23 Kasım 2008 Pazar

ev ararken aklını kaybetmek

Gönül isterdi ki yazının başlığı "kiralık/satılık ev aramanın incelikleri" gibi bir şey olsun. Lakin yine olmadı, yine kabasını yazacağım.

Bir kere şunu söyliyim. İstanbul'un taşı toprağı boktan. Ha burada yaşamiyim dedim, gittim geldim. Çok uzun uzakta kalınca niye gittiğini unutuyor insan. Kafama sıçiyim.

Şimdi ben senelerdir taşınan eden bir insan olarak sizlerlen tecrübelerimi paylaşiim önce bi.

Kiralık veya satılık ev ararken birincisi bütçenin sınırlarını çok net çizecen kardeşim. Üç beş ekstra özellik uğruna önceden hesaba katmadığın gideri bütçene monte etmeye kalkmicen. Bütçen çok genişse fazla düşünmene gerek yok zati. Git bul evini, otur aşağı.

Gelelim bütçesi sınırlı kişi ve kurumlara.

Evin bulunduğu muhit, evin özellikleri, evin konumu, büyüklüğü, ısınma özellikleri, fiyatı vs.'si hepsi bir arada süpper şahane bir şekilde olmuyor kardeşim. Olanlar 2500'den başlıyor ak.

Olasılık problemleri gibi. Torbada 10 bilye var ve sen illa 4 tane seçmek zorundasın.

Şimdi ben trafikte deliren. Trafikte canavarlaşan. İçindeki hayvanı ortaya çıkaran biri olarak trafiği elemine etmek amacıylan metroya yakın bir yerleşim yerinde ev bakmaya düştüm yollara. Tabi sizin işiniz metroya yakın olmayabilir. O durumda bilyelerden birini zaten istemiyorsunuz. Bu iyi mi, kötü mü bilemem artık.

Metroya yakın denince olasılıklar düşüyor tabi. Ne de olsa avrupanın en uzun metrosuna sahibiz. Metro dediğim light metro değil. Bildiğin yerin altından giden trenler felam, yapımı esnasında yağmurda suların filan bastığı.

Kaç durak var? Hah ordan hesab et. Yine de başladım elmadağ, harbiye bilmem ne. Ben keçi gibi tırmanırım, ortam da beni bağlamaz, çingene çalsın kürt oynasın derseniz çok ev var. Var da evlerin haraplığı ve her sokakta min. bir adet inşaatın olması da sıkıntı yaratmıosa 500-650 arası ısınabilen, bodrum katı olmayan evler filan bulabilirsiniz. Ben oralara inmedim, direk radyo evinin karşısındaki paralel sokaklara baktım. En bi "Hah bu belki olur" dediğim, pimapeni olmayan, taş çatlasın 75 metrekare, doğrudüzgün ışık almayan eve 1000ytl dedi. Sahibi bunu diyen. 2 kira da depozito alacakmış. Ben dedim şu dönmelerle gece otostopa çıksam, sabah işe gitsem oldu bu iş şahane. Lan o eve 1000ytl verecek hıyarı bul sonra da getir benlen tanıştır. İki asgari ücretli bu evi tutamıyor arkadaşım. Öle şahane ev.

Sonra tırım tırım devam ettim yola. Şimdi bir Kurtuluş vakası var elimizde. Vaka diyorum çünkü abicim o ne öyle be Kurtuluş olmuş Etiler. Etiler de zaten olmuş LA. Kurtuluş'un Osmanbey metrosuna yakın bölgesi var bir adet. Pangaltı oluyor kendileri. Hah işte ora ben diyim Londra merkez sen de Tokyo vasıtayla 1 saat. Lan yine fiks menü. 1000ytl. Apartıman Menderes asıldığından beri orda ve çivi çakmamışlar. Ve evet kombili bravo. O kombi yüzünden 1500ytl depozito istiyorlar. Ev boş. Bomboş ama kombi var. Her an söküp götürebilirim o kombiyi çünkü. Manyağım ya o kadar peşinat, depozito, emlakçı parası vericem, çünkü tek amacım Buderus'un fi tarihinde ürettiği kombiyi söküp kaçırmak. Allan manyağına ev verirler mi vermezler tabi. Sür eşeği Osmanbey'e.

Osmanbey konusunu açmak bile istemiyorum aslında. Bunak ev sahipleri, tarihi eser sınıfındaki, izbe, bakımsız evlerini pek kıymetli sayıyor. Yani kadına bu günün tarihi ne diye sorsam köstekli saatine bakar yine de piyasayı takibi harika. Ev 1100ytl. İki kira depozito. Evet yine Buderus. Tamam o depozitoyu geri alıcam da, o depozitoyu ben bunun anca varislerinden mahkeme kanalıyla filan alabilirim. Ömrümü heba ettiniz lan.

Şişli'nin de köküne kibrit suyu lan. Netekim fiks menü, oturulabilinicek evler 1000Ytl'den açılıo ki metronun dibi filan değil lan bu perihan'ı, hanfendisi bilmem ne şu bu. Pazarlıkla 950 yapıolar. Evlerin de Kurtuluş'un metroya yakın bölgesinden farkı yok. Tipi de, fiyatı da, emlakçısı da aynı.

Gelelim cağnım takımımın kalesinin de bulunduğu Mecidiyeköy'e. Bunun meşhur Ortaklar'ının azına ediyim bi kere. Oraya bakamıyorsun bile zira kapıcı daireleri Zürih'te bahçekatına denk düşüyor. Pazarın kurulduğu cadde var Dereboyu. Ahan da orayı bilirim zati, isi pisi, gürültüsü bitmez. E Gülbağ'da oturacak olsak direk Zincirlikuyu mezarlığında yatarız geceleri masraf çıkmaz.

Levent olayına da girmiyim diyorum ama şöyle giriyim. Efenim bunlar 4. Levent metroya 10 dakika diye ilan veriyorlar. Ev Seyrantepe'de çıkıyor. "Nasıl yani?" deyince "Ha işte otobüsle trafik olmazsa 10 dakika" diyebiliyorlar. Yani netten ilan bulursanız ariyip gugıl ört koordinatlarını isteyin. Adam Levent der Çeliktepe çıkar, Sinop çıkar. Uçakla 1 saat netekim.

Anliceniz oynaticem. Neyzen Tevfik olmama ramak kaldı. Yahut Hannibal Lecter. Artık hangisi denk gelirse. Bu mudur kardeşim?

3 yorum:

  1. Ben de bir müddettir şu ev arama telaşına bulaşmış vaziyetteyim. Şehir İzmir, o yüzden fiyatlar buradakilerin yarısından başlıyor ama yine de nefret dolu bir serüven.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Özgür Ruh henüz aklını kaybetmediysen bu tatsız süreçte, bizim bloga davetlisin dostum. sevgiler
    Başak

    YanıtlaSil
  3. ev ararken blogunu buldum :/ çok yararlı ama hayatımı googleearth üstünden yaşar oldum sanal mıyım gerçek miyim bilemiyom artık; ekrandan gezmek kolay kalkıp gidesim gelmiyo mekanlara.. kriz mriz kiralar düşmüşmüş.. nedir: şubat 2009: krizin ortası ama kimse burnundan kıl aldırmıyor bırak kira düşmesini eşşek bağlasan durmucak izbe mekanlar aynı fiyat, merak ettim ev buldun mu? bi de dereboyu caddesinde bi yer buldum sankim ama çok mu kötü bi yerdir cidden?

    YanıtlaSil

Yorumlar spam değilse küfür vs. içerse dahi yayınlanır ama biraz vakit alır :)