1 Nisan 2017 Cumartesi

Nezaket mi Kamuflaj mı?

Zaman zaman bir peygamber edasıyla tebliğler yağdıran, bizleri yüce gönüllülükle kucaklayan solcu ve liboşlara rastlıyoruz. Karşımızdaki insanlar gerçekten yüksek bir aydınlanma yaşayıp ışıklarını bizle paylaşmaya tenezzül etmiş ermişler mi yoksa yine mi bir saçmalığın ortasında kaldık. Cevap genellikle ikinci şık oluyor maalesef.

Günümüzde yaşamakta olduğumuz bir kısım aymazlık döngüsüne, ahlaksızlık konforuna kapılmış çomar sürülerinin böyle olmasının tek sebebi kapitalizmmiş, sistemin bu şekilde yönlendirmesiymiş... Oysa görüyoruz ki maddi imkanları olmadığı için yeterli eğitim almamış pek çok insan(bu Anayasa'sında "sosyal devlettir" diye ibare olan bir devlet için utanç kaynağıdır elbet)  gayet olan bitenin idrakında ve tavırlardı da çok net.

Fakat bu üstün insanlar suçu tamamen sisteme atıp ısrarla eziklik kaynaklı ahlaksızlık çukurunda debelenen kişileri lütfedip "hoş görüyor" ve aklıyor. Bu aslında bildiğimiz kibir. Yukarılarda bir yerlerde olmadığın halde üstten bakıyor olduğunu sanma.

Hayatım boyunca sıklıkla duyduğum bir şey var. "Haklı olsan da üslubun bık bık". Kendi düsturum doğrudur, haklıdır yahut değildir şu: Söyleyeceğim lafı ben kendim, söyleme şeklimi ise lafı söylediğim kişi seçer. Bu aynı frekansta olmadığınız kişiyle iletişim kuramayacağınız gerçeğiyle alakalı bir tercih.
.
Tabi böyle yapınca zaman zaman "ben ne dedim ki şimdi", "ben burada kibar kibar konuşuyorum" gibi itirazlarla karşılaşmak pek mümkün. Kibiri nezaket pelerini ile süper kahraman olarak takdim etmek bu. Nezaketi pasif agresyona yahur ironi adı altında gayet aktif agresyona alet eden çok insan var. Çoğu insana da yutturuyorlar bu algı aldatmacasını. Ama herkes yutacak sanılmasın. Çoğu insan en çok kendinin avukatı olmayı sevdiğinden bunu yapmadığını/bunu planlı olarak yapmadığını iddia edebilir. Doğrudur da. Bu da başlı başına şuursuzluk. Şuursuzluk da bir ihmal meselesidir. Kişiyi doğrudan aklayan bir mazeret değildir.

Ben de zaman zaman sosyal mecralarda yahut reelde çok dangoz bir fikri savunan insanlarla nezaketli iletişim kurmaya gayret ediyorum. Çünkü nadiren de olsa bazen insanlar gerçekten körlüğe düşüyor. Aslında örtülü kötü bir niyetleri olmasa dahi acayip fikirlere kapılıp gitmiş olabiliyorlar. Bu mental kapasite yahut mental bozukluklardan kaynaklanabiliyor. Bu insanın hali elbette diğerleri ile bir değil. Bunlar istisnadır. Zaten dağılmaya müsait psikolojilerine eziyet etmek manasızdır. Bunlara bir şeyi anlatmak, açıklamak, bunları yönlendirmek profesyonel insanların işidir. Fakat bu insanların sayısı da öyle çok değil. Yani sizin "yüksek merhamet"inize muhtaç insan sayısı hepsi ve herkes gibi miktarlardan çok uzakta.

Birilerine yüce gönüllük taslamadan önce, kendinizi birilerini iyileştiren ulvi el olarak görmeden önce yeterince gönlünüz var mı? İyileştiriyorum sanırken virüs mü bulaştırıyorum acaba diye önden bir kontrol ediniz. Bunu mümkün olduğunca objektif bir şekilde yapmak için farklı insanların sizi nasıl gördüğünü de test ederek yapınız. Belki de olmak istediğiniz kişiden o kadar da uzakta değilsinizdir ama biraz emek vermeniz gerekiyordur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)