adına yaptıklarından gönülleri de ferah olacaktır.

Velhasıl bundan önceki her darbede askeriye her daim ilgili hükümeti uyarmış, "şşt kendine gel" demiştir. Kimse bir sabah uyanıp "haydin gençler postalları giyelim, biri de şu türkü kasedini bulsun arşivden" demez.

Büyükanıt hükümetten(alenen olmasa da), abd'den, ab'den, pkk'dan ve dahi ordunun içine dahi sızanlardan tek tek bahsetmiş. Bunlardan duyduğu sıkkınlığı dile getirmiştir. Bundan sonrasını da artık gönderme yaptığı bilimum kişi ve kuruluşa bırakmıştır. Bunlar sadece durum analizi değildir. Ordu analiz yapma merkezi değil. Sonuçta adamlar ne yapacaklarına karar veren de bir merci.

Mesele şu, geçmişte de halk çoğunluğunu arkasına almış, kendini neredeyse peygamber gibi görmeye başlamış kişiler geldi ve fakat sonları maalesef hazin oldu. "asamazlar, yapamazlar" diyenler yani halk, basın ve abd bu olanları oturup sadece izledi. Bu olanlar, olması gerekenler olduğundan ya da yapanların son derece güçlü olmasından değil, ilgili dönemin gidişatı bu şekilde şekillendiğinden vuku bulmuştur.Bu adamlar böyledir. Düne kadar İran'la savaşan Saddam müteffiktir bu gün gider kendi elleriyle asarlar. Olay tamaağmen duygusal.

Memlekette darbe isteyeni var, istemeyeni, işler tıkırında diyeni var. Darbeyle çok geriye gideriz, hazır işler açılacakken olmaz diyenler. Rahatı yerinde olan olmayan, korkan ürken.

Bakınız savaş mevsimi açılalı çok oldu. Bu yaz da işler epey kızışacak gibi. Kışa komünizm gelmeyecek lakin o belli. Ama onun haricinde pek çok şey flu gibi gözükse de ortada. Türkiye yazılan senaryolarda kendine rol beğenemiyor. Sanki ona soran var.

Bu gün Yaşar Büyükanıt da mayıs sonrası terör olaylarının artacağından dem vurdu. Borsa manyağı, aklı paradan ve malum organından başkasına yoğunlaşamayanlar tahminim "ulen tam da turizm mevsimi başlıyor, şu adamın dediğine bak" diyeceklerdir. Memlekette kazma çok. Lakin bunun trajik boyutları öyle böyle değil.

Bu gün gerçekten bir Kürdistan kurulmuştur. Alenen. Çok kan akıtıldı, daha da akacak. Lakin bu işbirlik işinden aldığı ganimetle kurulan ülkede kürtleri ne gibi sorunlar bekliyor az çok tahmin edilebilinir.

Müstakil ev sahibi olmayı herkes ister. "En kral dairede kiracı olacağıma, kendi bağımla bahçemi eşelerim yeğdir" diyen de çıkar. Anlatamazsın bu adama mülkiyetin hırsızlık olduğunu, aslında hepimizin daimi kiracı olduğunu.

Bendeniz yeni sınırlara sıcak bakmayan bir insanım. "Ulen biz sınırlar kalksın diyoruz bunlar her gün yeni sınır icat ediyor" diye de dellenmekteyim.

Birlikte yaşamayı ve paylaşmayı öğrenmek yerine kanla sulanmış topraklarda kurulan her yeni ülke insanlık için umudun yitmesidir kardeşim. O topraklarda yaşayan halkların kaderi çok değişmez. Evet hür olmak bağımsız olmak bambaşka bir duygudur. Keşke hepimiz bunu yaşayabilsek ama kimseye de nasip olmuyor maalesef. Lakin birilerinin maşası olmakla olunmaz öyle. Bu ancak parazitliktir. Adam seni kullanır sana da komisyon verir. Sen o komisyona vatan de ya da deme. Beni bağlamaz bunlar. Bütün dünya hepimizin. Ama ben isterim ki kendimize en uygun müttefiki bulup pastadan daha fazla pay kapma hırsımızla celalleneceğimize adam gibi bir dünyada hep birlikte yaşamayı öğrenebilmek ve asıl düşmanlarımıza karşı, yani bu emperyalist, kapitalist, ahlaksız ve de şerefsiz it sürüsüne karşı birleşseydik. O zaman belki arabalarımız, yanımızdaki seks partnerlerimiz veya evlerimizle avunmak zorunda kalmaz insanlığımızla yetinirdik.

Sonsuza dek baki kalmaya aday hiçbir devlet yoktur. Ama bizi geleceğe taşıyan da devletler değil insanlardır zaten. İnsan gibi insan olmaya da daha hala gönlü olmayanın ben kuracağı fason devlete ne diyeyim. Daha kendiminki adam olmamış bunca yılda zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)