17 Temmuz 2008 Perşembe

Bazıları Delirmez

Geceleri araba farlarına, fanatik hayran gibi gözü takılıp geçmişte ya da gelecekte kendi olmayan birinin hayatına şöyle bir girip çıkmayanlar var.

Söyledikleri her şeye anlam yükleyebilen ve hatta ciddi ciddi yorum ve tavsiyelerle katkıda bulunan kişilere sahip onlar.

Ellerindeki bardağı her zaman estetik yahut umarsızca bir biçimde tutabilen, asla aniden ve anlamsızca bir yerlere fırlatmayanlardan bahsediyorum.

Fabrika yemekhanesinde kirli bardakları bulaşıkhaneye götürürken arabayı devirdiğinde biri, kulakları cırtlatan gürültüye tepki verebilenler.

Her espriye istisnasız gülebilen ve hüznü de yeri geldiğinde hissedebilen.

Nerede konuşacağını, nerede susacağını da ajandasına kaydeden ve o ajandayı asla kaybetmeyenler.

Kendini yalnız hissettiğinde arkadaşını arayıp onunla laflayan, olmadı komşusuna ya da bir tanışına uğrayanlar.

Klasik müzik eşliğinde yemek yerlerken dikkatleri dağılmaz onların. Hep o masada, o yemeklerle başbaşa kalabilirler.

Elleri tanıdıktır. Onlara bakarken "Bu kimin eli. El ne?" filan demezler.

Hasta olduklarının farkında olmamaları mümkün değildir ve evlerini her seferinde bulabilmeleri olağandır.

Hayalleri vardır. Makul hayallerdir bunlar ve bunları gerçekleştirmek için de planlar yaparlar.

Nüfus cüzdanlarında yazıldığı gibidirler.

Hepsi birbirine benzemez. Neşeli, sıkıcı veya korkaktırlar.

Heyecan da ararlar bazen. Ama asla risk fazla olmamalıdır. Risk almak için kumar oynamayı beklerler. Sonra vazgeçerler.

Aileleri vardır ve mühimdir onlar. Nefret ya da sevgiyle konumlandırırlar ailelerini. İlla güçlü bir his beslerler onlara.

Bazıları sigara içer bazıları içmez. Ben içenlerini severim.

Bazıları öyledir, bazıları böyle. Bazılarını öyle sanırız, bazılarını böyle. Bazen onlardan sanırız kendimizi bazen ötekilerden. Oysa bilmeliyiz, nerde durduğumuza bakmadığımız zaman hepimiz deliyiz. Delilerin gözlerinden delilere bakan delileriz.

Bazıları Delirmez

bazıları hiç delirmez
ben, bazen koltuğun arkasında
3-4 gün boyunca yattığım olur
orda bulurlar beni
melaikeymiş derler
sonra gırtlağımdan aşağı şarap döküp
göğsümü ovarlar
yağ serperler üzerime
sonra kükreyerek kalkarım
atıp tutar, köpürürüm
onlara ve evrene küfreder
bahçeye kadar kovalarım
sonra kendimi çok iyi hisseder
tost ve yumurtanın başına otururum
bir şarkı mırıldanıp
aniden
pembe besili bir balina gibi
sevimli olurum
bazıları hiç delirmez
ne korkunç hayat sürüyorlardır
allah bilir

Charles Bukowski





http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=2111&siir=49055&order=oto

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)