9 Aralık 2007 Pazar

Lee Falk



Lee Falk The Phantom ve Mandrake the Magician'in 1911 doğumlu yaratıcısı. Benim için pek ama pek çok mühim bir şahsiyet. Şu dönem çocukların çizgiromanlarla alakası ne şekil bir seviyede bilemem. Ama bizim zamanımızda gayet seviyeli değildi. İçli dışlıydık. Suyu çıkmıştı ilişkimizin. Herkesin kendince en beğendiği karakter yahut hikaye vardır o dönem. Benimkisi ahan da Phantom'du. İlk özel kostümle sahnelere teşrif eden kahraman. Herkesin ölümsüz sandığı ölümlü efsane.




The phantom bizde kızılmaske idi. Beyaz atım olsa, Eden'a gitsem. Şöle havalı bir yüzükle damgalasam insanları. Ne bileyim. Herkese haddini bildirsem. "O köpek değil kurt" diye harlasam ona buna. Böyle doğayla içiçe ve kodumu oturtan bi insan olsam hayalleri kurdurdu phantom abimiz. Hayallere devam etmiyor değiliz aslında. Öyle bir iz bırakmış ki silemiyoruz. Belki çaktırmadan yüzüğüyle beni de işaretlemiştir.



Bir diğer hastası olduğum ama Phantom'la kurduğum gönül bağından çok hayal aleminde beni gezdirmesiyle büyüleyen yaratıcı hikaye ve onun muhteşem karakteri Mandrake idi. Mandrake karizma adamdı. Hoştu şuydu buydu. Değişik olaylar gelişirdi o vakit hikayede. Çocuk aklı heyecanla okurduk. Başta Lee Falk çizerken akabinde Phil Davis'e devretmişti Falk çizim işini.





Diğer çizgiromanlardaki gibi göz yoran, gereksiz bin tane tarama olmazdı bu iki çizgiromanda da. Bana göre bilhassa Phantom çocuklar için harika bir örnekti. Diğer kahramanlar gibi ne olağanüstüydü o kadar, ne de şiddet kallavi yumrukların haricinde çok fazla ön planda değildi. İyilik ve Doğa sevgisi çok fazla ön plandaydı. Zaten misal Mandrake'nin en yakın dostunun ırkçılığın maksimize olduğu bir dönemde arap olarak çizilmesi de son derece manidardı.

Bu güzel adama, verdiği mesajlara, yazdıklarına, çizdiklerine teşekkür ederim. Sayesinde çocukluğum bişeye benzedi bi nebze.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)