2 Mart 2008 Pazar

Tehlikeli yazı

Üzerinde ikamet etmekte olduğumuz dünyaya hükmetme, şekil verme arzusuyla yanıp tutuşan gönüllülere öncelikle hörmetlerimi sunmak istiyorum. Yani hakikaten bu kadar özveri, kafa mesaisi, hatta cesaret apayrı bir takdir konusu. Ama ben takdir değil hörmet sundum. Neden? Çünkü bende sunulacak kalite hörmet yok. Kof bendeki hörmet.

Bu gün yine boktan bir dünyaya uyandık. Aslında bu dünyanın malzemesi belli. Ne yaparsak yapalım bir şekilde boktan olacak. Ama bu kadar boktan da olmayabilirdi.

Gündemimizde neler var(Güneri Civaoğlu mode on); 1. Türban 2. Kuzey Irak operasyonu 3. gs-fb kupa maçı.

Kişisel gündemim; 1. Kilo vermek 2. Sayısal lotoyu tutturmak 3. Tatil için para biriktirmek (2. maddeye pek güvenmediğim açık)

Yani birilerinin poposunda boza pişerken ve hatta boza pişirelecek popolarını bile kaybetmişken, utanmaz, ahlaksız ve küstah biri olarak ahan da bu kadar duyarsızım. Sebebçem neler? (Her ne kadar ihtiyacım olmasa da)

Öncelikle sıkıldım ben. Bu saçmalıklardan filan. Tekrar tekrar kullanılan senaryoları yutturmalarından. Sürekli Çark-ı felek izlemekten bıkmayan bu insanlardan. Çark-ı felek yapımcılarından, sunucularından, sponsorlarından. İzlemek istemediğim halde bana zorla dayatılan şaklabanlıklardan. Ek olarak kullanılan kanın ketçap olmadığı gerçeğinden.

Halkı suça teşvik etmek istiyorum. Halkı suça teşvik etmeyi istediğini ifşanın suça övgü olarak değerlendirilmesi ihtimali bile sıkıcıyken. İsteklerimden, fikrimden, benden beni soğutmaya çalışan sistemin götüne koymak istiyorum.

Sokağa çıkmak ve herkesin kafasına şöyle bir çakmak istiyorum. Ardından "Kendine gel aptal" demek. Sıraya dizip ellerine cetvelle vuracağım ve lisenin en güzel faşist hocası olacağım.

Sonsuzca aptallıkları o kadar sıktı ki neredeyse kendimi akıllı bulacağım. Ve o kadar saçmalıyorlar ki, öylesine ve sıkıcı hissediyorum artık kendimi.

Nükleer güce sahip bir erkek istiyormuş Carla. Ona zenci erkek arkadaş ayarlamak istiyorum.

Dünyayı yönetmek istiyormuş bazıları. Hepsini laboratuarımda kucak dansçısı yapsam diyorum.

Gerçekten sıkıldım yüksek, daha yüksek binalar yapma tutukularından. Gereksizce üremelerini bu binalarla kutlandırır gibiler. Uyduları, uçakları, gökyüzünde özgür hissetmek yerine esarete adadıkları her türlü aletleri, edevatları ve hırdavatları düşsün bu binaların tepelerine.

Ülkeler istiyorlarmış, bayraklar ve marşlar ha bir de cennet diye bir yer varmış ona da taliplermiş. Okuma bayramları ve müsamerelerdeki o küçük piçlerin meğer ne büyük hayalleri varmış.

Dünyaya sataşmak ve onu yok etmek istiyorum. Çünkü canımı sıkıyor. Ve evet sadece ben istiyorum diye yok olsun istiyorum. Onlar beceriyorlar diye değil.

KORKARIM

Gençlimi kimse bilmez
Sakallarımdan çocuk kokusu
Ağzımdan ay ışığı fışkırır benim
Ceketimi yağmurlara astığımdan beri
Tehlikeli şiir okur
Dünyaya sataşırım ben

Güzüm baharlara
Yüzüm yağmurlara
Hüznüm dağlara küs

Gözüm sabahlara
Ömrüm topraklara
Hüznüm dağlara küs

Geceden karanlık sebebim
Geceden mülteci kederim
Korkarım dönmez yüreğim
Korkarım güzelim korkarım

Beni soracaklar
Beni bulacaklar
Beni yoracaklar yar

Beni tutacaklar
Beni yakacaklar
Bana kıyacaklar yar

Sorulur karanlık sebebim
Vurulur mülteci kederim
Korkarım dönmez yüreğim
Korkarım güzelim korkarım.


Söz: Gülten Kaya Hayaloğlu
Müzik: Ahmet Kaya

2 yorum:

  1. boktanlık konusundaki saptamanızla eşdeğer olarak öfke hissetmenin doğallığından bahsetmek isterdim. heyhat gücüm yok bu boktan harfleri yan yana getirip bir fikir ileri süren cümleler kurmaya. evrene dair tek beklentim onu yokedecek butonun elimde olması. butona defalarca basabilme yetisine sahibim boneli maria.

    YanıtlaSil

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)