28 Ocak 2008 Pazartesi
Reeker
Türkçe dvd kapaklarında “davetsiz gelen” diye de adlandırıldığını tespit ettiğim film. Bu isim de hoş olmuş bence.
Reeker benim gibi klasik gerilim ve korku filmlerine bayılan tipler için vücut bulmuş bir film zannımca. Bilhassa introya bayıldım.
Hani yok artık ben sıkıldım aynı teranelerden derseniz bilemem. Ben seviyorum kardeşim “böö”lü, testereli, “anniciiim”li, soteli filmleri.
Bu filmin özelliği ise mantığının belli bir temele oturtulması konusunda hassas ve yaratıcı olunması.Ve evet korku filmi klişeleri de çok iyi kullanılmış.
Film neden bilmiyorum pek beğenilmemiş anladığım kadarıyla. Imdb’deki değerlendirmeler bilhassa o yonde. Benzer filmler söz konusu olabilir ama ben bu tür bir düğüm ve çözüme daha önce rastlamadım açıkçası.
Tabi sırf final için onca vakit harcanmaz ha bi de anlayamayan çıkarsa diye tane tane anlatılıyor mevzu finalde ama neyse artık.
Bence efektler olsun, oyunculuk olsun fena değildi. Bazı kısımlar ve performanslar gereksiz olsa da.
Hikaye belki biraz daha güzel ve etkileyici işlenebilirdi ama konu ölüm olunca fazla kasmaya gerek kalmıyor zaten.
Evet bugünkü konumuz davetsiz gelen ölüm ve onun bize hediye getirdiği berbat parfüm ile başa çıkma yöntemleri hakkında bir filmdi.
Kendinize iyi bakın ve ölmemeye çalışın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil